söz ver

1K 36 11
                                    

Karan anlatımı ;

İnsanlar bencildir, kendilerinden başka kimseyi düşünmezler ; aşk ise fedakarlık ister, emek ister, sabır ister ya da ölüm ister..

Birisi için kendi canından vazgeçmek çok büyük bir şeydir, insan tanımadığı birisi için bu riski kolay kolay almaz fakat söz konusu en sevdiği kişi olduğunda gözünü kırpmadan ölümün kollarına kendini atar.

Ben bunu çok kez yaptım, elime ilk silah aldığım gün herkesi koruyacağım gerekirse kendim öleceğim ama sevdiklerime birşey olmayacak düşüncesi ile büyüdüm.

Sevdiğim kadın gözünü bile kırpmadan ölüme ilerlediğinde o kurşun sadece ona değil bana da isabet etti.
Merminin açtığı yara, bu acının yanında sönük kalırdı.

Hastane de zaman geçmez dediklerini bir kez daha anladım, saniyeler saat gibi geçiyordu.
"En güçlü olmakla sevdiklerini koruyamıyor insan asıl en güçlü olduğunda kaybediyor." Babamdan aldığım yeni nasihat.
Bunun anlamını hayat hiç istemeyeceğim şekilde gösterdi.

Kaybedersem önce intikamımı alıp sonra da kendi canımı alacaktım, onsuz aldığım her nefesi herkese ve kendime zehir edecek içimde ki vicdan tohumlarını kökünden sökeceğim.

Bugüne kadar kimsenin sevdiğine veya ailesine zarar vermedim, aile kutsaldır kimsenin özeline dokunmaya hakkım yoktur dedim.
Birisi ile sorunum varsa bu beni ve onu ilgilendirir başkasını değil.

Fatih bana her zaman acımasız ol derdi, acımasız ol ki herkes bir bakışın ile dağılsın.

Bana bunun için çok vurdu, güçlü olmam için çok çalıştırdı.
Cemal yani üvey babam ise hep mantıksal davranmam konusunda öğütler verdi.
İkisinin de bilgisini dengeleyemedigim için kaybettim.

Bunun bedelini şuan içeride kanı hala elimde olan kadın ödüyor.
Benim hatalarımın bedelini ödüyor..
Yüzüne dokunmaya kıyamadığım kadın içeride ölüm kalım savaşı veriyor.

Yere bir yumruk attım, acımasız olacağım dedikçe yaptığım vicdanlı hareketlerin bedelini benim ödemem gerekiyordu.

İnsanlar yanıma gelip birşey söylüyorlardı, duymuyordum.
Zihnimin her köşesinde canlanan anılarla bir yumruk daha attım yere.
Kulaklarım da cerenin cümleleri, zihnimde gülüşü aklımda kendimi suçladığım düşünceler de kayboldum.

Onu korumak için elimden bir şey gelmediği her ana küfür ettim.
Saatler geçti ama kimse şu lanet odadan çıkamadı.
Birisi yakamdan tutup yüzüme yumruk attığında tepki vermedim.

Kemer izlerinin olduğu yerlere de darbeler geldi, hissetmedim.
Canım öyle bir yanıyordu ki hiçbir fiziksel ağrı kalbimin yanmasından çok tepki veremiyordu.

Düşüncelerimi toparlayıp kimin vurduğuna baktığımda cerenin babası Faruk bey olduğunu gördüm.
Mert babasını üstümden çekmeyi başardı.
"Yılardır kızınızı bir kez ziyarete gelmediniz şimdi mi geliyors-" annemin sözünü cerenin annesi olan derin hanım kesti.

Sevdiğim kadın ölüyor, bunların derdi bu mu cidden?
Doktorun odadan çıktığını farketmediklerinde doktoru kenara çekip durumunu sordum.

Kurşunu çıkarttığını ve durumun şuan için belli olmadığını gerisinin hastanın uyanıp uyanmamasına bağlı olacağını söylerken yoğun bakım odasına alınacağı bilgisi de verildi.
Doktor bir saate 5 dakika görebilirsiniz dediğinde aldığım tek mutlu habere bile sevinemedim.

Herkes bağırmaya devam ederken bağırdım.
"KAPATIN ÇENENİZİ." herkes sustuğun da yüzlerine soğuk gözlerle baktım.
"Kız içeride ölüm savaşı veriyor, siz ise burada neyin derdini yaşıyorsunuz." Duvara yumruk attım.
"AZ ÖNCE ŞURADAN DOKTOR ÇIKTI GÖRMEDİNİZ, CERENİN DURUMUNU ANLATTI DUYMADINIZ." Faruk bey konuşacaktı ki susturdum.

Karanlık Düşler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin