28- Travmalar

107 5 0
                                    

Bölüm şarkısı: Kaçar Gider - Dolu Kadehi Ters Tut🎵

Komiserin sesini duyunca insan doğal olarak korkuyordu. "Benim hakkımda bir olay mı?"

"Evet, Eda Hanım, bıçaklanma vakası olmuştu daha öncesinde. Siz zaten şubemize gelmiştiniz ama delil yetersizliğinden bir sonuç alamamıştık."

"Evet... o konuda bir gelişme mi var?" dedim telaşla.

O sırada Çağlar geldi.

"Evet, parmak izi sonucuna göre Mert Demir isimli bir şahısın yaptığı sonucu çıktı. Aslında bu sonuç çıkalı yaklaşık iki gün oldu ama sizi maalesef aramamışlar."

"Nasıl aramayı unuttunuz ya?!" dediğimde Çağlar telaşla baktı.

"Ne oldu? Kiminle konuşuyorsun?"

Ona elimle sus işareti yaptım.

"Eda Hanım bizim hatamız evet çok özür dileriz ama bu konuda bir gelişme daha var, Mert Atacan'ın ifadesinde, soyadını vermedi ama Seren diye birinden talimat aldığını söyledi. Bu konu hakkında sizinle konuşmamız için şubemize gelebilir misiniz?"

Duyduklarım karşısında şok olmuştum. Tam düşündüğüm gibiydi ama doğru olacağını asla tahmin etmezdim.

"Ben... şimdi İstanbul'da değilim ama en kısa zamanda oraya geleceğim. Ha.. bir de, Seren'i buldunuz mu?"

"Henüz bulamadık çünkü zanlı bu konuda bir bilgi vermiyor. Ama araştırıyoruz."

"Memur Bey..." dedim ve duraksadım.

"Buyrun."

"Ben Seren'in yerini biliyorum." dediğimde ondan ses gelmedi.

Kısa bir süre sonra "Nasıl?" dedi.

"Onu tanıyorum, zaten en başından beri ondan şüpheleniyordum ama elimde kanıt olmadığı için bir şey yapamadım."

"Siz bize yerini bildirin, ben oraya hemen ekip gönderirim."

"Tamam, sağolun." dedim ve telefonu kapattım.

Çağlar telaşla ne olduğunu sordu. Her şeyi tek tek anlattım.

"O gün hastaneden gelirken ben aniden sizi durdurduğumda bütün bunları tahmin etmiştim zaten ama sen 'seren benimleydi' diyince bir şey yapamadım."

Bir süre bekledi ve "Nasıl anlamıştın peki?" dedi.

"Sana Berat olayını söylemeye gelirken Seren'in elime sapladığı bıçaktaki yılan deseniyle, bu olay yaşanınca doktorun gösterdiği bıçaktaki yılan deseni aynıydı... yani bıçak aynıydı. Seren'in yaptığından şüphelenmiştim ama sen öyle diyince vazgeçtim. Ha.. sonrasında bildirdim karakola ama herhangi bir delil yoktu elimde o yüzden kanıtlayamadım. Ama şimdi-" derken aniden araya girdi.

"Seren'in eline sapladığı bıçak mı?" dedi sinirle.

Gözlerim bir anda açıldı. Ağzımdan kaçırmıştım. Ben susmaya devam ederken tekrar konuştu.

"Ceren'in sen kayboldun diye korktuğu gün. Senin kolun kan içinde gelip 'cam kesti' dediğin gün mü!"

"Çağlar ben-"

"Eda! Doğru mu bu?" dediğinde sinirden bağırıyordu.

"Ben söylemedim çünkü..."

"Çünkü ne?" dediğinde söyleyemedim.

Tekrar 'Neden!' diye bağırdığında söyledim.

"Çünkü o zaman biz iki yabancı gibiydik. Konu Seren ve ben olunca sen asla beni dinlemeden hemen Seren'i savunuyordun. Tıpkı o gün yaptığın gibi... bu yüzden söylemedim işte. Söylesem de inanmayacaktın çünkü."

Kahve Damlaları 2| Çağlar SöyüncüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin