"Hyunjin, sana kaç kere dedim ya! Hâlâ aramamışsın bizimkileri!" Minho bir yandan elinde biberle Hyunjin'i kovalıyor, bir yandan da bağırıyordu.
"Ya bebeğim, arayacaktım ama unuttum! Hemen arıyorum, bak şimdi." diyerek cebinden telefonunu çıkarmış, göstere göstere arkadaşlarıyla ortak grubuna girmiş ve görüntülü arama başlatmıştı.
"Aferin." Elindeki biberi yiyerek Hyunjin'in yanına gitmiş, arkadaşlarının açmasını beklemişti.
"Psikopat..." Hyunjin sessizce mırıldanmıştı fakat Minho bunu duymuş ve Hyunjin'in ensesine vurmuştu.
Yaklaşık 1 dakika sonra, hepsi birden görüntülü aramaya katılmıştı. Felix, orada Minho'nun olduğunu bilmeden,
"Hyunjin, senin şu plan ne oldu?" demişti göz kırparak. Hyunjin aniden öksürmeye başlamıştı, bu arada diğerleri de onu susturmaya çalışıyordu."Ne planından bahsediyorsun Felix?" diyerek susturmaya çalışmıştı onu Jeongin.
"Ya ne planı olacak, hani Minho'ya evlenme teklifi edecek ya Hyunjin. Unuttun mu hemen aptal balık?"
"Felix... sussan mı bebeğim?" Seungmin onu susturmaya çalışarak konuşmuştu.
"Hyunjin, bana evlenme teklifi mi edecektin?" Minho hızla Hyunjin'e dönerek sormuştu. Hyunjin, kafasına vurmuştu. Nasıl böyle aptal arkadaşlıklar edinmişti anlamıyordu gerçekten.
"Minho yanında mıydı, siktir!"
"Eh, Felix sürprizi bozmasaydı güzel olacaktı. Evet, sana evlilik teklifi edecektim."
"İyi ki etmedin, kabul etmeyeceğim."
Hyunjin hızla Minho'ya dönmüştü. "Ne, ne demek kabul etmeyecektim?"
"Lan Minho, kafan yerinde mi senin?"
Hepsi şaşkınlıklarını dile getirirlerken, Hyunjin ve Minho hâlâ birbirlerine bakıyorlardı. Hyunjin'in gözleri dolmaya başlamıştı. Minho kıkırdamış, Hyunjin'i kendisine çekmiş ve onun başını kendi omzuna yaslamış, saçlarını oynamaya başlamıştı."Şaka yaptım bebeğim. Tabii ki kabul edeceğim, etmeyeceğime inandın mı cidden?" Minho gülümseyerek konuşmuş, Hyunjin'in saçını öpmüştü. Hyunjin ondan hızla uzaklaşarak göğsüne vurmuştu.
"Aptal, korkuttun beni. Aptalsın sen, çok büyük bir aptalsın hem de."Minho, Hyunjin'in bu hâline gülmüş, ensesinden çekerek dudağına minik bir öpücük kondurmuştu.
"Arkadaşlar, bölmek istemem ama biz hâlâ buradayız." Jisung gözlerini kapatmış, konuşuyordu.
"Hayır, devam edin lütfen." diyerek shipper kişiliğini göstermişti Changbin.
"Ne? Ne demek evlenmeyeceğim, ne diyorsun Minho? Hyunjin ne kadar uğraştı bunun için, haberin var mı?" Chan sesi kesintili gelirken konuşmuştu.
"Uyan babaannem, geldik."
"İnterneti de kendisi gibi yaşlı ya."
"Şu interneti değiştirmek için en yakın zamanda sevgilimin evine gideceğim, çok çektik."
"Doğru karar."
"İnternetime laf etmez misiniz, üzülüyor. Üzülme internet güçlü kal, birlikte atlatacağız bu günleri. Fighting!"
"Ne mal insan... Tanrı bize sabır versin."
"Yarın görüşürüz çocuklar... Sizi aramak başlı başına bir hataydı. Neyse Minho'm, yarın için güzelce giyin."
"Üzülme Hyunjin'im, bilmiyormuş gibi yapacağım."
"Teşekkür ederim bebeğim. Hadi kapatın artık şerefsizler." Birbirlerine el sallamış ve sonlandırmışlardı aramayı. Minho, Hyunjin'in kolundan çekmiş, giyinme odasına götürmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
look what you made me do | hyunho ✔️
FanfictionOkulunda zorbalık görüp okuldan ayrılan Lee Minho; 2. dönem okuluna geri dönmüştü, sevgilisiyle birlikte.