🔐11

78 12 33
                                    

Medya: hikayede geçen yeni ev♡
.
.

Medya: hikayede geçen yeni ev♡

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

4 saat sonra

Saat: 19:38
🌃

Bir kurşun bedeni yıkabilirdi ama eğer öldürmesiyse, o kurşunu sahibine bizzat teslim edecektim.

Saatler geçmişti. Bedenim uyuşuktu ve kendime henüz yeni gelmeme rağmen yorgunluğum fazlaydı. Hemen yanıbaşımda ise Hyunwoo vardı. Başını koluna yaslamış bir halde uyuyakalmıştı. Belkide yeni dalmıştı uykuya, beni getirenin Jungkook olduğunu biliyordum ama onu hala görememiştim. Uyandığımda sadece Hyunwoo vardı.

Boğazımın kuruduğunu hissederek komodine uzanmak için kaldırdım elimi. Fakat ufak bir hareketlenmem Hyunwoo'nun uyanmasına yetmişti ve göz göze geldiğimizde kan çanağı olmuş gözleri kalbimin orta yerine bomba düşmüş hissi bırakmışti.

Yanağına süzülen yaşı takip eden gözlerim aniden boynuma ağlayarak sarılmasıyla son bulurken onunla konuştuğumuz tüm konuşmalar gelmişti aklıma. Haklıydı, bana kızmakta, azarlamakta, vurmakta... Çünkü verdiğim bir söz vardı ve ben bunu yerine getirememiştim.

"Nasıl korktum..." Sesindeki titreklik karnımda bıraktığı acı dolu bir kasılmasıyla karşılık bulmuştu. Dolan gözlerime engel olamadım. "Özür dilerim..." diyebilmiştim sadece. Dilimden çıkan her şey onu artık tatmin etmez veya güven vermezdi.

Kim Cha Seok her zaman daha fazlasını yapmaya meyilli bir psikopattı. Elbette bekliyordum. Onda beklemediğim tek şey merhametti. O hayvana bile acımazken bir insana acımasını nasıl bekleyebilirdim? Bu sefer ileri gitmişti. Her ne kadar bunu yapacağını bilsemde asla karşılıksız bırakmamaya yemin etmiştim.

"Hayır, hayır özür dileme. Bunun senin suçun olmadığını çok iyi biliyorum Lauren. Şu an dinlen tamam mı? Daha sonra konuşacağız." Ne söyleyerek onu rahatlatabilirdim bilmiyordum. Ne kadar korktuğunu ve hala endişeli olduğunu görebiliyordum.

"Biraz su alabilirmiyim ve Jungkook... nerde?"

Onunla konuşmam gereken önemli bir mesele vardı artık. Fakat Hyunwoo'nun cevabıyla şaşkınlığıma engel olamadım. "O seni getirmiş ve sonra gitmiş. Nerde olduğunu bilmiyorum." Bardağa koyduğu suyu bana uzatırken şaşkınlıkla baktım yüzüne.

Bu da ne demek oluyordu? Nereye gitmiş olabilirdi? "Telefonumu alabilir miyim? Onunla konuşmam lazım." İçtiğim birkaç yudumla bardağı ona verdiğim sırada, "Burada uyuyakalmadan önce aramıştım ama ulaşılamıyordu. Yeniden deneyebiliriz." demişti. Komodinin üzerindeki telefonu elime vermesiyle hemen ekranı açarken, "Tanrı aşkına nasıl ulaşılamaz?" diye sordum ona olan kızgınlığımla. "Onun yüzünden yerimiz belli olmuş ve şimdi kendisine ulaşamıyor muyuz?" Telefonu hızla kulağıma götürmem ve kısa sürede aldığım telesekreterin yanıtıyla dilime gelen küfürü basarak kenara bıraktım sertçe. "Eğer başı belaya girerse-"

Borderline |jjk|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin