11

219 32 111
                                    

"Hızlı ol."

Okulun bulunduğu sokağı hızlı adımlarla geride bırakırken her ne kadar güvenlik konusunda sınıfta kalmış bir okulda eğitim alıyor olsak da temkinli davranmayı elden bırakmıyorduk.

Bir adım önümde yürüyen Özgür'ün hızlı adımlarına ayak uydururken, kafamı kurcalayan şeylerden biri de; habersizce ortadan kayboluşumdan ötürü arkadaşlarımın bana tavır alıp almayacağıydı. Edilen onca ısrara rağmen bizimkilerle kantine inmeyip şu an Özgür'ün peşinden gidiyor oluşum, bence beni kötü bir arkadaş yapmamalıydı..

Ana caddeye çıkan sokağın köşesini döndüğümüzde yakalanma tehlikesini atlattığımız için adımlarımızı yavaşlattık. Kısa süreli yokluğumun hızlı fark edildiğini cebimde çalmaya başlayan telefon sayesinde anlamıştım. Telefonumu çıkarıp ekranda beliren isme baktım. Arda.

Aramayı cevaplarsam; bakkala, ekmek almaya diye çıkıp 3 çocukla ortada bıraktığım imam nikahlı karım gibi davranarak yaygara koparacağını bildiğimden aramayı sessize alıp telefonu tekrardan cebime tıkıştırdım. Arda biraz bekleyebilirdi.

Özgür, cebinden çıkardığı sigara paketinin kapağını açıp önüme doğru uzattığında kısa bir an duraksadıktan sonra bana uzatılan paketten bir dal çekip aldım.

"Eyvallah." diyerek sigarayı dudaklarıma yerleştirirken, Özgür'de bir sigara alıp paketin kenarına iliştirilmiş beyaz renkli çakmakla kendi sigarasının ucunu yaktıktan sonra çakmağı bana uzattı. Çakmağı kavrayıp sigaramın ucunu ateşleyerek derin bir nefes çektim.

Telefonum tekrar çalmaya başladığında ciğerlerime doldurduğum dumanı havaya üfleyip telefonu cebimden çıkararak ekranda yazan isme baktım. Yine Arda arıyordu.

Aramayı inatla sessize alırken hemen yanımda yürüyen Özgür'e çaktırmadan baktım. Her şey tamamdı da, sol elinde tuttuğu kitabı zaten bulduğu her fırsatta okuduğu yetmiyormuş gibi bir de şu an yanında gezdirmesi çok salakçaydı.

"Okulu asmaktan kastın, kütüphaneye gidip kitap okumak falan değildir umarım?"

Sesimdeki sitemi gizleme gereği duymadan konuşmuştum. Zira bu işin sonunda kendimi kütüphanede bulmak, isteyeceğim en son şeydi.

Özgür, elindeki kitaba kısaca bir bakış atıp alayla gülümsedi. "Güzel fikirmiş aslında." Yüzündeki ifadenin aksine gayet ciddi bir ses tonuyla konuşurken bu fikri kafasında değerlendiriyor gibi bir hali vardı. "Ama kaybettiğim bir iddia var ve önce onu halletmemiz lazım. Borçlu kalmayı sevmem."

Gözlerimi kısıp yanağımın içini ısırdım. Bir de bu iddia işi vardı; hani şu, bir süreliğine rafa kaldırdığımız..

Ama nedense şu an tüm odağım Özgür'ün elindeki kitaptaydı.

"İddia işi kolay da.. Bitirmedin mi sen o kitabı? Ne gezdirip duruyorsun elinde?"

Memnuniyetsiz bir ses tonuyla konuşurken o kitaba neden bu kadar taktığımı bilmiyordum. Belki de Özgür, kitaplarını yanında gezdirmeyi seven bir manyaktı. Sonuçta bana neydi, değil mi?

"Bitirdim, verecek birini bulamadım henüz."

Kaşlarım hafifçe çatılırken sigaramdan bir nefes daha çektim. Ne yani, kitaplarını başkalarına mı veriyordu?

"Kitaplarını başkalarına mı veriyorsun?"

"Evet, okuyup bitirdiklerimi başka insanlara veriyorum."

"Neden peki?"

Yan yana yürüdüğümüz kaldırımda ağır adımlarla ilerlemeye devam ederken Özgür, ela irislerini yüzümde gezdirip sigarasının ucunda biriken külü çırptı. Sürekli soru soruyor oluşum muhtemelen onu rahatsız etmişti ve bu da benim umrumda değildi.

Ritalin (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin