Keyifli okumalar dilerim.21.07.2020.
3.Bölüm:O Adam
.Özden Özcan.
Karşımda bana bakan ela gözlere baktım. Ve bir daha bir daha dikkat ettim. Emin olmak için. Önleri hafif kıvırcık arkasına doğru dalga olan saçlar, dik ve küçük bir burun, ela gözler ve biçimli dudakları. Keskin yüz hatları vardı, uzun boyluydu baya uzundu hemde. Tişörtünden belli olan kasları ve biçimli vücudu.
Bu o adamdı!
Gözlerinin içi kızarmış ve etrafında hafif morluklar oluşmuş boş gözlerle bana bakıyordu, ben ise şaşkın gözlerle bakıyordum.Bir an konuşma yetimi kaybettiğimi sandım. O konuşmadı ben konuşmadım ne kadar süre geçti bilmiyordum ama onun hafif kapıyı kapatıcak gibi olmasından dolayı hızlı davrandım ve kapıya ayağımı koydum.
"Şey... Şaşkınım ondan konuşamadım." ben konuştum ama o konuşmadı.
"Sen... Herneyse ben yan apartmanda oturuyorum, kek yapmıştım getirmek istedim." Konuşmuştum ama saçma bir konuşma olmuştu.
"Anlıyorum sanırım pek konuşmayı sevmiyorsunuz ama en azından bir kaç cümle." Rica eder gibi baktığıma emindim. Neden adamı birşeyler için zorluyordum ki.
"Özden ben." Kesinlikle konuşmaya tersten başlamıştım. Bu cümle başta olmalıydı. Ama hala bir tık yoktu. İnsan bir mimik oynatır. Hayır yani biri benim karşımda böyle bir konuşma gerçekleşse ya hafif tebessüm eder ne kadar tatlı olduğunu düşünürdüm, yada salak.
" Şey o zaman keki vereyim ben." uzattım ama alan olmadı. Alsana be adam. Zaten gizemli sandığım, daha demin araştırdığım ve intihar ettiğini düşündüğüm adam Kubat Karaman olmasının şaşkınlığını yaşıyorum.
"Almayacak mısın?" Neden zorluyorum, adam konuşmuyor bile. Gözlerimin şuan kırgın baktığına emindim.
"Tamam o zaman." deyip derin bir nefes aldım ve arkamı döndüm. Ben birde en özel tabağım ile keki getirmiştim. Aklım bir anda başka bir şeye kayınca kendime gülesim geldi. Ama arkamdan gelen kalın, gür ve farklı bir tınısı olan ses buna engel oldu.
"Perdelerini kapatmanı tercih ederim Özden." ve pat kapanan kapı. Ama neden? Bunu neden söyledi? Ben onu göremezken o beni mi izledi? Bundan korkmalımıyım. Şey biraz ürktüm ama elimde ki tabağa döndüm ve ilk gelişim de düşündüğüm şeyi yaptım. Keki yere koydum ve üst üste zile basıp, rahatsız edecek şekilde, kaçtım. Yani en fazla yarın dışarı çıkarsa o keki görecekti.
Şimdi eve gidip dediklerim ve dedikleri hakkında kendi başıma bir istişare etme zamanıydı. Apartmandan çıkıp kendi apartmanıma geçiş yaptım. Hızlı bir geçiş oldu. Tempolu bir şekilde o dar ama uzun merdivenleri çıktım. Kapıyı açıp direk salona girdim. Ve çay içen ikiliye baktım aynı zamanda onlarda bana bakmıştı.
"Yüzün bembeyaz olmuş, hortlak mı gördün." diyerek benimle dalga geçen İlayda'ya baktım. Benim gördüğümü sen görseydin burnuna kolonya tutup ayıltmaya çalışıyor olurduk.Hepsini içimden söyleyip ona tebessüm ettim.
"Yo hayır." derken her zaman oturduğum hardal sarısı berjer koltuğa oturdum.
"Sana bir şey mi yaptı yoksa?"Al işte Acun'un telaşı.
" Yo hayır. "omuz silkmiştim bu sefer.
" Yoksa katile falan mı benziyor? "
" Yoo hayır "Çünkü o tam bir Ediz Hun gibi İstanbul beyfendisine benziyordu. Tamam çıtayı çok yükselttim.Ediz Hun gibi olduğunu ben beş dakika nereden bilecektim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
RomanceBazı zamanlar vardır... Kendine Ailene Arkadaşlarına Sevdiğin insana bile zaman ayıramazsın. Bazı zamanlar vardır...Ki o zamanlar nadirdir. Hiç tanımadığın kişi-ler hayatına girer ve tek odağın o kişi olur... Bütün hayat sistemin o kişidir. Özden bu...