hayır hayır hayır..

779 32 24
                                    

o kadar aciz duruma düştüm ki karanı affetsem de kendimi asla affetmeyecegim.

...
ben nereye gittiğimi bilmeden koşarken karan da peşimden geliyordu.
karan biraz uzakta olduğu için ayağımdan topukluları çıkartıp elime aldım.

sokakları tanımaya çalışırken gamzenin evinin önünde olduğumu farkedince karan farketmeden evlerden birisine girip zile bastım.
gamze kapıyı açarken beni o halde görür görmez direkt içeriye aldı.

ben ağlamaya devam ederken gamze hemen üstüme bakıp iyi miyim diye kontrol etti.
"bebeğim ne oldu anlat bana." göz yaşlarım arasında konuştum.
"k-karan.." elimde ki topukluları gamze elimden alıp yere bıraktığın da beni salona yönlendirdi.
yere oturup bacaklarımı kendime çektim.

"iş yemeği diye çıkarttı eski nişanlısı geldi, baya laflar söyledi.." hıçkırık kaçtı ağzımdan.
"karanı gelir gelmez yanağından öptü yok karan beni kırmaz demeler yok beni bir kez kırdı sonra dedi yine güzel şeyler yaşayabiliriz demeler parfüm hala aynı demeler falan fistan." ağlamaya devam ederken kapı çaldı.

gamzeyi zor durumda bırakmamak için kapıyı açmaya ben giderken kapıyı çalan kişiye delikten baktığımda karan olduğunu gördüm.

ağzımdan hıçkırık kaçtığında kapıyı açmadan konuştum.
"lütfen git." eski nişanlısı ile aynı masaya oturdum o lafları sırf sen rezil olma diye yedim ama sonuncusu çok ağırdı..
"gidemem, aç konuşalım." karanın sesi berbat gelirken açmadan gitmeyeceği için kapıyı açtım.
"karan senin için gururumun üstüne basa basa oraya oturdum tekrar ama o son laftan sonra ben kendimi bile affedemem sustuğum için lütfen defolup git sadece defolup git." düşecek gibi hissettiğim de kapıya tutundum.
"haberim yoktu." güldüm.
"sonrasında olanlar da gözünün önünde oldu ama birşey diyemedin?"

karan susarken başım feci dönüyordu.
"bir açıklaman var mı? tehtid edilme gibi zırvalıklar falan öyle bir durum yoksa gidebilirsin." lütfen olsun..
"var." yorgun yorgun karana baktım.
"o anlaşma olmazsa abinin hayatı söz konusu ortak olduğumuz için, bana pek zarar gelmez ama abinin ölümü demek orada yanlış birşey demem." o kızla ne alakası var?
"o kız ise onların akrabası birşey diyemedim farkındayım özür dilerim ama sonrasında abinin ölmesini benim orada seni savunmamdan daha az isteyeceğini düşündüm."

haklıydı.. orada ki tavrını yaşamaya razıydım ama bir süre uzak durmak istiyorum ona baktığım zaman o kızla yaşadıkları şeyi benle yaşadığı gelecek aklıma ve bu durum beni sadece yıpratacak.
"tamam bu kadarsa defol git." öfkem san değil yine benim için birşeyler yapmak için hata yaptın tamam ama o lafları sindiremem kolay..
"tamam gidiyorum ama yanlız değil." ne olduğunu anlamadan karan beni sırtına alırken çığlık attım.

"ya napıyorsun bıraksana." karan hayır diye direttirken nereden geldiğini bilmediğim arabaya beni oturtup kemerimi bağladı.

kendime gelip kapıyı açacakken karan arabaya binip kapıyı kilitledi.
"karan yüzünü görmek istemiyorum bak ciddiyim ineceğim." beni umursamadan arabayı sürerken kadının lafları zihnimde canlandı.
hala aynı parfüm..
boğazım düğümlendi.
ayaklarımı her zaman yaptığım gibi kendime çekerken başımı dizlerime gömüp ağladım.

kadının beni ezişi her aklıma geldiğinde kendimi ölduresim geliyordu.
benimle yaptıklarını onunla da yaptı..
karanın arabayı durdurduğunu bile farketmezken onun elini omzumda hissettim.
"ağlamandan nefret ediyorum." o ellerle o kıza da dokundu.. başımı kaldırdığım da karanın da gözünden bir yaş akıyordu.
"sen affeder miydin aynı şeyi yaşasan?" karan hayır anlamında başını sallarken burukca gülümsedim.

Karanlık Düşler Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin