dört

1.7K 66 4
                                    

idil.

Kapımın alacaklı gibi çalması ile uyandım, telefondan saate baktığımda henüz dokuzdu.

Koşarak merdivenlerden indim ve gözlerimi ovuşturarak kapıyı açtım.

Kargocu, bir kağıdı imzalamamı isteyip paketi verdi ve gitti. Merakla elimdeki paketle mutfağa ilerledim, dikkatlice plastiği kestim ve karton bir kutuyla karşılaştım. Bantları söküp kutunun kapağını açtım.

Trabzonspor armasının üzerinde imzalı bir forma, yanında küçük bir not kağıdı ve maç bileti vardı

Uyku sersemi olanları algılamaya çalışırken formayı açtım, arkasında 8 numara ile büyük harfler ile TOKÖZ yazıyordu. Gözümü ovuşturup aptalca sırıttım, elime notu alıp okumaya başladım.

"Yarın Trabzonspor forması ile çıkacağım ilk maçımda, yanımda olup benim formam ile bana destek çıkmanı istiyorum. Uçak biletini ne zaman müsait olup olmayacağını bilmediğim için almadım, gelecek olursan sen alırsın diye düşündüm. Maç biletin özel davetliler için olan yedek klubesi arkasından, cumartesi günü görüşürüz.

Dorukhan Toköz"

Dorukhan'dan beklemediğim bu haraket karşısında sadece elma yiyor ve notu okuyordum. Dorukhan onun ilk maçında yanında olmamı istemişti. Maç cumartesi günüydü, bugün ise perşembeydi. Uçak biletini eğer olur da gidersem cuma gününe, yani yarına almak istiyordum. Kafamda bahane ararken elmamın çöpünü atıp odama çıktım.

Altıma siyah kumaş etek, üzerime askılı siyah crop giyip, ayaklarıma da siyah converselerimi geçirip küçük zincirli çantamla evden çıktım.

Araba kullanıp işe doğru giderken maça gidip gitmemeyi düşünüyordum, Dorukhan'ın karşısına ilk defa çıkacağım için stresliydim,iş yerimden izin alamadım diyip red etmek aklımdan geçiyordu fakat ince düşüncesi gönlümde ona bir yer kazandırmıştı.

İş yerime babamın hastalandığını söyleyerek ufak bir yalana başvurmuştum, fakat yalanım işe yaramış pazartesi gününe kadar izinimi almıştım.

Dorukhan'a gelip gelmeyeceğim hakkında bir şey söylemek istemiyordum, bilgisayarımı açıp bilet bilgilerini siteye girdim. Yarın sabah uçağa binip kardeşim Dilay'ın yanına gidip gezecektim, cumartesi günü Dilay'dan stada geçmeyi planlıyordum.
————
İş yerinden yorgunca çıktım, ağır adımlarla arabama geldim ve kendimi koltuğa attım. Daha kontrol etmem gereken valizim, ve stresten bayılmamam lazımdı. Evin otoparkına girdiğimde arabayı güzelce park ettim, vitesi boşa alıp el frenini çekip arabadan indim. Asansöre doğru ilerledim, 2. kata bastım. Sağdaki koridorun sonuna kadar ilerledim ve çantamın ön gözünden anahtarlarımı alıp kapıyı açtım. Kapı eşiğindeki kedim Bal miyavlayıp bana sürtündü, başını okşayıp ayağım ile kapıyı kapattım.

Pijamalarımı giydikten sonra makarna suyunu tencereye koyup kaynamasını beklerken Dorukhan'ı düşündüm. Sadece düşündüm, yakışıklılığını, ses tonunu, başarılarını düşündüm. Suyun kaynamasıyla tuzu suya serpiştirip makarnayı kaynayan suya döktüm. Odama doğru ilerleyip bavulumu hazırlamaya başladım. Kalın kıyafetler, pijamalar, uğurlu Beşiktaş formam, Dorukhan'ın forması, çamaşırları da yerleştirince makyaj malzemelerimi de fermuarlı göze koyup valizin fermuarını kapattım ve kapı eşiğine götürdüm.

Olan makarnayı süzdükten sonra sosunu da hazırlayıp tabağa sunumu yaptım, yanına yoğurt ve pepsi alarak afiyetle yemeye başladım. Bir yandan günlerdir yemek yememiş gibi makarnamı yerken, bir yandan Trabzonspor'un paylaştığı Dorukhan Toköz fotoğraflarına bakıyordum. Düşünceli ve sert gözüken bir yüzü vardı fotoğraflarda. Onu arayıp geldiğimi söylemek, sesini duyup iş yerindeki kavgayı anlatmak istiyordum. Fakat sürprizin tadı kaçmamalıydı, trip çekmeye bile razıydım.

selamlarr, yeni bir kurguya basladim kerem akturkoglu icin. ona da destek olursaniz sevinirim. bu bolum cerezlikti, hemen ilerlesin olaylar da mac sahnesi gelsin istiyorum. affınıza sıgınarak 400 kelimelik bolumu huzurlariniza sunuyorum kendinize iyi bakin💓

fırtınalar, dorukhan toközHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin