25 : Final Maçı

347 27 0
                                    


Bugün günlerden final maçı idi . 12/A 'ya karşı 12/D . Acaba 12/A sınıfı mı yenecekti yoksa biz 12/D sınıfı mı yenecektik . Bakalım , yakında her şey açıklığa kavuşacak ve okul takımı belli olacaktı .

Öğle arası final maçı oynanacaktı . Eminim ki birsürü kız olacak ve salon dolup taşacaktı biz kendimize bile oturma yeri zar zor bulacaktık . Tabii erken gidemezsek içeri bile giremeyecektik orası ayrı .

...

Öğle arasına kadar neredeyse her teneffüs Berkeden mesaj geliyor ve yapmam gereken şeyi hatırlayıp duruyordum . Öğle arası olunca son mesajını da atıp maç için salona gitmişti . Mesajda da şu yazıyordu : "Sevgiline şans öpücükleri atmayı unutma ;) Ha bir de mümkünse KISS ! "

Vakit kaybetmeden kantinden atıştırmalık bir şeyler alıp salonun yolunu tuttum . Şimdiden içeride bayağı fazla kişi vardı . En öne geçip oturdum . Şuan takımlar hazırlanıyor , ısınıyordu . Berat ve Berke'nin gözleri sürekli üstümdeydi . Berke bu bakışları ile bana yapmam gerekenleri hatırlatıyordu . Ben de maç başlayana kadar elimdeki şeyleri yemeye koyulmuştum . Tam o sırada benim bir şey yediğimi gören Yiğit aşağı da kedi misali bakınmaya başlamıştı . Ne ara gelmişti ki o buraya iki dakikada !?

Göz devirerek elimdeki paketin birini attım . Tek lokmada yutmuş ve paketi de elime tutuşturduğu gibi gitmişti . Yiğit giderken yanıma Hazal gelmiş ve yanlarımdaki boşluklar kapılmadan oturmuştu . Şuan ikimizde maçın başlamasını bekliyorduk . Tek fark o dört gözle bekliyordu . Ben ise keşke bu an gelmeseydi diye içimden haykırıyordum .

Ve sonunda beden öğretmeninin sahaya çıkışı ile maçın başlayacağını anlamıştım . O sırada yanımıza soluk soluğa Cemre gelmiş ve boş koltuğa oturmuştu . Hakemin düdüğü çalıp topu yükseğe fırlatmasıyla maç bitmişti . Ceyhun topu boy farkı sayesinde alarak arkadaşına paslamış ve maça biz başlamış idik . Çoktan tezahüratlar da başlamıştı tabii . Ama şuan benim tezahürat yapacak ne mecalim vardı ne de isteğim .

İlk periyot 12/A'nın kimse tarafından tanınmayan yeni oyuncusu nedeniyle kaybedilmişti . 1 dakikalık mola sonrası ikinci periyot başladı . Ceyhun sürekli topu alıp oyunu bizim takımın başlatmasını sağlıyordu . Ama tabii bu yetmiyordu . Bizimkilerin iyi oynaması ve maçı alması gerekiyordu . Sonrasında da okulllararası (liselerarası) turnuvadaydık .

O Berkay denen çocuk (Berke'nin sınıfına gelen basketbolcu çocuk) sürekli topları bizim elimizden alarak basket atıyordu . Top eline geçtiği gibi kimse onu durduramıyordu . Bu yüzden ilk periyot kaybedilmiş ve ikinci periyot un ortasına doğru da kaybetmeye devam ediyorduk .

Artık oyun taktiğinin değişmesi şart idi . Bu Berkay denen çocuğu hiçbir savunma oyuncumuz durduramıyorsa en iyi oyuncumuz - forvet olduğu halde - Berat tutmalıydı . Umarım bunu akıl ederlerdi . Çünkü oyun kurucu gibi buradan bağırmak istemiyordum .

...

İkinci tur da böyle geçip gitmişti . Zar zor sayılar alarak ve basket atmalarını engelleyerek arayı fazla açmadan önde bitirmelerini sağlamıştık . Son 2 periyot kalmıştı ve ikisini de kazanmamız gerekiyordu ki berabere kalalım . Tabii bu periyot beraberliğinden sonra sayılara bakılacaktı . Eğer sayılarda eşit olursa yine atış yapacaklardı .

2.periyot bitimi 5 dakikalık mola verilmişti . Oyuncular kenarlara ayrılıp sularını içerek dinlenirken Hazal ve Cemre Yiğit ile Buğraya destek veriyordu . Yiğit taktik olarak ne yapacağız diye Berat'a sorarken en nihayetinde aklımda fikri söyleyivermiştim .

Benim bu fikrime Yiğit gülerken , fikrimi Buğra onaylamıştı . Kaybedecekleri bir şey yoktu sonuçta . Ama böyle oynamaya devam ederlerse kaybetmeleri garanti idi . Oyun boyunca birsürü taktik deneyip en iyi taktiği bulup öyle oynamaları gerekiyordu .

...

5 dakika ardından hakem düdüğü çalıp oyuncuları yanına çağırdı . Buğra Cemre'yi öpüp Yiğit ile birlikte sahaya ilerlediler . Yiğit geri geri gidiyor ve Hazal'a el sallıyordu . Berat önümde öylece durup beklemiş ve şunu söylemişti : " Gerçekten iyi taktik , umarım işe yarar . "

" Umarım kazanırsınız ... "

Bunu söyleyerek korkuluktan sarkıp Berat'ı yanağından öptüm . Tabii ki de kendimi alıştırmaya çalışıyordum . Alıştıra alıştıra öpecektim . Berke beceriksizliğime içten içten sırıtırken bende Berat'ı "Bol şans . " diyerek yollamıştım . Gerçekten de şansa ihtiyaçları vardı .

...

Ve üçüncü periyot da başladı . Bizim takım oyuncularının yerleri komple değişmişti . Savunmaya Berat geçmiş forvetçi Yiğit olmuştu . Forvete topları verecek kişi Ceyhundu ve Buğra aynı olduğu yerde kalmıştı .

Düdük ile maç başladı . Periyot her zamanki gibi bizden başlamıştı . Eğer taktik işe yararsa birkaç sayı daha alacaklardı . Periyotu da kazandık mı artık galibiyet için bir şansımız vardı .

Ceyhun topu kaptığı gibi Buğra'ya Buğra da vakit kaybetmeden başka takım arkadaşına attı . Ufak top döndürme sonrası nihayet top Yiğit'e gelmiş ve Yiğit de hiçbir oyuncuya pas vermeden potaya topunu sokmuştu . Bu da 3.periyotun ilk basketi olmuştu . Şimdi karşı takım ataktaydı . Toplar anında Berkay'ın eline verilmiş ve Berkay herkesi geçerek orta sahadan doğru bizim tarafımıza ilerlemeye başlamıştı . Orta sahayı geçtiği an tabii Beratla karşılaşmıştı . Berat bu topu alırsa oyun tamamen artık bizim olabilirdi . TEK BİR OYUNCUYA KAYBEDEMEZDİK ! Hadi Berat ...

Tezahüratlar artmışken Berat daha da kendinden emin savunmaya başlamış ve sonrasında da topu almak için hareketlenmişti . Berkay da bunu bekliyormuş gibi idi . Berkay tam Berat hamle yaparken ilerlemeye devam edip onu geçecekti . Berat'ın bana yaptığı gibi ... Ama Berat tabii ki de kendi taktiğine düşmemişti . Bir gözü savunmada iken diğer gözü de saldırıdaydı . Berkay'ın hamlesini tahmin edip kısa sürede onu durdurmuş ve topta mutlak hakimiyet kurmuştu . Hiç vakit kaybetmeden savunmadan çıkıp ilerledi ve orta sahayı geçtikten sonra Buğra'ya topu Yiğit'e ulaştırması için pas attı . İşte bu da 3. Periyot'un ikinci basketi olmuştu . Periyot'un bitmesine de 5 dakika kalmıştı . Böyle devam edersek hala kazanma şansımız vardı . 3. Basketimizi de yine aynı taktikle atmıştık Berat Berkay'ı bir kez daha durdurmayı başarmıştı .

Şuan karşı tarafın hiç basketi yoktu ve biz periyotta 3-0 önde idik . Şimdi yapmamız gereken 4. basketimizi de atıp periyotu sonlandırmak idi . Sonrasında da 1 dakikalık mola bitince 4. Periyot oynanacaktı .

...

Top yine rakipten başlamıştı . Berkay hızla ilerlemiş ve orta sahayı kısa sürede geçmiş idi . Şimdi yine Beratla karşı karşıyaydı . Ama bu sefer Berat'ı geçmek yerine doğruca topu potaya atmıştı ve şaka gibi ama gerçek . Top potaya girmişti . 3 puanlık sayıydı !

...

Top bizden başlayınca Berkay savunmada idi . Berkay savunmada olunca Berat da önündeki arkadaşla yerini değiştirip doğruca forvet olarak ilerlemişti . Buğra onu görüp hemen topu paslamıştı .

Berat orta sahayı aşarak rakip takımın sahasına ilerledi . Tabii önü iki basket oyuncusuyla kapanmıştı . Berat bunlarla uğraşmak yerine arkasında duran Yiğit'e geri pas atmıştı ama top Yiğit'e ulaşamadan topu Berkay kapmış ve doğruca bizim sahamıza ilerlemişti . Kimse onu durduramayınca ve Berat da savunmada olmayınca ikinci basketini de atmıştı . Şuan periyot skoru 6-5 idi . Bir puanla yenebilmiştik sadece ve periyot da sonlanmıştı .

Artık tek şansımız büyük bir fark ile son periyotu kazanmak idi !..

...

Kolej Aşkı : Entrikalar KolejiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin