Toşya, dört krallık ve iki büyük bölgeden oluşuyordu: Kırmızı Krallık, Turuncu Krallık, Yeşil Krallık, Mavi Krallık ve Tılsımcılar bölgesi ile Büyücüler bölgesi. Aynı zamanda Elfler, Cüceler, Devler ve Deniz kızları da yaşardı ancak onların sayısı kendilerine ait bir bölgeleri olamayacak kadar azdı. Toşya, Krallar Meclisi tarafından yönetilirdi. Mecliste Tılsımcıları ve Büyücüleri de temsil etmek için iki temsilci bulunuyordu ancak genelde onların istekleri pek dinlenmezdi ve bu da bazı anlaşmazlıkların yaşanmasına sebep oluyordu. Özellikle Tılsımcılar bu durumdan oldukça rahatsızdı.
Kırmızı Krallık, Kral Devran ve Kraliçe Bilge tarafından yönetiliyordu. Bir tane de bilinen bir veliahdı vardı: Prens Aker. Krallığın halkının yarısından fazlası savaşçılardan oluşuyordu. Halkın çoğunluğu ateş elementi sahipleriydi ancak diğer element sahipleriyle büyücüler de yaşardı bu krallıkta. Kırmızı Krallık güçlü ordusuyla da bilinirdi. Diğer krallıklar bu krallıkla tartışmaya girmekten çekinirlerdi. Krallıkta, bir başkent ve dört şehir bulunuyordu. Kral ve Kraliçe halkına oldukça önem veriyor ve adaletle krallıklarını yönetmeye çalışıyorlardı.
Eski bir kehanete göre her yüz yılda bir krallıkların birinden Kraliçelerden biri ikiz bebek doğuracak ve bu bebeklerin doğumu, hem yaklaşan bir savaşın habercisi hem de kurtuluş yolu olacaktı. Kehanette bebeklerden biri aydınlığı diğeri karanlığı temsil ediyordu. Biri güneşti, biri ay. Bebekler birlikte olduklarında hiçbir şey onlardan güçlü olamaz, önlerinde kimse duramazdı. Ancak karşı karşıya geldiklerinde ikizlerden biri ya da diğeri ölebilirdi. Çünkü aydınlık ve karanlık ne kadar birbirinin aynısı gibi görünseler de birbirlerinden çok farklılardı.
Ve bir yüz yılın daha sonunda Kraliçe Bilge hamileydi ve kahinin söylediğine göre bebekler ikizdi. Buraya kadar her şey kehanete göre ilerlemişti ancak kahin bebeklerin cinsiyetinin farklı olduğunu söylüyordu. Biri kızdı, biri erkek. Ve bu zamana kadar kehanete göre doğan çocukların cinsiyeti her zaman aynı olmuştu. Ya ikisi de kız, ya ikisi de erkek. Kahin bu durumun daha kötü bir şeyin habercisi olabileceğinden korkmuş ve bunu Krala iletmişti. Kral Devran, ilerde olabileceklerden korkmuştu. Her şeyden önce o kendi krallığını düşünmesi gereken bir kraldı. Üstelik bu durumu diğer krallıklar duyarsa şu anda elinde tuttuğu güç sarsılabilirdi. Ancak bir yandan da o bir babaydı ve ne yazık ki bu babalık sınavından geçemeyecekti. Nihayetinde Kral bir karar vermişti. Kahine Kraliçeye bir bebek doğuracağını ve bu bebeğin erkek olacağını söylemesi için emir verdi. Merakla doğacak olan çocuğun haberini bekleyen halkına kehanette belirtilen krallığın Kırmızı Krallık olmadığı, Kraliçenin sadece bir erkek çocuğuna hamile olduğu haberini duyurdu. Kraliçe bir erkek varis doğuracaktı.
Bu haberi duyan halk kehanetin bahsettiği ikizlerin kendi krallıklarından olmayacağına üzülseler de doğacak erkek varisleri için Kral ve Kraliçeyle birlikte sevindiler ve eğlenceler düzenlediler. Diğer krallıklar da kehanetin hangilerinden bahsettiğini merak ederek yaşamaya devam ettiler. Tüm Krallık, Kral Devranın sözlerine inanmıştı.
Nihayetinde dokuz ay, 2 gün sonra Ay ve Güneş aynı anda gökyüzündeyken Kraliçe Bilge doğum yaptı. Odada iki tane bebeğin ağlama sesi duyuldu ancak Kraliçe bu sesleri duyamadan bayılmıştı ve uyandığında sadece bir tane bebek kollarının arasında uyuyordu. Diğer bebekse daha annesinin kokusunu bile duyamadan Kral Devran'ın ayarladığı bir askerle farklı bir boyuta gönderilmişti. Doğumu yapan ebeyi de hemen aynı odada öldürttü. Aynı anda hem bir doğum hem de bir ölüm gerçekleşmişti.
Yeni doğan varisin şerefine festivaller, eğlenceler düzenlendi. Halk da Kral ile Kraliçe de oldukça mutluydu. Ancak Kralın göz ardı ettiği bir şey vardı: Hiçbir yalan sonsuza kadar sürmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay ve Güneş
FantasíaAYDINLIK VE KARANLIĞIN SAVAŞI Krallığı adına seçim yapan bir baba. Çocuğunu kaybettiğinden habersiz bir kraliçe. Yalana bulanmış yüz yıllık kehanet ve kandırılan krallıklar. Yaklaşan savaş. İhanetin bıçağıyla gelen ikinci bir hayat ya da şans. Un...