Minho, 1 hafta daha evde dinlenmişti. Dönemin bitmesine 2 hafta kalmıştı. Evde geçen güzel günlerinin ardından okula gitmek onun için zor geliyordu. Yine ayaklarını sürükleyerek okula gitmişti.
"Minho! Gözlerimiz yollarda kaldı. Sen olmayınca kimseye zorbalık yapasım gelmedi." Daehyun yan yan sırıtarak alayla konuşmuş ve gözyaşlarını siler gibi yapmıştı.
Minho göz devirip yanından geçecekken Daehyun, onu kolundan tutup durdurmuştu. "Bana cevap ver Minho, dersini almamışa benziyorsun. Yine mi dövülmek istiyorsun?"
Minho tam cevap verecekken resmen kükreyerek birisi "Kim Daehyun!" diye bağırmıştı. Herkes sesin kimden geldiğini merak ederek etrafına bakmıştı. Baktıkları yerde en önde Changbin, arkasında da arkadaşları vardı.
"Ne var Changbin?" diyerek bıkkınlıkla sordu Daehyun. Minho ise buradan bir an önce gitmek istiyordu. Fakat Minho'nun istedikleri olsaydı en başta Hyunjin bu okula gelirdi.
"Minho'yu rahat bırak. Uzaklaş çabuk." diyerek Minho'nun olduğu tarafa ilerlemişler ve Minho'yu aralarına almışlardı.
"Niye? Şimdi sizin sürtüğünüz mü oldu?"
Chan sinirlenerek Daehyun'a ilerlemiş ve Daehyun'un suratına yumruğunu geçirmişti. Daehyun bunu beklemediği için geriye doğru sendelemiş fakat hemen toparlamıştı.
"Doğruyu söylediğim için miydi bu yumruk? Hah..."
Jeongin aralarından sıyrılıp, "Hayır, Minho'ya böyle iğrenç bir şey söylediğin içindi. Yeter artık, eğlencenin sonuna geldik. Devamında seni kötü şeyler bekliyor." demişti.
Daehyun korkuyla yutkunmuş ve Minho'ya sert bakışlarını göndererek, "Bu iş burada bitmedi Lee Minho. Seni tek yakaladığım yerde işini bitireceğim."
"Boş yere havlıyorsun, ilerle." Bunu söyleyen Felix'e, Seungmin imalı bir bakış atmıştı. Felix hemen Seungmin'e "Sen değil köpüşüm." diyerek yanaklarını sıktırmıştı.
Minho bunlara gülüp hepsine bakmıştı. Onların arkadaşlıklarına her zaman özenmişti. Minho'nun hiçbir zaman arkadaşı olmamıştı. Orta okuldayken olduğunu sanmıştı fakat onların da kendini kullandığını biliyordu bu yüzden arkadaşlıklarını kesmişti. Liseye geçtiğinde ise zorbalıktan başka bir şey görmemişti.
Derin bir nefes alıp, "Teşekkür ederim hepinize çocuklar. Siz olmasaydınız yine tüm gün zorbalayacaktı beni. Ne kadar teşekkür etsem az."
"Teşekkür etmene gerek yok Minho, arkadaşlar bunun için vardır." diyerek göz kırptı Jisung. Minho ise şaşkınlıktan gözlerini kırpamıyordu.
"Minho iyi misin?" Hepsi Minho'nun etrafına toplanarak endişeyle sordular.
"İyiyim... Sadece hiç arkadaşım olmadı lisede. Bu yüzden şaşırdım biraz. İnsanlar benimle arkadaş olmak yerine zorbalamayı tercih eder ya da kullanmayı."
"Ah, anladım... Üzülme, artık 6 arkadaşın var!"
Minho hepsine gülümseyerek baktı. Hemen eve gidip Hyunjin'e olanları anlatmak istiyordu. Artık onun da arkadaşları vardı.
Sahi, arkadaşları olanlar ne yapardı? Minho tüm ders boyunca bunu düşünmüştü. Orta okuldayken genelde onu kullandıkları için arkadaşlarının (!) tüm ihtiyaçlarını Minho alıyor, tüm eşyaları yine Minho taşıyordu.
Hyunjin'e bunu da sormalıydı. Bir an önce eve gitmek istiyordu.
_____________
AY BI TANE ANGST MINCHAN YAZIYORUM TAMAMEN ANLIK GELISTI????
otobuste yazdigim ve internetim bitmek uzere oldugu icin bu bolumu boyle kesmek zorunda kaldim 🥲🥲
nasil olmus bebeklerim, begendiniz mi?
daehyunu tokatlasam keske, bir de su orta okuldaki veletleri >:/
kendinize iyi bakin ciceklerim, sizi seviyoruuuum mwahhh
ŞİMDİ OKUDUĞUN
look what you made me do | hyunho ✔️
FanfictionOkulunda zorbalık görüp okuldan ayrılan Lee Minho; 2. dönem okuluna geri dönmüştü, sevgilisiyle birlikte.