9

372 52 81
                                    

Chris biraz düşündükten sonra aklına gelen ilk şeyi söyledi. "Belki de farkında değil fakat Hyunjin'den hoşlanıyor."

Felix başını iki yana sallarken güldü. "Bunu duymaya bile tahammül edebileceğini sanmam."

🦋

"Oğlum ben çok gerildim lan." dedi Jisung kaşlarını çatarak. "Çalıştım aslında ama her şeyi unutmuşum gibi hissediyorum."

Ellerinde kalemlikleriyle koridorun ortasında dikiliyorlardı. Ders zili çaldığında sınava girecekleri sınıflara dağılacaklardı. Seungmin kendi sınıfında, Jisung ile Hyunjin ise üst kattaki sınıflardan birinde sınava girecekti.

"Keşke kopya hazırlasaydık." diye söylendi Hyunjin. "Yanımda da veletlerden biri var zaten, hiç yardım alamayacağım."

"Aynı benim durum da." dedi Jisung. "Seungmin, senin yanında kim var?"

"Benimki de alt sınıflardan." dedi Seungmin. "Cidden son sınıflardan birisi olsa çok mutlu olurdum."

"Hepimiz yanmışız demek..." diye mırıldandı Hyunjin. "Ulan kim çıkardı bu kelebek sistemi olayını?"

Cümlesi bittiği an çalan zille beraber birbirlerine baktılar. Jisung oflayarak Hyunjin'in koluna girdi. "O an geldi arkadaşlar. Gidip de dönememek var, şimdiden hepinize hayatta başarılar."

Seungmin yavaşça sırtına vurdu ve yanından ayrılışlarını izledi. Kendi sınıfina geçip sırasına oturdu. Öğrenciler yavaş yavaş içeriye giriyor ve yerlerine geçiyordu. Çok geçmeden neredeyse tüm sıralar dolmuştu fakat Seungmin'in yanı hâlâ boştu.

Biraz sonra gözetmen öğretmen sınıfa girdiğinde tüm sınıf sessizliğe bürünmüştü. Kağıtları dağıtıp masasına geçti ve sınavın başladığını bildirdi.

"Geç kaldığım için üzgünüm, geçebilir miyim?"

Seungmin tam kağıda dönüp başlayacağı sırada gelen sesle kafasını kaldırıp kapıya baktı.

"Geç bakalım. Kaçıncı sınıfsın?" dedi ve masanın üzerindeki kağıtlara yöneldi öğretmen.

"12." diyerek masaya yaklaştı genç ve öğretmenin uzattığı kağıdı aldı. Sıra numaralarını kontrol ederek arkaya kadar geldi. Sırasını bulunca başını Seungmin'e çevirdi. Anlık şaşkınlığı gözle görülürken hemen kendini topladı ve sıraya oturdu.

"Burada ne yapıyorsun Chris?" diye sordu Seungmin fısıltıyla yanındaki çocuğa eğilirken.

"Anlatırım." diyerek geçiştirdi aynı fısıltıyla ve hemen kağıdına döndü.

Seungmin de daha fazla oyalanmadan sınavına odaklanmaya çalıştı.

Dakikalar ilerliyor, Seungmin çözebildiği tüm soruları çözüyordu. Bazen duraksıyor, dakikalarca yalnızca kağıda bakıyordu. Göz ucuyla Chris'i kontrol ettiğinde hızlıca kalemini oynatıp sırayla soruları geçtiğini gördü.

Biraz sonra yoklama kağıdı onlara geldiğinde Seungmin imza atttı ve kağıdı Chris'e uzattı.

Chris kağıdı imzalamadan öndekilere verdi ve el kaldırarak öğretmene baktı. "Hocam, benim adım bu sınıfta yok. Gerekçesini size çıkışta söylesem olur mu?"

"Tamam, olur." diyerek başını salladı gözetmen.

Seungmin'n boş kalan üç sorusu vardı ve sınavın bitimine 15 dakika kalmıştı. Hafızasını zorlasa da cevaplar aklına gelmiyordu. Umutsuzca iç çekip kalemini bıraktı ve zilin çalmasını beklemeye başladı.

Chris sonunda sınavı bitirince derin bir nefes alıp verdi. Yanında oturan çocuğa ve kağıdına baktı. Başını hafifçe kaldırıp gözetmeni kontrol ettikten sonra gözlerini öğretmenden hiç ayırmadan ellerini kağıtların üzerine koydu ve hızla yerlerini değiştirdi.

kelebek | chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin