✓ let me out # beomjun

one

"evet, kendini tanıt lütfen."

"merhaba, ben choi yeonjun. dönemin ortasında gelmiş olsam da umarım arkadaş olur ve iyi anlaşırız!"

sınıftan merhaba ve hoş geldin sesleri yükseldi.

"pekala, sınıfımıza hoş geldin yeonjun. cam kenarının yanındaki boş yere oturabilirsin."

teşekkürler diyerek yerime geçmeye giderken tüm sınıf bana acıyan gözlerle bakıyordu. birkaç kişi çok yazık diye mırıldandı. neden herkes böyle bir tepki vermişti?

sıraya oturduğumda yanımdaki çocuk pencereden dışarıyı izliyordu. çok odaklanmış olmalı ki yanına oturduğumda yerinden sıçramıştı.

oturduğumda ona dönüp ve gülümseyip "merhaba, yeonjun ben. umarım iyi anlaşırız" dedim.

bir el sallayışı ve minik bir gülümsemeyle cevabı "ben de beomgyu. üzgünüm ama çok iyi anlaşacağımızı sanmıyorum, büyük ihtimalle sen de birkaç gün içinde tüm sınıf gibi benden nefret edeceksin" olmuştu. neden böyle bir şey söylemişti?

öğle arasına kadar herkes bana acıyan gözlerle bakmıştı. cidden adının beomgyu olduğunu öğrendiğim bu çocukla oturmak bu kadar kötü bir şey
miydi?

nihayet öğle arası olduğunda tüm sınıfla beraber bahçede yemek yemeye çıkmıştık, beni tanımak istediklerini söylemişlerdi. tabii beomgyu hariç, o zil çaldığı an uyuma pozisyonu almıştı.

herkes çok samimiydi, nerdeyse hepsiyle hemen kaynaşmıştım. buna rağmen
sürekli "beomgyuyla oturmana üzüldüm. keşke boş bir yer daha olsaydı da oraya otursaydın" diyordu. neden diye sorduğumda da "çok bencil bir insan, taştan bir kalbi var, hiç kimseye yardım etmez, acaba duyguları var mı? ayrıca sıkıcı biri, onunla 5 dakika bile geçirmek istemezsin" gibi geçiştirmeli cevaplar veriyorlardı.

sınıfa geri döndüğümde beomgyu hala bıraktığım gibi uyuyordu. tüm teneffüs boyunca uyumuş muydu? yemek yememiş miydi? bunları sormak istedim ama açıkçası sınıftaki insanların dediklerinden sonra beomgyuyla konuşmaktan biraz çekinmiştim.

ders zili çaldığında kafasını kaldırıp biraz gerinmişti ve kitaplarını çıkarmaya başlamıştı. onu izlediğimi fark etmiş olmalı ki "bir sorun mu var?" diye sormuştu. "hayır, pardon" diye kısa bir cevap vererek hızlıca önüme döndüm.

dersler bittikten sonra adlarının taehyun, daehyun, youngil, hyunjin ve jeongin olduğunu öğrendiğim 5 kişi yanıma gelip okul çıkışı bizimle yemek yemeye gelmek ister misin diye sormuşlardı. sınıfla bu kadar çabuk anlaşabildiğim için mutlu olmuştum ve anında kabul etmiştim. hem belki onlara beomgyu hakkında birkaç şey sorabilirdim.

•

taehyun, daehyun, youngil, hyunjin ve jeongin çok iyi insanlardı. cidden çok eğlenmistim ve bana okul hakkında her şeyi anlatmışlardı. 

böyle güzel bir ortamı beomgyuyu sorarak bozmak istememiştim. bu yüzden günün sonunda yine kafamda soru işaretleriyle kalmıştım. cidden bu kadar kötü bir insan mıydı? ama bunları bilmesem yüzüne baktığımda ilk söyleyeceğim şey melek gibi bir insan olduğu olurdu. yüzü çok zarif ve gülümsemesi de iç ısıtıcıydı. tabii bir insana görünüşüne göre yüküm verecek biri değildim. yine de içimdem bir ses onun kötü bir insan olmadığını söyleyip duruyordu. ama öyle olmasa niye tüm sınıf ondan nefret etsin ki?

bu düşüncelere son verip uyumaya karar verdim. neden aklımı beomgyuyla dolduruyordum ki. ne güzel bugün bir sürü arkadaş edindim, onlar hakkında düşünmeliydim. hem belki yarın onlara beomgyu hakkında sorular sorup kafamdaki soru işaretlerini yok edebilirdim. yapmam gereken tek şey yarını beklemekti.
_____________________________________

merhaba günlük? ya da düşüncelerimi yazacağım defter. kafamdakileri anlatacağım biri olmadığı için kendimi yiyip durduğumdan bir yere yazmak istedim.

bugün yeni dönem başladı ve sınıfa yeonjun diye biri geldi. başka yer olmadığı için benim yanımda oturmak zorunda kaldı. açıkçası biraz korkuyorum, yalnızken iyiydim ve sadece dersteyken rahatlayabiliyordum çünkü kimse yanıma gelip hakkımda kötü şeyler söylemiyordu. ama yanımda oturan biri bunu ders sırasında da yapabilir, bu yüzden korkuyorum.

neyse şu an elimden gelen tek şey kötü biri olmadığını ummak.

merhabaa

bu fici ikinci kere yazıyorum, ilk yazışımda çoğu şeyi tam kafamda kuramamıştım bu yüzden  konuyu istediğim gibi işleyememiştim. ayrıca unuttuğum şeyler de vardı. bu yüzden tekrardan yazarak daha da güzel bir hale getirmek istedim.

ilk fic below the surface, ana konu aynı ama bazı olayları ve kişileri değiştirerek yazacağım, yani tamamen aynısı olmayacak.

son olarak tekrardan söyleyeyim, tüm txt ve skz üyelerini çok seviyorum, kimseye karşı bir nefretim yok. ayrıca bu idoller dışında diğer isimler öylesine bulduğum isimler, idollerden alakasız.

iyi okumalar 👋