0.8

62 10 1
                                    

George'un annesi yorgunluktan odasına çıkıp uyumuştu. George ise televizyonda kendine izleyecek bir şeyler bulmaya çalışıyordu tam o sırada kapı sesi duyuldu. George kalkıp kapıya doğru yürüdü, kapının dürbününden bakınca Clay'i gördüğünde hızla kapıyı açtı.

Karşısında öylece duran Clay, yüzünde buruk bir ifade ile gülümsedi "Bu gece için burada kalmama ne dersin?"

Endişeli bir şekilde "Neden buradasın?" diye sordu George. Ardından elini kaldırıp yavaşça Clay'in yanağına koydu, "Gözlerin kıpkırmızı... Sorun ne, ne oldu?"

Clay, George'un elini tuttu. Başını öne eğerek konuştu "Birkaç saçma sorun, her zamanki gibi..." diye mırıldandı. George, Clay'in annesi ve babası ile sorun yaşadığını anlamıştı. Üzgün bir şekilde iç çekerek "İçeri gel" dedi.

...

Clay ve George koltuğa oturup öylece sessiz bir şekilde birine bakarken George, sessizliği bozup "Anlat bakalım. Ne oldu?" dedi. Clay yutkundu ve başını yavaşça aşağı bakarken söze girdi, "Eve erken gelmişler..."

"Neden?" diye sordu George.

"Bilmiyorum... Sadece onlardan sonra eve geldiğimi görünce sinirlendiler. Çantamı aldılar ve garajın anahtarını buldular"

"Onlarla konuşmayı denedin mi?"

"Evet. Ama beni anlamadılar, hiç bir zaman anlamayacaklar" dedi Clay üzgün bir şekilde. "Hâlâ mükemmel birer ebeveyn olduklarını söylüyorlar. Dışardaki insanlara 'muhteşem aile' izlenimi vermeleri beni sinir ediyor" diye devam etti.

George kalkıp Clay'in yanına oturdu, Clay'in elini tuttu. "Bir gün her şeyin farkına varacaklar, ne kadar baskıcı bir aile olduklarının..." diyerek teselli etmeye çalıştı Clay'i.

Clay gülmsemeye başladı ancak hâlâ üzgün olduğu her halinden anlaşılıyordu. "Kesin o garajda uyuşturucu falan kullandığımı düşündüler" dedi gülerek.

"Yaparlar mı?" dedi George. "Evet, yaparlar. Onlar her ne yaparsam yapayım benim hakkımda en saçma düşüncelere kapılacak. Onlar, ben bir konuda ne kadar başarılı olsamda benimle gurur duymayan kişiler" diye yanıtladı Clay.

"Seni çok sinir ediyor olmalılar"

"Öyle... Onlardan nefret etmiyorum, onları seviyorum ama onlar beni seviyor mu emin değilim" dedi Clay, ardından "Sence de artık yaptıkları biraz fazla değil mi?"

Öyleydi... Çok fazlaydı yaptıkları. Clay'in onlardan gizli şeyler yapması onları deliye çevirmişti ancak onlar, baskıcı ailelerin sadece her şeyi gizli yapan çocuklar yetiştirebileceğinin farkına varamamıştı. Kendi elleri ile istemedikleri davranışları olan çocuklar yetiştiriyorlar ve bunu kendi hataları olduğunu anlayamıyorlardı.

George başını Clay'in omzuna koydu. "Sanırım ikimizin de hayatı biraz garip. Öyle değil mi..?"

Gözlerini ovalarken "Öyle..." diye mırıldandı Clay, ardından "Sence ne zaman hayatımız tamamen yoluna girecek, normal olacak?" diye sordu başını omzuna yaslamış George'a.

"Hayatımın ne kadar berbat olduğunu düşünürken bana moral veren kişi sendin. Şimdi senin bile bu kadar endişeli olduğunu görünce ne diyeceğimi bilmiyorum... Sanırım hiç bir fikrim yok"

"Özür dilerim" dedi Clay, derin bir nefes alıp verdi. "Sanırım kendi kurallarımın dışına çıktım" diye söylendi ve yüzünde hafif bir gülümseme ile "İleriyi düşünmemeliyim" diye ekledi.

Bir süre sessizliğin ardından Clay esneyerek konuştu. "George, gidip biraz yatağında yatabilir miyim?"

"Elbette. Ben biraz daha uyanığım, geç uyurum. Sen gidip dinlenebilirsin" diye cevapladı George.

Bir Buket GülHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin