Bölüm 12

382 83 12
                                    

Gelen yorum ve oylarla çok çabuk gaza gelebiliyorum sanırım :) :) gecenin bir yarısı uyumadım ve yeni bölümü yazdım :)))) Umarım beğenirsiniz çünkü bu bölüm çok hoşuma gitti :) :D Hikayem için tavsiyesi olanlar çekinmeden yorum atabilirsiniz,mutlaka dikkate alırım :) :D ;)

Müzik tercihini size bırakıyorum bu sefer :D

Yere serilen gövdesinin üzerine dizlerimle baskı uyguladım ve bir kez daha ama bu sefer daha sert indirdim yumruğumu. Ona vurdukça öfkem artıyor ve o anki korkum gün yüzüne çıkıyordu. Yumruklarımın arasından ''Geberteceğim seni piç kurusu. Göz göre göre öldürüyordun lan beni!!! Adi herif'' diye bağırıyordum. Sarı saçlarına küçük kan lekeleri sıçramaya başlayınca iyice gözüm döndü ve ayağa kalkıp bel boşluğuna sağlam bir tekme savurdum. Gücü ancak kendini dört büklüm etmeye yetiyor şimdi. ''Geberteceğim seni pislik!!! Duydunmu beni'' dedim ve yeniden bir dizimi karnına yerleştirip yumruğumu suratına indirmek için harekete geçmiştim, fakat iki güçlü ses birden ''YETER'' diye uyarınca elim havada asılı kaldı. İçimde kalan hırsla yüzüne son kez baktım ve ayağa kalkıp arkamı döndüm. İki adım atamadan kıraç beni belimden yakaladı ve odanın ortasına sürüklemeye başladı. İtiraz dolu sözlerle çırpınırken, yerde dağılmış bir suratla yatan Ufuk'un suratına tükürdüm. Kıraç beni bırakınca Pikaçu abiyle göz göze geldim. Kahverengi gözlerinin kenarında oluşmuş çöküntüler ve kırışıklıklarla her geçen gün daha tehlikeli bir simaya bürünüyordu. Kahverengi , donuk ama öfkesini dışa yansıtan gözlerlini gözlerime kilitlemişti. Bakışlarımı ondan ayırmadan oturduğu masanın karşısında duran, tekli koltuğa oturdum. Her hareketimi inceliyor ve iğneleyici bakışlar savuruyordu.

Bu yaşıma kadar her zaman gerek eğitimimde gerekse dövüşler için gerekli olan herşeyimi o karşılamıştı. Seçimlerime ve kararlarıma hiç karışmamış,sonuçlarına katlanmama izin vermişti. Beni bu hayata alıştıranda oydu. Buraya bırakıldığım gece beni birilerine yem etme yerine kendi himayesi altına almıştı. Cebimden tek kuruş harcatmamıştı ,tam aksine dövüşlerde beni desteklemiş ,bahislerde en yüksek parayı bana oynamıştı.

Kıraç sesini az da olsa yükselterek ''Neydi bu şimdi?'' dedi. Oturduğum koltuğun karşısına geçmiş,pikaçu abiyle görüş alanımı kapatmıştı. Bakışlarımı yüzüne çevirdim ve hala yatıştırmaya çalıştığım öfkeme yenik düşerek '' Beni mi suçluyorsun ? Kıraç o adi herif boğularak ölmeme sebep oluyordu!!!'' hırsımı alamadım ve ayağa kalkıp ufuğa yöneldim. Elimle Ufuğu işaret ederek ''ölüyordum ben kıraç! Bu adi yüzünden boğularak ölüyordum. Ne tez unuttun benim için endişelendiğin saatleri??'' dedim. Kıraç'ın yüzünde gözle görülür bir değişme oldu ve çenesinde ki kaslar seğirdi. Gözlerini benden ayırıp hala yerde yatan Ufuğa çevirdi. Bir elini yumruk yaptı ve hızla yanımda, yerde yatan ufuğa yöneldi. Pikaçu abinin bağırmasıyla birden yan tarafa savruldum ve Kel ibo ,Kıraçı göğsüne vurarak odanın öbür ucuna sürüklemeye çalıştı. Yere yapışıcak kadar çok itilmemiştim, bu yüzden dengemi 2 sn gibi bir sürede toparladım ve Pikaçu abiye yönelerek ''Ne diye engel oluyorsun ki??? Duymadın mı, beni öldürmeye çalıştı''dedim. Öfkeden gözümün altında ki damarın atışını hisseder oldum. Pikaçu abi istifini hiç bozmadan Mete'ye ve Kenan'a seslendi. Mete ve Kenan onun oğulları.

Mete ve Kenan içeriye girdi ve Pikaçu abiyle kısa bir bakışmanın ardından ,yerde yatan Ufuk'u sürükleyerek odadan çıkardılar. Gözümün altında atan damarı , çok yakınımda duran kişinin farkedeceğine adım gibi eminim. Dişlerimi birkaç defa birbirine sürttüm ve Kıraç'ı tutan kel ibo'ya öldürücü bakışlar attım. Aynı bakışlarla Pikaçu abiyede sergileyince Pikaçu abi başıyla işaret verdi ve Kel ibo odayı terketti. Kapıyı ardından sesizce kapattı. Kıraç az önce oturduğum koltuğun yanındakine oturdu. Bende sert adımlarala kendimi koltuğa bıraktım.

Asla Vazgeçme SendenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin