Minho, uyku ve gerçeklik arasında gidip gelirken duyduğu konuşmayı anlamlandırmaya çalıştı. Rüyasında mı konuşuyorlardı yoksa gerçekte mi?
"Önemli olan neymiş?" Minho yavaşça gözlerini açarak yerinde dikleşmişti.
"Minho, sana bir haberimiz var."
"Hyunjin'im uyandı mı yoksa?"
"Hayır Minho, Hyunjin öldü. Çok özür dilerim bunu söylediğim için." diyerek sarılmıştı ona Chan.
"Ne? Hyunjin beni bırakmaz ki. Şaka yapıyorsunuz değil mi? Hyunjin, nereden izliyorsun şakayı, komik değildi, hadi çık karşıma!" Minho gözlerinden yaşlar süzülürken bağırıyordu etrafına.
"Hyunjin! Neredesin, çık hadi karşıma."
"Minho, sakinleş lütfen."
Minho o sırada Hyunjin'in kaldığı odanın kapısının açıldığını fark etmişti. Hızla o tarafa koşup Hyunjin'e sarılmak istemişti fakat o kapıdan çıkan Hyunjin'in üstü örtülü cesediydi.
"Hyunjin... Hayır, sen beni bırakmazsın! Hayır, lütfen uyan hadi. Sen sevmezsin çok uyumayı, kalk hadi Soonie'mize gidelim. Lütfen..." Son kelimelerini hıçkırarak söylemiş, arkadaşları da zorla uzaklaştırmış onu Hyunjin'in yanından.
"Minho! Minho iyi misin? Neden ağlıyorsun?"
"Uyan Minho, kabus görüyorsun." Minho sanki bunun denmesini bekliyormuş gibi hemen uyanmıştı. Teri ve gözyaşları birbirine karışmış, etrafa bakıyordu şaşkınlıkla. Daha sonra Hyunjin aklına gelmiş hızla onun olduğu odanın camına koşmuştu. İçeride doktorlar Hyunjin'i muayene ediyorlardı.
"Sen uyuyorken o uyandı. Bunu haber verecektik ama sen kabus görüyordun sanırım."
"Oh Tanrım... Çok korktum, gerçekten. O... ölüyordu."
"Gerçekten kabus görmüşsün ama artık üzülme, bak uyandı. Hatta şu an sana el sallıyor." Jeongin'in haber vermesiyle Minho hemen o tarafa dönmüş, Hyunjin'e el sallamıştı.
Minho bu sefer hem rahatlamayla hem de mutlulukla dökmüştü gözyaşlarını.
"Minho, şimdi niye ağlıyorsun? Bak uyandı işte."
"Mutluluktan ağlıyordur Changbin, mal mısın?"
"Gerçek bir mal."
"Söylemeyin ya öyle, üzülüp ağlıyor sonra." diye Changbin'e sataşmıştı Minho. Şimdi rahatlıkla gülebiliyordu.
"Sen de mi Minho? Gerçekten yaptın mı bunu?" diye yalandan gözyaşını siler gibi yapmıştı Changbin.
"Neyse sizinle uğraşamam, Hyunjin'im uyandı."
"Çok kırıcı ya, bu ilk başta böyle değildi. Alo, eski bebek Minho gelebilir mi?"
"Yok artık öyle bir Minho, şimdi Daehyun'dan intikam almak isteyen bir Minho var."
"İntikam mı? Anlat hemen."
"Birazdan. Şimdi bebeğimin yanına girmek istiyorum. Doktoru bulacağım."
Minho, doktorla konuştuktan sonra Hyunjin'in kaldığı odaya girmişti.
"Bebeğim, iyi misin şimdi?" Minho'nun sorusuyla Hyunjin başını sallamış, Minho'nun elini tutmuştu.
"İyiyim güzelim, asıl sen iyi misin? Gözlerin kanlanmış... Yaklaş bana." Minho hemen Hyunjin'e yaklaşmıştı. Hyunjin de Minho'nun yanaklarından tutarak yüzünü kendisine yaklaştırmış, göz kapaklarından öpmüştü.
"Gözlerin titredi ben öpünce." Hyunjin kıkırdayarak söylemişti.
"Kalbim de titredi." Minho da ona gülümseyerek cevap vermişti.
"Böldüğümüz için özür dileriz aşk kuşları fakat Hyunjin'e geçmiş olsun dememiz gerekiyordu." Jisung sırıtarak söylemişti.
"Sonra söyleyin. Görmüyor musunuz, aşk tazeliyoruz." Herkes Minho'nun bu söylediğine gülmüştü.
Yaklaşık 5 dakika sonra Minho hariç diğerleri ayaklanmış, tekrardan geçmiş olsun dileyerek gitmişlerdi.
"Onlar da yoruldular, ben uyumadım diye uyumadılar."
"Uyu sen de."
"Gitmenden korkuyorum."
"Tam yanındayım bebeğim, hiçbir yere gitmeyeceğim."
"Peki, uyuyorum o zaman."
"İyi geceler benim güzelime." Minho'nun son duyduğu sözler bu, son hissettiği de Hyunjin'in yumuşak dudaklarıydı.
_____________
ILK BASTA SIZI KORKUTMAK ISTEDIM COK KOMIK ama sudeye attigimda beni engelledi coffiens 😔😔 pic
neyse nasil olmus bolum ciceklerim, sevdiniz mi
FICLERIM SIZE NASIL BIR VIBE VERIYOR HEP SORMAK ISTIYORDUM DA
beni instagramdan da takip edin lutfen ya @/dewflower_ tiktok adim buradakiyle ayni zaten :*
sizi seviyorum kendinize cok iyi bakin mwwwah
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
