Genç adam ufukta yükselen güneşi izliyordu ancak baktığı yerde güneşi görmüyordu. Dünden beri aklını kurcalayan bir yüz vardı baktığı yerde. Siyah uzun saçlar ve güzel bir yüz. Arkadaşının aynısı olan bir yüz. Sadece göz renkleri farklıydı. Açık mavi gözler. Dikkatli bakarsanız yansımanızı görecekmişsiniz gibi hissettiriyorlardı. Batuhan bir an ürperdi. Arkadaşının, akerin gözlerinden tamamen farklıydı. Çünkü akerin gözlerine baktığında derin bir karanlığın içine düşer gibi hissederdi genelde Batuhan.
Arkadan gelen kılıcın tahtaya vurma sesiyle gözlerini daldığı yerden çekip geriye, akere döndü. Aker, sabah antrenmanını yapıyordu. Kendisi bitirmişti. Kılıcıyla sağa ve sola hamleler yapan arkadaşını izledi bir süre. Batuhan, akerin de arsenle olan benzerliklerini fark ettiğini biliyordu ancak aker, tek bir şey söylememişti. Garip bulmuyor mu diye düşündü Batuhan. İkiz gibiler...
"sana çok benziyor" dedi Batuhan daha fazla dayanamayarak. Akerin kılıcı tahtaya vuramadan durdu. Kılıcı indirdi ve batuhana döndü. Kaşları çatılmıştı.
"senin kız versiyonun gibi!" diye devam etti Batuhan. Dikkatle akeri izliyordu. Akerin çatılan kaşları havalandı. Batuhanın kimden bahsettiğini anlamıştı. Kılıç çalışmasına geri döndü.
"sen de fark ettin, değil mi?" dedi Batuhan akerden cevap almayı umarak.
"evet," dedi aker bir an durup "ilk göz göze geldiğimizde karşımda bir ayna varmış gibiydi" sesi düşünceliydi. Kılıcını sağa doğru savurup tahtaya bir çizik attı. "evet, çok benziyor." Durdu, kılıcını indirdi ve batuhanın gözlerine baktı. "kardeşim gibi"
Batuhan akerin gülümseyen yüzüne baktı. "doğru, kardeşin gibi" dedi onaylayarak. Sonra kim hakkında konuştuğunu hatırlamış gibi hızla ekledi. "elbette ki krala laf etmiyorum"
Aker, gülümsemesini kesip ciddiyetle batuhana baktı. "hayır, ikizim gibi"
Aker, düşündüğü şeyin saçma olduğunu biliyordu ancak engel olamıyordu. Bir insan nasıl bu kadar benzeyebilirdi ki kendine? Kardeş olsalar belki ancak kardeşler bile o kadar benzemeyebilirlerdi. Üstelik dün arseni gördüğü an, annesinin resimlerde gördüğü gençliğine bakıyormuş gibi de hissetmişti. Tabii bir de, uzun zamandır kalbinde hissettiği o boşluğun artık orada olmaması vardı. Arsenle göz göze geldiği an yok olmuştu. Dünden beri düşünüyordu. İçinde anlam veremediği duygular vardı. Neydi? Annesini, babasını seviyordu, batuhana değer veriyor, arkadaşını seviyordu. Sevgi miydi? Ama ilk kez gördüğü birine karşı nasıl sevgi duyabilirdi ki?
"dün yemekteki davranışların da" dedi Batuhan düşünceli sesle "garipti," durdu "tek seninki değil, arseninki de garipti. Sanki sen ona kıyamıyor gibiydin." Akerin gözlerine baktı "tuhaf olanı o da aynı şekilde sana kıyamıyor gibiydi"
Aker, batuhanın dediklerini düşündü. Neden öyle davranmıştı? Arsen, tatlısını semaya vermişti, o da kendi tatlısını arsene vermek istemişti. Neden? Neydi o an içindeki duygu? Derin bir nefes aldı. Batuhana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay ve Güneş
FantasiaAYDINLIK VE KARANLIĞIN SAVAŞI Krallığı adına seçim yapan bir baba. Çocuğunu kaybettiğinden habersiz bir kraliçe. Yalana bulanmış yüz yıllık kehanet ve kandırılan krallıklar. Yaklaşan savaş. İhanetin bıçağıyla gelen ikinci bir hayat ya da şans. Un...