Minho sabah zorlukla uyanarak okula gitmişti. Bugün yine iğrenç laflara maruz kalacağını biliyordu. Artık karşı çıkacak gücü de yoktu, her karşı çıktığında daha da zorbalanıyordu. Okul bitesiye kadar bu işin bir sonu yok muydu? Her sene zorbalanmaya devam mı edecekti?
"Oh, Lee Minho! Dün yoğun geçti anlaşılan, yorgun görünüyorsun."
"İbneliğin tüm okula yayıldı Minho, ne yapacaksın şimdi? Okulda altına girmek için erkek aradığın herkes tarafından biliniyor."
"Benden uzak dur artık, Daehyun." demişti Minho, Daehyun'un yakasını kavrayarak.
"Sen kimsin de yakamı kavramaya cüret ediyorsun? Yaptıklarım aklını başına getirmedi mi?" diyerek Minho'ya bir yumruk atmıştı. Minho sendeleyerek geriye doğru gidince Daehyun da yakasındaki elden kurtulmuştu. Daehyun üstünü düzeltirken, ona nefretle bakan Minho'ya "Sana demiştim, bana karşı çıkabilecek bir güçte değilsin." diyerek arkasını dönmüştü.
Minho nefretle doğrulup bağırdı, "Ya Kim Daehyun! Kimse sana düşmanına arkanı dönmemeni söylemedi mi?" Bununla birlikte Daehyun'a doğru koşmuş ve onun dönmesine izin vermeden sırtına tekme atarak onu düşürmüştü.
"Bunun bedelini ödeyeceksin Minho. Sana bunu öyle bir ödeteceğim ki doğmamış olmayı dileyeceksin."
"Bekliyorum canım." diyerek öpücük atmış ve sınıfına ilerlemişti Minho.
Daehyun sinirle yerden kalkmış ve arkadaşlarını yanına çağırmıştı.
"İyi dinleyin çocuklar..."Minho, derslerde ve teneffüslerde onun hakkında konuşulan iğrenç şeyleri duyabiliyordu. Bunları duymaktan bıkarak kafasını sıraya yaslamış ve uyumaya çalışmıştı.
Okulun bittiğini haber eden zille birlikte Minho da uyanmış ve uyku sersemliği ile çantasını toplamaya başlamıştı. Sendeleyerek yürüyen Minho, sıraya ayağa takılınca yere düşmüş ve sıraya yaratıcı küfürlerini iletmişti.
Okuldan çıkıp evine doğru yürürken etrafını saran öğrencilerle durmuştu. Daehyun aralarından çıkıp Minho'nun yanına gitti.
"Sana bunun bedelini ödeteceğimi söylemiştim Minho."
"Yaptıklarımdan pişman değilim, yine olsa yine yapardım."
"Demek öyle. Burada tek başınasın bize karşı, ne yapacaksın? Biz burada seni döverken seni kim kurtaracak, altına girdiğin adamlar mı?"
"Beni kim kurtaracak bilmem ama bir gün bunu ödeteceğime emin olabilirsin Daehyun."
"Çocuklar, şimdi!" dedi ve etrafında çocuklar Minho'yu dövmeye başladı. Minho kaçmaya çalışıyordu fakat mutlaka birisi tutuyordu ve kaçmasını engelliyordu. Daehyun en son karnına tekme atmıştı ve bu Minho'nun nefesini kesmişti. Minho zorlukla nefes almaya çalışıyor, telefonunu çantasından almaya çalışıyordu.
"Bir daha bana vurmaya cesaret etme Minho. Bundan daha kötüsünü yapabilirim." Daehyun giderken Minho'nun ayağına basmış ve Minho'nun acı içinde bağırmasına neden olmuştu.
Minho öksürürken ağzından kan gelmişti. Kendini hiç bu kadar ölüme yakın hissetmemişti. Tam orada öleceğini düşünürken kalabalık bir arkadaş grubu yanına gelmişti endişeyle.
"Hey, iyi misin? Lütfen gözlerini aç."
"Arayabileceğimiz herhangi biri var mı? Telefonun nerede?"
"Ç-çan...tamda."
"Tamam, kendini çok zorlama. Şimdi hem ambulansı hem de bir yakınına haber vereceğiz. Az daha dayan lütfen."
Aralarındaki çocuklardan biri Minho'nun çantasından telefonu almış ve en son konuştuğu kişiye, yani Hyunjin'e haber vermişti. Başka birisi ise nerede olduklarını tarif ediyor, ambulansın hemen gelmesini istiyordu.
Yaklaşık 10 dakika sonra ambulans gelmiş ve Minho'yu sedyeye almışlardı. Hastaneye gittiklerinde Hyunjin çoktan gelmiş, endişeleyle bir ileri bir geri yürüyordu. Minho'nun sedyeyle içeri girdiğini gördüğünde hemen yanına ilerlemiş ve hemen elini tutmuştu. Haberi aldığından beri ağlıyordu, bu yüzden gözleri kanlanmıştı.
"Geldim Minho'm, buradayım."
Minho'yu muayene aldıklarında Hyunjin'in aklına Minho'yu görüp ambulansı ve kendini arayanlara teşekkür etmek geldi. Etrafına bakındığından kalabalık arkadaş grubunu gördü ve onların yanına ilerledi. Az önce Minho sedyeyle içeri alınırken onlar da arkasından endişeyle girmişti.
"Merhaba, beni ve ambulansı aradığınız için teşekkür ederim. Eğer siz olmasaydınız fark etmeyecektim, Minho da kim bilir ne halde olacaktı..."
"Kim olsa aynı şeyi yapardı, kendinizi de üzmeyin lütfen. Minho güçlü biri, bunu da atlatacaktır."
"Tanıyor musunuz Minho'yu?"
"Evet, aynı okuldayız. Ben Chan, bunlar da arkadaşlarım Jisung, Changbin, Felix, Seungmin ve Jeongin. Minho'nun başına gelenler için üzgünüz. Büyük ihtimalle Kim Daehyun yaptı. Bugün Minho'nun yaptığı şeyden dolayı intikam almak için."
"Şu orospu çocuğu... Ne oldu bugün?"
"Daehyun yine Minho'ya sataşmış, yumruk atmıştı. Arkasını dönüp giderken de Minho, onun sırtına tekme attı."
"İşte benim bebeğim! Daha fazlasını hak ediyor o piç. Kusura bakmayın, sizin karşınızda böyle küfür ettim."
"Sorun değil." diyerek gülüştüler.
Minho'nun bulunduğu odadan çıkan doktoru gördüklerinde hemen ayaklandılar ve doktorun etrafına toplaştılar.
"Durumu nasıl acaba?"
Doktor derin bir iç çekti, "Aslında pek iç açıcı olduğu söylenemez. Çok fazla darbe almış. Ayağında çatlak var. Vücudunda ise çok fazla morluk ve yara var."
Hyunjin duyduklarıyla arkasına doğru sendelerken Chan onu tutmuş ve sırtını pat patlamıştı destek vermek için.
"Birkaç gün gözetim altında tutacağız."
Heosi doktora teşekkür ettiler ve Hyunjin'i bir kenara oturttular. Hepsi Hyunjin'e destek olurken Hyunjin kendini suçluyordu. Neden Minho'yu yalnız bırakmıştı?
"Hyunjin kendini suçladığını hissedebiliyorum, yapma lütfen. Bu senin ya da onun suçu değildi. Kendini toparla, Minho iyileştiğinde seni böyle görmesin."
"Teşekkür ederim hepinize, siz gidin evinize yorulmuşsunuzdur."
"Seni yalnız bırakmayacağız."
"Hepinize teşekkür ederim çocuklar, tekrardan."
___________
aslinsa diger cocuklari katmayi dusunmuyordum bir anda oldu, ayni sekilde minhonun dovulmesi ve hastaneye kaldirilmasi gibi SOWBDIWNFOWNFIWNDIANDIWBD
hic aklimda yoktu 🤷🏻♀️😁bolum nasildi, umarim sevmissinizdir <333
ben yine kendimi durdurmayip 700 kelimeyi askin yazdim, bu kitaba yazmasi sariyo
kendinize iyi bakin sizi seviyorum mwwwah ciceklerim <333
ŞİMDİ OKUDUĞUN
look what you made me do | hyunho ✔️
FanficOkulunda zorbalık görüp okuldan ayrılan Lee Minho; 2. dönem okuluna geri dönmüştü, sevgilisiyle birlikte.