on iki

1.2K 125 182
                                    

bolume gecmeden once, bell flower'ı okudunuz mu? kizarim bakin size >:(
_______________

"Hyunjin, hadi gidelim."

"Dur bebeğim, geliyorum." Minho'nun yanına koşmuş, elinden Soonie'nin eşyalarını almıştı. Dönemin açılmasına birkaç gün kalmıştı, Minho'nun ailesine Soonie'yi götüreceklerdi.

"Çıkalım hadi." El ele tutuşmuşlar, yavaşça ilerliyorlardı. Soonie halinden memnun gibi Minho'nun göğsüne yaslanmış yolu seyrediyordu.

"Çok tatlı, ben senden nasıl ayrı kalacağım?" Minho, Soonie'ye bakarken sevimlice konuşmuştu.

"Onu görmeye gideceğiz sürekli. Merak etme."

Yaklaşık 20 dakika yürümenin sonunda Minho'nun ailesinin evlerine gelmişlerdi. Zili çaldıktan sonra kapıyı açmalarını beklediler.

"Hoş geldiniz." Kapıyı açan kadın, gülümseyerek söylemişti.

"Hoş bulduk annem." diyerek Hyunjin girmişti içeriye.
"Ben babamın yanına gidiyorum."

"Ya bekle beni de, ben de geliyorum." Minho hızlıca Hyunjin'in yanına koşmuştu. Elinde Soonie ile birlikte babasına sarılmış, ayrıldıktan sonra da koltuğa oturmuştu.

"Oğullarım, bu kedi nereden çıktı?"

"Sokakta yaşıyordu, biz de sahiplendik. Biz okuldayken sizin yanınızda kalsa olur mu?"

"Olur tabii oğlum." diyerek Minho'nun kucağından Soonie'yi almıştı annesi.

"Gözünüz arkanızda kalmasın, ona çok iyi bakacağız."

"Ona ne şüphe zaten, sadece onu özleyeceğiz. Size sık sık geleceğiz artık."

"İstediğiniz zaman gelin çocuklarım benim."

"Minho, çıkalım mı sevgilim?"

"Nereye çocuklar, daha yeni geldiniz." Minho'nun babası ikisine de bakarak sormuştu.

"Minho'nun okuluna gideceğiz, birkaç işimiz var da."

"Tamam çocuklar, geç olmadan gidin. Soonie'yi de merak etmeyin."

"Tamam anne, görüşürüz."

"Görüşürüz baba." Minho ve Hyunjin ayakkabılarını giydikten sonra el ele tutuşmuş ve Minho'nun okuluna gitmek için durağa gitmişlerdi. Yürümek için üşenmişlerdi.

"Hyunjin, ben okula gitmek istemiyorum ya."

"Kimse istemiyor zaten okula gitmeyi fakat mecburuz."

Otobüsten indiklerinde okula doğru yürümüşlerdi.

"Minho, sana bir sürprizden bahsetmiştim ya..."

"Evet?"

"Şey, o işte bu okula nakil olmaktı. İlk dönem bununla uğraştım hep."

"Ne? Hyunjin şaka mı yapıyorsun? Bunu şimdiye kadar sakladın mı?"

"Süpriz olmasını istedim."

"Heyecandan bayıltmak istedin galiba."

"Hadi hadi, gel gidelim okula son işlemleri de halledelim. İkinci dönem bomba gibi olacak."

Hyunjin ve Minho hızlıca okula girmiş, tüm işlemleri halletmişlerdi. Artık Hyunjin de bu okulda okuyordu.

"Şimdi inandım her şeyin ikinci dönem daha iyi olacağına."

"Sana demiştim." dedi ve göz kırptı Hyunjin. Okuldan çıktıklarında hava kararmak üzereydi.

"Han Nehri'nin kenarında yiyelim mi yemeğimizi?"

"Olur. Gel markete gidip bir şeyler alalım."

Marketten sandviç, içecek ve atıştırmalık bir şeyler alıp Han Nehri'nin kenarına yürüdüler. Boş bir yer bulup oturdular. Sessizce manzaranın ve yemeğin tadını çıkardılar.

"Hyunnie, iyi ki varsın." Minho, Hyunjin'in omzuna başını koymuştu.

"Sen de iyi ki varsın bebeğim." Hyunjin, Minho'nun saçlarını öperek cevap verdi.

Orada ikisi de içinden birbirlerine söz verdi, ileride birbirlerini asla bırakmayacaklarına.

________________

2K ICIN TESEKKUR EDERIM SIZI COK SEVIYORUM

AGU BUGU SON SOFT BOLUMUMUZDU SOQNFOWNFOWNFOEJF

saka arada yapariz bi seyler

ARKADASLAR BELL FLOWER'I OKUYUN LUTFEN YA

neyse nasil olmus bolum, begendiniz miii

kendinize cok iyi bakin ciceklerim, sizi seviyorum mwwwah

kendinize cok iyi bakin ciceklerim, sizi seviyorum mwwwah

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
look what you made me do | hyunho ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin