14

392 50 46
                                    

Chris duyduğu şeyle sırıtırken başını salladı. "Sen nereye dalıyorsun acaba şu halde?"

Seungmin suratını asarak ofladı. "Ben ne yapacağım üç hafta bununla ya?" diye söylendi alçılı kolunu hafifçe kaldırarak.

🦋

"Babana ne diyeceksin?" diye sordu Chris.

"Bilmiyorum ki." dedi Seungmin. "Düştüm falan desem yer mi dersin?"

"Sanmam." diyerek başını iki yana salladı. "Neden doğruyu söylemiyorsun?"

"Çünkü asla bunun peşini bırakmaz."

"Haklı çünkü." dedi kaşlarını çatarak Chris. "Artık birilerinin bu meselenin üstüne gitmesi lazım. Şu an bazı velilerden şikayet geliyor. Artarsa olay çok daha ciddi bir boyut kazanır ve artık bir çözüm üretmek zorunda kalırlar."

"Olabilir." dedi Seungmin başını sallayarak. "Ama bu kadar öğrenci ve veli şikayetçiyken bir şey yapmıyorsalar şimdi de bir değişiklik oluşturacağını sanmam."

"Daha önce senin de söylediğin gibi, Seoho kesinlikle müdüre baskı yapıyor." dedi Chris. "Ama ortada bilmediğimiz şeyler de var sanki."

Onaylamak için başını salladı hızla Seungmin. "Evet, bence de. Yoksa sadece baba-oğul olduklarını saklamak için olamaz bu kadar tolerans."

"Eee..." diye mırıldandı biraz sonra Chris. "Yani babana anlatacak mısın sonuç olarak?"

"O gün, üzerime kahve döküldüğünü bile söylememiştim endişelenmesin diye. Sen düşün." diyerek sırıttı hafifçe.

Chris kaşlarını kaldırdı. "O zaman biraz sıkıntı çıkabilir."

Seungmin dudağını ısırarak başını iki yana salladı. "Sorma, sorma."

Birkaç dakika sessizce oturdular. Seungmin bakışlarını etrafta gezdirirken Chris'in gözlerinin kendi üzerinde olduğunun farkındaydı.

"Neden şöyle bakıyorsun?" diye sordu sonunda pes edip Chris'e bakarken.

"Nasıl bakıyorum?" dedi Chris gözlerini kısarken. Hafifçe sırıtıyordu.

Chris kolunu oturdukları bankın arkasına yaslamış, başını da koluna koymuştu. Vücudu tam olarak yanındaki gence dönüktü. Seungmin ise dümdüz bir şekilde oturuyordu. Kucağına koyduğu elleriyle oynuyor, başını yana çevirerek Chris'e dönmüştü.

"Ne bileyim?" diye mırıldandı Seungmin.

Chris hiçbir şey demeden sırıtmaya devam ederken Seungmin de ona bakıyordu.

"Biliyor musun?" diye başladı Chris. "Sana zarar verdiği için Seoho'yu mahvedeceğim. Bir daha ne o ne de başkası sana hiçbir şey yapamayacak."

"Daha şimdi diğerlerini sakinleştirmeye çalışıyordun. Örnek öğrenciye ne oldu Christopher?" dedi Seungmin alayla sırıtırken.

Chris başını iki yana salladı. "Örnek öğrenci falan kalmadı."

"Aslında hazır öğretmenlerin gözünde güzel bi konuma ulaşmışken hiç bozmasan mı?"

"Hayır." dedi Chris kaşlarını çatarak. "Umurumda bile değil."

"Ama Seoho gibi bir aptal için-"

"Seungmin." diyerek sözünü kesti Chris. "İnan, umurumda değil. Hepsi buraya kadardı, artık görmezden gelemem. Seoho için değil senin için, sana zarar verdiği için artık müdahale edeceğim."

Seungmin hafifçe gülümsemekten alamadı kendini. Dudaklarını birbirine bastırdı ve başını önüne eğerek ellerine baktı.

"Babana söylemeden nasıl idare edeceksin?" diye sordu Chris. "Elin, bileğin komple alçıda. Görmemesi imkansız."

kelebek | chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin