Çocuğun koluna tutunarak acı çekerek yürümeye devam etti.
"Demek başıma kaldın Kim Seungmin."
🦋
"Yalnızca ilk müdahaleyi yaptım. Krem biraz sonra acısını hafifletir. Sen yat burada biraz dinlen. Sonra da çıkış saati gelmiş olur zaten, bir sorun olduğunu düşünürsen hastaneye gidebilirsin. Ama zaten ciddi bir şey gözükmüyor."
Seungmin başını sallayıp teşekkür etti. Bayan Lee de gülümseyerek odayı terk etti.
Seungmin birkaç saniye boş boş kapıya baktıktan sonra yanındaki çocuğa döndü. "Artık dersine gidebilirsin, buraya kadar ilgilendiğin için teşekkür ederim."
"Önemli değil." diyerek omuz silkti çocuk. "Dersim zaten boştu, o yüzden sorun değil. Tek başına sıkılmayacaksan gidebilirim fakat istersen arkadaşın gelene kadar yanında durayım."
Seungmin başını salladı. "Aslında güzel olur."
"Adım Christopher bu arada, kısaca Chris. 12/C'deyim."
"Ben de 11/A'dan Seungmin ama zaten öğrendin sanırım."
Gülümsedi Chris ve böylece gamzeleri kendini belli etti.
"Canın çok yanıyor mu hâlâ?"
Başını iki yana salladı. "Hafifledi biraz. En azından dayanılır hale geldi." Üstündeki hırkaya bakıp elini ensesine attı.
"Hırkan... Tekrar teşekkür ederim. Yıkayıp getiririm yarın."
Chris elini salladı boşlukta. "Buna hiç gerek yok, sende kalabilir."
"Hayır." dedi Seungmin kaşlarını kaldırarak. "Geri almalısın."
"Sana hediye ediyorum öyleyse." Gülümsedi. "Yeni arkadaşından bir merhaba hediyesi olarak düşünebilirsin. Eğer kullanmam diyorsan da atarsın."
"Atmayacağım. Sen öyle diyorsan öyle olsun ama bunun altında kalmam, haberin olsun. En yakın zamanda ben de merhaba hediyemi vereceğim."
"Nasıl istersen." dedi Chris gülüşü büyürken.
Konu konuyu açarken dakikalarca sohbet etmişlerdi. Daha sonra zilin sesi duyulmuş ve hemen ardından Hyunjin içeriye dalmıştı.
"Ah... Cidden bu adam..." Kapıyı kapatıp soluklanmak için dizlerine doğru eğildi. Nefeslerini düzene sokunca hemen Seungmin'in yattığı yerin sol tarafına geçti ve koluna sarıldı. "Nasıl oldun? İyi misin? Uçarak geldim resmen. Dersi bitirip sınıfı serbest bıraktı ama çıkmama izin vermedi."
Seungmin onun haline hafifçe gülüp elini kolunun üzerindeki eline koydu. "Evet, iyiyim." Diğer tarafta oturan çocuğa yandan bir bakış atıp devam etti. "Chris sağ olsun, bayağı kafamı dağıttı."
Onun cümlesiyle Hyunjin doğrulup karşısındaki çocuğa döndü ve eğilerek selam verdi. "Teşekkürler Seungmin ile ilgilendiğin için."
"Önemli değil." dedi Chris de hafifçe eğilerek.
Biraz sonra kapı tekrar açıldığında üçlünün bakışları o tarafa döndü.
"Seungmin? Neredesin oğlum, ne oldu sana?" diyerek içeri girdi Jisung.
Başını iki yana salladı Seungmin. "Bir şeyim yok. Üzerime kahve döküldü, o kadar."
Jisung alaycı bir ifadeyle karşıdaki koltuğa oturdu. "O zaman niye her tarafı ayağa kaldırdın lan? Daehwi sınıfa öyle bir girdi ki tabutunu falan çıkaracağız sandım."
Seungmin dediği şeye gülerken Jisung'un bakışları Hyunjin ve Chris arasında gezindi.
"Selam bu arada. Hyung, sen bizimkilerle tanışıyor muydun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kelebek | chanmin
Cerita Pendek"Bu tür şeylere kelebek etkisi denildiğini duymuştum. Düzenin başında gerçekleşen küçük değişiklikler, beklenilmeyen büyük sonuçlara yol açabiliyormuş." mel, 22.