18

156 13 175
                                    

Medyadaki şarkı bölüm şarkısı değil ama bölümde en az benim kadar bu şarkının da emeği var, arka planda sürekli döndü durdu :))

Herkese keyifli okumalar!

* * * * *

Günün ilk ders saatine denk gelen beden eğitimi kadar tatsız olan bir şey daha varsa, o da suratsız bir Uraz'dı.

Dünden beri sebebini asla bilmediğim bir şekilde, yine bana tavır almıştı. Kafası esince bana bok parçasıymışım gibi muamele etmesine alışkındım fakat sakinliğimi daha ne kadar koruyabileceğimi tam olarak kestiremiyordum.

Keza biraz daha böyle devam ederse, ya -çenemi sıkmaktan- dişlerimden birini ya da Uraz'ın kafasını falan kıracaktım.

"Geliyorlar."

Bakışlarımı dakikalardır izlediğim yerden kaldırıp Emir'in işaret ettiği noktaya baktım. Arda ve Yağız, bir de basketbol topuyla beraber buraya doğru geliyorlardı.

Yanımıza geldiklerinde Yağız, elindeki topu kolunun altına alarak konuştu. "Beyler kötü haber, hiç futbol topu kalmamış. Ama basketbol topu bulduk. Basketbol oynayabiliriz."

Dudaklarım hafifçe büzüldü. Futbol, az çok da olsa hepimizin ilgi alanına giriyordu fakat basketbol için aynı şeyi söyleyemeyecektim.

"Tüh! Bak sen Allah'ın işine." dedi, Emir. Yüzünde yapmacık bir üzüntü vardı. "Basketboldan da hiç anlamam. Ben kızlarla voleybol oynamaya gideyim en iyisi."

Emir, henüz bir adım atmıştı ki Arda, kedi yavrusu tutar gibi Emir'i ensesinden yakaladı. "Yok öyle yağma, her hafta kızlarla oynuyorsun zaten. Bugün bizimlesin." Emir, Arda'ya somurtarak baktıktan sonra susup önüne döndüğünde istemsizce gülmüştüm.

Uraz, kollarını göğsünde bağladı. "Sayımız eşit değil. Takımları nasıl kuracağız?"

"Birini daha bulamaz mıyız?" diye sordu, Yağız.

An itibarıyla Emir için yeni bir kaçış fırsatı doğmuştu. "Oğlum ne gerek var birini bulmaya? Ben gideyim işte, siz rahat rahat oynayın."

Arda çenesini sıkıp derin bir nefes aldı. "Emir, yemin ederim seni bir güzel dövdükten sonra ibretiâlem olsun diye potaya oturturum. Sus artık."

Arda, Emir'i son sürat azarlarken radarıma giren Özgür'e gözlerimi kısarak baktım. Elleri cebinde, seçilmiş kişi olduğundan habersiz, okul binasına doğru ilerliyordu.

"Ben galiba birini buldum." diyerek Özgür'e yetişmek için bizimkilerin yanından hızla ayrılmıştım.

"Kimi buldun?"

Arkamdan seslenen Uraz'ın sorusunu duymazdan gelerek koşar adımlarla hedefime doğru ilerlemeye başladım. Özgür tam da merdivenleri çıkmak üzereyken kolunu kavrayarak durmasını sağlamıştım. Sorgulayıcı bakışları gözlerimi bulduğunda dejavu hissine kapılmadan edemedim. Ve anlaşılan bu hissin tek kurbanı ben değildim.

Özgür, muzip bir ifadeyle sırıttı. "Dostum ben cüzdan kullanmıyorum." diyerek ilk kez karşılaştığımız geceye atıfta bulunmuştu. Hani şu, kendi cüzdanımı tanımayarak Özgür'e vermeye çalıştığım ve rezil rüsva olduğum gece..

Elimi enseme götürüp utançla kaşıdım. "Unutmadın mı sen onu ya?" diye söylendim, gülerek. Özgür, dudaklarını birbirine bastırıp 'maalesef' der gibi başını salladı.

"Korkma, bu defa cüzdanım cebimde. Başka bir şey için durdurdum seni.." Çenemle basketbol sahasını işaret ettim. "Basketbol oynayacağız. Sen de bize katılsana."

Ritalin (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin