13

390 48 43
                                    

"Sanırım hastaneye geçmemiz gerekecek." dedi aceleyle. "Kapatıyorum. Haber vereceğim sana, endişelenme ve beni bekle."

Seungmin yol kenarındaki bir bankta öylece oturuyordu ve pek iyi göründüğü söylenemezdi.

🦋

"Ne?" Jisung yüzüne kapatılan telefona baktı. Öfkeyle ofladı ve adımlarını durdurdu. Ne yapacaktı şimdi? Endişelenme demişti ama aynı zamanda hastaneye gideceklerini de söylemişti.

Öylece olduğu yerde kalırken birkaç saniye etrafına bakınarak ne yapacağını düşündü.

"Beni ne diye merakta bırakıyorsun ulan?" diye kendi kendine söylendikten sonra yönünü geriye döndü ve ciddi bir durum olmamasını umarak evine doğru yürümeye başladı.

Bu sırada Chris telaşla kapattığı telefonu cebine koydu ve gördüğü gencin yanına doğru adeta koşarak ilerledi.

"Seungmin? Seungmin, ne oldu sana?" diye sordu ses tonunun yükselmesini kontrol edemeden.

Seungmin'in kaşı patlamıştı ve yüzünün sağ tarafından aşağı kan süzülüyordu. Sağ eliyle sol bileğini tutuyordu sıkıca. Bileği morarmış ve şişmişti.

"Konuş benimle, ne oldu?"

Seungmin'in gözlerinden yaşlar akıyordu ve muhtemelen acıdan dolayı ses çıkarmamak için alt dudağını ısırıyordu sertçe.

Chris için onu karşısında böyle görmek hiç de iyi değildi fakat ne yapması gerektiğini de bilmiyordu.

Yanına oturarak elini hafifçe çenesine koydu ve kendisine bakmasını sağladı.

"Seungmin, lütfen..."

Seungmin daha fazla dayanamayarak kendini bıraktı ve sesli bir şekilde ağlamaya başladı. Chris başını kendi omuzuna yaslayarak saçlarını okşadı.

"Bileğim..." diye mırıldandı Seungmin. Ağladığı için zar zor konuşuyordu. "Bileğim çok acıyor."

"Düştün mü?" diye sordu Chris Seungmin'i omuzundan kaldırıp elini tutarken.

Bileğini acıtmamaya özen göstererek ne olduğuna bakmak için biraz inceledi.

Bu halinin düşmesi sonucu olduğunu düşünmek istiyordu. Çünkü ona bunu birinin yaptığını öğrenirse işler hiç de iyi ilerlemeyecekti.

Seungmin başını iki yana salladı hafifçe. Başı da kötü durumdaydı fakat bileğinin ağrısı öyle ağırdı ki dayanamıyordu.

Söyleyip söylememek konususunda kararsızdı. Çünkü Chris bunun sorumlusunun kim olduğunu öğrenirse kesinlikle sinirden deliye dönerdi.

"Gel, hastaneye gidelim. Daha iyi hissettiğin zaman anlatırsın." Sağ elini tutarak Seungmin'i kaldırmak için bir hamle yaptı fakat Seungmin onu durdurdu.

"Gitmeyelim."

"İmkanı yok." dedi Chris kaşlarını çatarak. "Hiç iyi durumda değilsin. Doktora görünmeliyiz."

Seungmin sakinleşmek adına derin nefesler alıp veriyordu. Chris giydiği hırkanın kollarını ellerine doğru çekti ve hafifçe yanında oturan gencin gözlerini kurulamaya çalıştı.

Chris oflayarak ne yapmasını gerektiğini düşündü. Öylece acı içinde oturmasını istemiyordu.

"Seungmin, şimdi mi anlatacaksın yoksa doktora göründükten sonra mı?"

İç çekerek Chris'e baktı. Chris kızarmış gözlerini ve ıslak kirpiklerini görünce içinin acıdığını hissetti. O hastaneye gitmek istemiyor olabilirdi fakat kendisi onu böyle izlemeye daha fazla dayanamazdı.

kelebek | chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin