Bölüm 15

176 62 7
                                    


Hala oksijen tüpüne bağlı olarak yatan Kıraç'a dikkatle baktım. Bir insanın aklından, bir saniye içinde onlarca düşünce geçer değil mi? Bazen birbiriyle alakalı, bazen ise aşırı saçma düşüncelerdir bunlar. Peki, ya hiçbir şey yoksa zihninde ? Sadece, bir kamera gibiyse? Olayları görüyor,işitiyor fakat algılayamıyor ve cevap veremiyor. İşte, ben Kıraç'ın vurulduğu geceden beri böyleyim. Aklım, zihnim, bedenim bomboş. Sadece çevremde olup bitenleri görüyor fakat ses çıkaramıyordum. Öyle büyük bir sessizlik vardı ki bedenimde ve zihnimde, git gide büyüyen bir sessizlikti.

Çevremde olan herkes iletişim kuramaya çalışıyor fakat yanıt alamıyorlardı. Bazen önüme yemek getiriyor bazen de su koyuyorlardı. Doktorun kullanmam için verdiği ağrı kesicileri zorla içiriyorlardı. Dilimin üstünde duran haplar sanki beni zehirleyecekmiş gibi hissediyorum artık.

Kocaman bir boşluk gibiyim. Aldığım nefesler o boşluğa giriyor ve kayboluyordu. Düşünemeyen, konuşamayan aptal bir boşluktum şimdi.

Kıraç'ın yattığı yatağın hemen bitişiğinde ki sandelyeye oturdum. Gün geçtikçe canlılığını yitiren yüzünden, hiç çıkarmadıkları oksijen maskesini inceledim.

Bu oda da beni rahatsız eden birşeyler vardı. Sessizliğimi bölen birşeyler. Sürekli aynı ritim halinde hareket eden ve Kıraç'ın şuanda tek düşmanı olan şeyi ilerleten. Duvarda asılı duran saate birkez daha baktım ve bakışlarımı yeniden Kıraç'a çevirdim. 11,12,13... dakikaları acımasızca ardı ardına sıralamaya devam ediyordu. Gözlerimi kapattım ve o uğursuz sesine aldırış etmemeye çalıştım. Kıraç'ın kalp atışlarının kanıtı olan makineden çıkan ses; saatin çıkardığı sesine karışırken , içimde hala yanmaya devam eden umut ışığınu titretiyordu.

Dakikalar, saatler,günler... hepsi Kıraç'ın düşmanıydı artık. Uyanması lazımdı ama o bir türlü uyanmıyordu. Tam 8 gün 6 saat 17 dk'dan beri uyuyordu ve bana işkence etmeye devam ediyordu. Kıraç'ı hastaneye yetiştirene kadar çok fazla kan kaybetmişti ve ambulansa alındığında şok geçirdiğini söylemişlerdi.

Eziyet gibi geçen saatler sonra ameliyatından çıktığında doktör şöyle bir cümle kurmuştu:

''Başarılı bir operasyon geçirdiğimizi söyleyemem ama çok kötü de değildi. Buraya gelene kadar çok kan kaybetmiş ve kurşun tehlikeli bir bölgeye isabet etmiş.'' Cümlesini yarıda kestim ve

''Uyanacak ama değil mi?'' demiştim. Doktor bir sonraki cümleyi bana değilde Emre abiye bakarak ''Şuanda koma'da. Uyanma ihtimali var fakat... ne kadar erken uyanırsa o kadar iyi sonuçlar alırız'' demişti.

Kıraç ise 8 gündür komadan çıkmamıştı. Bana bu oda da kalp atışlarını ezberletiyor, dakikaları saatlere, saatleri de günlere çeviriyordu.

Sürekli kabuslarla bölünen, yarım yamalak kalan uykular girmişti hayatıma. Sürekli beynimin ve kalbimin reddettiği olası bir gerçek vardı kabuslarımda. Tüm gücüyle, uykumda acı veren bir olası gerçek. Bağıramıyor,koşamıyor,ne yardım isteyebiliyor, ne de atılan o kurşunun önüne geçebiliyordum. Kabuslarımın son sahnesini 'ölüm' canlandırıyordu. Kollarımda,kucağımda sona eren bir hayat.

Kan ter içinde, atılan çığlıklarla gözlerimi her açtığımda,tam karşımda ki yatakta yatan Kıraç sağlıyor nefes almamı. Sonra acı bir gerçek vuruyor zihnime ve aldığım bir sonraki nefes de boşluğa düşüyordu benim gibi. Ayağa kalkıp, her zamankinden daha soğuk olan elini avuçlarımın arasına alıyor ve Allah'a bir kez daha yalvarıyorum 'Onu benden alma' diye.

Dakikalar ilerledikçe kulaklarımı dolduran yelkovanın sesi beynimi işgal etmeye başlamıştı. Sanki o sesler hopörlşerden çıkarmışcasına kulağımı ağrıtıyordu. Ellerimle kulaklarımı kapadım ve alnımı Kıraç'ın elinin üstüne koydum. Soluklarımı düzenlemeye çalışsamda, göğsüm hızlı hızlı inip kalkmaya devam ediyordu. Beynimi ve kulaklarımı işgal eden o ses, saniyeleri es geçip hızlanmaya başladı. Kesilmeksizin devam eden 'TİK TAK' sesi,kulaklarımı sağır edecek dereceye geldi ve Kıraç'ın monitörden çıkan kalp atışlarının sesini bastırdı. Ellerimi daha sert kulaklarıma bastırdım ve dişlerimi sıkmaya başladım.

Asla Vazgeçme SendenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin