18

402 46 61
                                    

"Okul bloğunun şifresini 'asd123' yapmak pek yaratıcı değil. Admininizi değiştirdim. Biraz da değişiklik ve güncelleme yaptım, güle güle kullanın."

🦋

Seoho'nun okul sayfasında yaptığı değişiklikler ve güncellemeler pek de "biraz" sayılabilecek durumda değildi.

"Bay Kim'in Bilinmeyen Süper Yakışıklı Oğlu" ve "Kesin Yaşanmıştırcılar İçin Kanıtlar, Götünüze Sokabilirsiniz" adlı iki video yüklenmişti.

"Nasıl, beğendiniz mi sürprizimi?" diye sordu Seoho oturduğu yerden öne doğru eğilerek. Yüzünde sanki küçük bir çocuğunki gibi hevesli bir ifade vardı. "Site tasarımını da değiştireceğim, şimdilik onu görmezden gelin."

"Dalga mı geçiyorsun lan sen benimle?" diye birden bağırdı Bay Kim. Hiddetle ayağa kalkarak masanın etrafından dolaştı. Seoho'nun oturduğu koltuğun önünde durarak yakasına yapıştı ve ayağa kaldırdı.

"Yok babacığım, sana öyle geliyor." dedi Seoho keyifle sırıtarak.

"Seni bitireceğim lan işte şimdi!" diyerek öfkeyle bağırmaya devam ederken yakasından tuttuğu çocuğu sertçe sarsıyordu.

Seungmin müdahale etmek istemese de Chris hızla yanlarına ulaşarak Seoho'yu adamın elinden kurtarmaya çalıştı.

"Bunlar pek mantıklı hareketler değil."

"Ne mantığı lan?" diye adeta gürledi Bay Kim. Çatık kaşları ve kısılmış gözleriyle öfkeden delirecek gibi görünüyordu. Hızla nefes alıp veriyordu ve alnında damla damla terler birikmeye başlamıştı.

Kapının tekrar sertçe açılmasıyla içeridekilerin bakışı o yöne döndü. Gelen Bay Yoo'ydu.

"Sesiniz dışarıya kadar geliyor." Bay Kim'in karşısındaki çocukla yaka paça birbirine girdiğini görünce çatık kaşları bu sefer şaşkınlıkla havalandı ve kocaman olmuş gözleriyle yanlarına doğru ilerledi.

"Efendim, ne yapıyorsunuz?" diyerek Seoho'yu elinden kurtarıp yanına doğru çekti. "Sakin olun lütfen, böyle bir yere varamayız."

"Ne diye sakin olacakmışım?" diye sinirle söylendi Bay Kim. "Bu it benim hayatımı mahvetmeye çalışıyor."

"Bana bak orospu çocuğu, benim ağzımı açtırma!" diye öfkeyle bağırarak karşılık verdi Seoho. Karşısındaki adama doğru hareketlense de Bay Yoo tarafından sertçe durdurulmuştu.

"Düzgün konuş lan benimle!"

Ortamdaki gerilim her geçen saniye daha da artarken Seungmin hâlâ izlemekle yetiniyordu. Bay Yoo ve Chris herhangi bir ani harekete karşı tedbir amaçlı iki tarafı da engellemeye çalışıyordu.

Birkaç dakika daha süren hararetli tartışmanın sonunda müdür, Chris'in engelleme çabalarını boşa çıkararak karşısındaki gencin suratına oldukça sert bir tokat geçiriverdi.

Tüm gürültü birden kesilip yerini bir ölüm sessizliğine bıraktığında odanın havasındaki kasvet hissedilmeyecek gibi değildi.

Seoho birkaç saniye başı yana eğik şekilde durduktan sonra hafifçe güldü. Daha sonra bu gülüş yerini kıkırtıya ve git gide büyüyen bir kahkahaya çevirdi.

Seungmin, Seoho'nun kahkahasıyla gerildiğini hissetti. Hepsi bir şey yapmadan çatık kaşlarla öylece onu izliyordu.

Nefesi tükenene kadar güldükten sonra başını kaldırdı sonunda. Gözleri dolu doluydu, kaşları çatılmıştı. Yüzündeki öfke rahatlıkla okunabiliyordu.

"İstediğini yap." dedi oldukça sakin ve ürpertici bir ses tonuyla. "Çünkü tüm kariyerin bitti. Yokluğunun ağırlığıyla ağlayan küçük çocuk büyüdü ve tüm planlarının anasını sikti. Mutlu musun şimdi? Çünkü ben çok mutluyum."

kelebek | chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin