15. BÖLÜM

365 117 28
                                    

"Arsen" diye seslendi Alçin ancak başımı yerden kaldırıp ona bakmadım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Arsen" diye seslendi Alçin ancak başımı yerden kaldırıp ona bakmadım. Gelip yanıma, yatağa, oturdu. "iyi misin?"

İçimden gözlerimi devirmek geldi ancak kendime engel oldum. Alçin benim için endişeleniyordu sadece. Sadece o kadar çok iyi olup olmadığım sorursunu duyuyordum ki son zamanlarda bunalmıştım. Önüme düşen saçlarımı geriye doğru tarayarak ayağa kalktım ve kıyafet dolabının önüne geçtim. Sorusunu bilerek cevapsız bırakmıştım. Onun yerine konuyu değiştirdim.

"Savunma sanatları dersi var değil mi?" dedim üzerine bakıp giydiği kıyafetleri süzerken. Deri siyah bir pantolon, beyaz gömlek ve siyah deri bir korse vardı üzerinde. Saçlarını at kuyruğu yapmıştı.

"Evet" dedi Sema, banyodan çıkıp kapının yanına yaslanırken. İkisi de çoktan hazırdı. Dolaptan pantolonu ve gömleği çıkartıp giydim. Onların aksine siyah bir gömlek giymiştim. Çünkü başka kıyafetim yoktu. Korseyi bağladım.

"Hadi çıkalım" dedim saçlarımı tepeden bağlarken.

"Dur" dedi Alçin yanıma gelip kolumu tutmuştu. Sandalyeye oturttu. "saçlarını örelim"

"Gerek yok" diyerek ayaklanmaya çalıştım ancak geri oturttu. Bağladığım saçlarımı salıp arkaya doğru taradı. Sessizce örmeyi bitirmesini bekledim. Sema da Alçin'i izliyordu.

"Teşekkür ederim" diye mırıldandım bitirdiğinde, önüme geçip memnuniyetle saçımı incelerken Alçin.

"Rica ederim" dedi gülümsemesi genişlerken. İşimiz bittiğinden olsa gerek odadan çıkan Sema'ya bir bakış atıp gözlerimin içine baktı. "Daha tanışalı on gün bile olmadığının farkındayım Arsen" dedi, durdu, derin bir nefesi bıraktı "ama sanki çoktan tanışmış gibiyiz, önceden." Gözlerini kaçırdı "Yani ben öyle hissediyorum. Bu yüzden, eğer bir derdin varsa ben buradayım, yanındayım" geri gözlerime baktı "seni her zaman dinleyebilirim."

Bir süre sessizce yüzünü izledim. Bu çok saçmaydı. Bağladığı saçlarından birkaç kızıl tutam yüzüne doğru düşmüştü. Yeşil gözleri yüzümü izliyordu. Çok güzeldi. Ve fazla tanıdıktı. Korkutucu düzeyde. Gülümsedim.

"Teşekkür ederim" dedim ayağa kalkıp elimi omzuna koyarken. Birkaç saniye bekleyip geri çekildim. Yanımda olduğunu ve elinden ne gelirse yardımcı olacağını biliyordum, bir şekilde. Ama şimdilik kendim çözmem gerekiyormuş gibi hissediyordum. İçimdeki ses yalnız olmam gerektiğini söylüyordu. Ve o ses, dersini çoktan almış birinin sesi gibi geliyordu. Onu dinleyecek ve kendim çözecektim.

Elimi omzundan çekip Sema'nın arkasından odadan çıktım. Koridorda ilerlemiş, merdivenlerin orada bekliyordu. Yanına geldiğimde bir şey söylemedi. İki saniye sonra Alçin de geldiğinde yemekhaneye doğru ilerledik.

Enya, yemekhanede yoktu. Görememiştim. Bunun dışında Aker ve Batuhan da yoktu. Günay biraz geç de olsa katılmıştı aramıza. Masada geçen muhabbete katılmaya çalışarak kahvaltımı bitirmiştim. Sanki hepsi içinde bulunduğum ruh halini anlamış gibi çok üzerimde durmamışlardı. Şimdiyse bahçede okulun gölgesinde kalan alanda toplanmıştık.

Ay ve GüneşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin