meleğim..

1.3K 48 9
                                    

1 yıl sonra..

Günler su misali geçti, bazı duygular ise gün geçtikçe güçlendi.

Özlem
Hasret
Aşk
Hayalkırıklığı

Gidince her şey geçer sanıyor insan, oysa ki gitmek de zor gittiğin yere ayak uydurmakta.
Onunla ilgili herşeyi bir kağıda unutursam diye yazmak.. geceleri onu düşünmekten uyuyamamak ama uyumayı onu rüyalarında görüyorsun diye istemek.
Bir ara intihar etmeye çalıştım ama otelin hizmetçisi son anda içeri girip balkondan beni aşağı çekti.

Psikolojimi kendi başıma düzeltmek o kadar zordu ki.. bir destek almak bile istemedim kimseyi görmek istemedim.
Aşk gerçekten de basit bir duygu değilmiş, ilk bir ay kendimi toparlayamadım herkes yabancı geldi korktum insanlardan.

Yavaş yavaş alıştım iş yerinde vakit geçirdikçe yeni insanlar iyi geldi, güzel arkadaşlıklar edindim ki hepsinin türk olması da yabancılık çekmeden onlarla konuşmam için bir nedendi.

Her gece ağlamam dışında bir şey değişmedi, karanı unutmaya çalıştım ama aklımdan çıksa da kalbimden çıkmadı.

Oradaki ki yaşamımı unutmak için abimi bile bir ara hiç aramamıştım, ilk aylardan bu yana karan ne aradı ne de sordu..
Bir ay boyunca gelmesini bekledim içten içe bir açıklaması olduğunu düşündüm her zaman ama zaman ilerledikçe karana dair umutlarım yaprağın kuruyup yere düşmesi gibi uçtu.

Yaz ayının tadını herkes sevdiği ile çıkartırken ben bir yerde oturmuş mutlu çiftleri izliyordum.

1 yıl.. dile kolay gelebilir ama her saniyesi bile işkence gibi geçen koca yıl hala devam ediyor..

Yerimden kalkıp işe gitmek için arabama bindim, ha evet arabam buraya geldiğimde biriktirdiğim paralarla hayalini kurduğum arabayı almayı başardım.

Arabam çok sevdiğim gök yüzü gibi maviydi, mavi bana göre özgürlük rengi ve en sevdiğim renk..

Ailem mi? Bir kaç kez konuşup onlarla da abim gibi konuşmayı kestim fazla konuşmuyorduk.
Ecrin ve Ece.. çok özlediğim ikiliyi hiç arayıp sormadım yapacak cesareti bulamadım.

Sonunda iş yerine vardığımda önlüğümü alıp soluğu gamzenin yanında aldım, yanımıza elinde kahve ile gelip elimize birer kahve bırakan Berke teşekür ettim.
"Hadi ama ceren hep beraber eğleniriz." Evet yarım saattir beni tatil için ikna etmeye çalışıyorlar..
"Ya Berk benim eğlenmek ister gibi halim mi var? Bırakın beni kendiniz eğlenin işte." Berk taklidimi yaparak yanımızdan ayrıldığın da gamze de bana dudağını büzüp işine döndü.

Onlara hayretle baktım.

Çıkış saatine yakın Sude koşarak yanıma geldi "bir hasta var sen girip bakar mısın kolundan vurulmuş benim acelem var.." ona tebessüm edip bahsettiği odanın numarasını aldım.
Neden ismini söylemedi diye düşünürken fazla kafa yormayıp kapıyı tıklattım ve içeri girdim.

Odada kimseyi göremeyince tam çıkacakken birisi beni belimden tutup kendine çekti ve sarıldı.
Şok içinde olduğum yerde kalırken aldığım koku ve elinin bana verdiği kelebek hissi bu kişi karan diye bağırıyordu.

Ben yerimden hareket edemezken kulağıma fısıldanan kelime ile elimde ki kutuyu yere düşürdüm.
"Meleğim.." ona sarılmak istesem de beynim şuan bir işlev gösteremedi.

Karandan güçlükle ayrılıp arkama emin olmak için döndüğüm de gözleri sanki bir yıldır uykusuz gibi kızarmış saçları bıraktığım halden biraz uzun sakalları çıkmış ama kesmeye zahmet edilmemiş göz altları morarmış şekilde duran karana hasretle baktım.

Karanlık Düşler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin