17

357 48 47
                                    

Chris bunun bardağı taşıran son damla olduğuna karar vererek sağ yumruğunu sertçe karşısında duran gencin suratının ortasına geçirdi. Seoho'ya olan nefretinin daha fazla artamayacağını düşündüğü her saniye yanıldığını anlıyordu.

"Denesene orospu çocuğu."

🦋

Seoho aldığı darbeyle geriye doğru sendelerken arkasındaki duvara yaslandı. Kısık sesli bir küfürle elini burnuna götürdü.

Chris bir an bile beklemeden yakalarından tuttuğu genci sertçe yere düşürdü ve üstüne çıktı.

"Seni uyardım!" diye bağırdı öfkeyle. "Bu çocuğa bir daha zarar vermeye çalışırsan belanı sikerim, dedim sana. Dinlemedin, öyle mi?"

Acımadan yüzünün ortasına bir yumruk daha geçirdiğinde Seungmin ancak kendine gelebilmişti. Hızla ilerleyerek kolunu tuttu.

"Chris, çıkmamız lazım. Şimdi sırası değil, sireni duymadın mı?"

"Siren falan hikaye." dedi Chris çatık kaşlarıyla Seungmin'e dönerek. "Bu piç boşu boşuna karışıklık çıkarmaya çalışıyor."

Seoho elini kaldırarak Chris'in göğsüne bir yumruk geçirdiğinde Chris sinirle yerde yatan çocuğa döndü tekrar.

Çırpınıp durduğu için zorlansa da ellerini tutup tek eliyle bacağının arasına sıkıştırdı.

Bir yandan bağıra bağıra tüm öfkesini kusarken arada da yüzüne ve bedenine zarar vermekten çekinmiyordu.

Seungmin durdurup durdurmamak konusunda kararsızdı. Chris'in boynundaki damarlar belirginleşmiş ve yüzü kızarmaya başlamıştı. Seoho'nun ise burnu, ağzı ve kaşının kenarları kan içinde kalmıştı.

Biraz sonra yaklaşan konuşma sesleriyle başını kapıya doğru çevirdi Seungmin.

"Bir siz eksiktiniz anasını satayım." diye mırıldandı kaşlarını çatarak.

"Yine mi sen lan?" dedi Seoho'nun arkadaşlarından biri Chris'e doğru yürürken.

Chris sesli bir şekilde nefes verdi ve yavaşça ayağa kalkarak çocuğun tam önünde dikilmeye başladı. "Onu size sormak lazım."

Birisi Chris ile tartışırken diğeri Seoho'nun yanına ilerleyerek onu ayağa kaldırmaya çalışıyordu.

"Oğlum, bulaşmayacaksınız işte!" diye bağırdı Chris çocuğun yüzüne doğru. "Neyini anlamıyorsunuz lan, kendi işinize bakacaksınız!"

Biraz sonra kapıdan giren iki öğretmenle hepsinin başı o tarafa dönmüştü.

"Yine ne oluyor size?" diye sordu Bay Yoo.

Karşılaştığı görüntü pek hoş sayılmazdı. Chris karşısındaki gençle kavga ederken Seungmin birkaç adım ötelerinden öylece dikilmiş onları izliyor, diğeri ise lavabonun önünde Seoho'nun yüzünü yıkamasına yardımcı olmaya çalışıyordu.

"Bu kaçıncı kavga?" diye sitemle sordu Bayan Kim kaşlarını çatarak. "Hepiniz müdürün odasına, hemen!" diyerek eliyle kapıyı işaret etti.

"Seoho'yu revire götürün, muhtemelen hastaneye gitmesi gerekecek." dedi Bay Yoo cümlesinin sonunda ima dolu bakışlarını Chris'e yollarken.

Chris öğretmeninin bakışlarını fark edince somurtarak iç çekti ve hemen ellerini yıkamaya başladı. Aynadan olan biteni izlerken herkesin çıktığını gördü. Yalnızca Seungmin kalmıştı.

"Bu sefer başımız belaya girecek sanırım." diye mırıldandı Seungmin gözlerini yerde gezdirirken.

Chris ellerini kuruladıktan sonra Seungmin'in yanına doğru adımladı. Tam karşısına dikildiğinde çatık kaşlarıyla yüzünü inceledi bir süre.

kelebek | chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin