İyi okumalar 💜💙
Medya: yeni ev♡
.
.Her şeyin kontrolünüz altında olduğunu düşünürken yanılıyor olabilirdiniz. Çünkü şu an yanıldığımı kendi gözlerimle görüyordum. Eric ve Bo denen o adamın kardeş olması yeni sorunları da beraberinde getirecekti buna emindim.
Bay Jeon aniden hareketlendiğinde sıkıca kolundan tutarak onu biraz daha geriye aldım. "Delirdin mi, nereye?" Fısıltılı bir tonda konuşurken bana anlamsızca baktı. "Bo'nun yanına tabii ki, ona bu yaptığının hesabını soracağım. Korkak gibi saklanmamı beklemiyordun herhalde, değil mi?"
"Saçmalama. Seni herkesin ortasında ölüme terkmiş birinden neyin hesabını soracaksın? Ona görünmemeliyiz."
Bana itiraz etmek istese de kalkmak üzere olduğu yere geri oturarak yanımda beklemeye devam etti. Eğer onun yanına giderse hem benim yerim ortaya çıkar hemde şu ana kadar ki planlarım suya düşerdi. Buna kesinlikle izin veremezdim.
"Ee, ne yapacağız?"
Sıkılmış bir tavırla yüzüme baktığında gözlerimi devirerek işaret parmağımı dudaklarıma bastırdım. Özellikle fark edilmek istediğini bu kadar belli etmek zorunda mıydı? Sessiz kalmak istemiyordu resmen.
"Burada ne arıyorsun?" diye sordu Bo. Birlikte arabanın önüne doğru yaslanmış ve konuşmaya başlamışlardı. "Patron, birini takip etmemi istedi ama izini kaybedince kendimi burada buldum."
Kahretsin... şehre inmemem gerektiğini bilmeme rağmen saçma bir sebep uğruna resmen yerimi bulmalarına izin vermiştim. Hyunwoo'ya hemen mesaj atmak için telefonumu cebimden çıkarırken anlamsızca yüzüme bakan Bay Jeon telefonu neden çıkardığımı sordu gözleriyle. Pekâlâ başka çarem yoktu. Mesajlar kısmına girerek hemen Hyunwoo'ya yazdım.
...
|Hyunwoo|
Anahtar bende, köpek için mama almaya çıkma geç oldu.
..."Köpek için mama mı alacaktın?"
"Evet, ama saat geç oldu o yüzden almamasını söyledim." Telefonu cebime geri koyarken histerik bir gülüşle yüzüme baktığını fark ederek iki yana salladım başımı. "Ne oldu?"
"Hiç... burada saklanırken bir anda ona böyle mesaj atman komik geldi."
"Çünkü son anda hatırladım? Gerçekten şu an buna mı takıldın Bay Jeon?" Kafamda şimşekler çakmasına saniyeler kala ne için olduğunu anlamadığına derin bir nefes bırakırken gözlerimi yüzünden devirerek onları izlemeye devam ettim.
"Ah, yine mi? Kardeşim seni öldürmesi için önüne davetiye çıkarıyorsun, farkında mısın?" Tahmin etmiştim... Bo'nun da onun adamı olduğunu tahmin etmiştim. Hepsinin birbirlerinden haberi vardı.
"Siktir et. Öldürmek için cesareti olmalı. Şimdiye kadar eline aldığı silah sadece kendini korumak içindi. Buna cesaret edemez."
Bu doğruydu, o pislik bile bile cinayet işlemez, işletirdi. Adını lekelememek için yanındakilere yaptırmıştı her şeyi ve Eric gibi bir adamını kolay kolay bırakacak gücü yoktu. Nedense her şeyden haberi olduğunu düşünüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Borderline |jjk|
Novela Juvenil"Karar." Hakimin sözlerine itaat eden kalabalık aynı anda ayağa kalktı. Genç kız, buğulu gözlerini silerek onlara ayak uydurup ayağa kalkarken artık ağlamaktan yorgun düşen bedenini ayakta tutmakta bir hayli zorlanıyordu. "Lauren Moon, Güney Kore C...