Keyifli okumalar dilerim...11.08.2020
4 Bölüm :Elimden Kurtulamayacak
Özden Özcan
Odanın içinde dolaşan bakışlarım onun gözlerini bulduğunda mum ışıklarından parlayan ela gözleri sinirliydi.
Biraz haneye tecavüz gibi olmuştu evet ama merak içimi kavuruyordu ne yapabilirim.
"Evime girme dediysem girme."
"Ama girdim... Ya gerçekten böyle bir yaşantıyı kabullenecek biri misin?" kollarımı birbirine kavuşturup ona bakmayı sürdürdüm.
"Sen beni ne kadar tanıyorsun ki?" tek kaşı havalandığında hak vermiştim.. İş adamı olunmayla iyi biri olacak değildi ya.
"Tabi orası öyle.." ayağımın önüne gelen teneke kutuyu ayağımın ucu ile itip arkamı döndüm.
"Ama kimse istemez böyle bir yaşantı bence." omuzlarımı silktim.Güldüğünü duydum, tamamen dalga amaçlı bir gülüştü.
"Ne var yaşantım da, içki içiyorum, sigara içiyorum, ışıkları açmıyorum diye kötümüyüm sanıyorsun?"
"Kötüsün zaten!" diye bağırdım.
"Ya kendinin farkında değil misin? Bak gözaltlarına mosmor, gözlerin kızarık, yüzün çökmüş, önce ki haline oranla zayıflamışsın bile....Peki evin hali, kusura bak ama senin gibi bir iş adamının daha önce ki zengin yaşantısından sonra böyle bir yaşantıya gelmesi onun kötü olduğunu gösterir. "diye devam ettim.
"Başıma hep bela getiren iş adamlığı zaten." ne kadar mırıldansa da duymuştum. Bu durumdan memnun değil gibiydi.
"Ne yapmaya çalışıyorsun bilmiyorum ama benimle uğraşma." sinirlendiğini gösteren konuşmasına hiç takılmadım.
"Sana yardım etmek istiyorum, izin ver lütfen."dediğimde yüzünde kısaca bir tebessüm olup silindi.
" Yardıma ihtiyaç duymuyorum. Şimdi, lütfen. "diyerek kapıyı gösterdi...
Daha fazla ısrarın onda ters etki edeceğini tahmin ettiğim için daha sonra gelmeyi düşünürek dış kapıya çıktım. Elinde tuttuğu tabağı bana verdi. Tam kapıyı kapatıcakken konuştum.
" Kubat, bir... "cümlem kesilip yüzüme kapıyı kapattığında derin bir nefes aldım.
" Bir gün eski yaşantına döneceksin ama çok güzel bir teşekkür hediyesi beklerim haberin olsun. "dedim gülerek. Kapının arkasından olduğunu biliyordum.
Elimde ki tabakla merdivenleri inip sokağa çıktım, sokak seslerini dinledim. Sakin bir sokağımız olsa da sahile ve çarşıya yakın olduğu için sesler geliyordu.
Mutfağa girdiğimde tabağın üstünde ki peçeteyi açtım. İçinde kendi yaptığım keki beklerken içine koymuş olduğu saplarından kopardığı çiçek başlarını gördüm. Yüzümde istemsizce bir gülümseme oluştuğunda çiçekleri elime alıp odama geçtim. Arada sırada bir şeyler yazdığım defterin aralarına yerleştirdim. Defteri tekrardan yerine koyup bilgisayarımı aldım ve balkona çıktım. Şimdi Kubat Karaman hakkında bilgi edinme zamanıydı.
Aramaya Kubat Karaman yazdığımda bir çok haber vardı. Tabi son haber hep öldü mü? Diye sorulan sorulardı. Altlara doğru indiğimde bir röportaj ile karşılaştım. Haber kaynağına girdiğimde heyecanlandım.
"Kubat Karaman'ın iş adamı olarak başarısı nedir?"
"Yaptığım işleri dikkate aldım. Genç yaşta olmama rağmen 'boşver gitsin' diyip umursamamazlık yapmıyorum. İşlerimi hep planlı yapmaya özen gösterdim. Ve babamın izinden gittim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
PERESTİŞ
RomanceBazı zamanlar vardır... Kendine Ailene Arkadaşlarına Sevdiğin insana bile zaman ayıramazsın. Bazı zamanlar vardır...Ki o zamanlar nadirdir. Hiç tanımadığın kişi-ler hayatına girer ve tek odağın o kişi olur... Bütün hayat sistemin o kişidir. Özden bu...