"taehyun çıkışta işin var mı?" /bg
"yok, noldu ki?"
"hyukanın var mı?"
"bildiğim kadar onun da yok"
"tamam muhteşem o zaman, bizimle geliyorsunuz çıkışta"
"nereye gidiyoruz ki?"
"çok güzel bir tatlıcı açıldığını duydum geçen hafta oraya gidiyoruz"
"soobinden mi çıktı bu fikir?"
"başka kimden çıkabilir ki?"
"doğru düşünmüşüm"
soobin sabah koşarak yanımıza gelip çıkışta tatlı yemeye gideceğiz diye bağırıp gitmişti, bu çocuğun tatlı sevdasını asla anlayamıyorum.
beomgyu da mutlu olmuştu tatlı yemeye gideceğimiz için, o da soobin kadar olmasa da seviyordu tatlı yemeyi. duyduğu an gözleri parlamıştı, şimdi de tatlıları düşünüp hayal kuruyordu. zilin çaldığını bile duymamıştı
"dünyadan beomgyuya, duyuyor musun beni?"
"tatlılara dalmışım pardon. bir şey mi oldu?"
"evet öğle arası oldu, bahçeye çıkıyoruz"
"haa tamam"
taehyunla beomgyunun yemeğini almasını bekleyip yukarıdaki boş sınıflara çıktık. beşimiz de gizli yeri gibi bir şey olmuştu.
"yine tozlanmış her yer" /sb
"alışamadın mı hala?" /bg
"çok da alışmak istediğim söylenemez-" soobin sözünü bitiremeden beomgyu kafasına vurmuştu.
"gizli yerimize saygı duy"
"tamam be demedim bir şey"
"aferin"
onlar atışırken biz oturup yemeklerimizi açmıştık bile.
zil çalana kadar orda kaldık ve zil çalınca da sınıflarımıza döndük. sonrası çok hızlı geçmişti, şimdi son derse giriyorduk.
"yeonjun tuvalete gidiyorum ben"
kafamı salladım sadece, keşke seninle geleyim deseydim. bunların hiçbiri olmazdı.
zil çalmıştı ama beomgyu hala gelmemişti, sıra vardır diye çok üstünde durmamıştım ama hoca geldiğinde bile hala yoktu, bu yüzden mesaj attım.
yeonjun
beomgyu nerdesin
hoca geldi şimdi
bir şey mi oldubeomgyu
ah tam sana yazacaktım
kapı kilitlendi deyeonjun
geliyorum açmak için durbeomgyu
yok yok zahmet etme hiç
hizmetçi gördü beni zaten gelecek birazdanyeonjun
tamam o zaman
görüldüilk başlarda üzerinde durmamıştım çünkü açıklaması mantıklıydı ama 20 dakika geçmişti ve hala yoktu, mesajlarıma da cevap vermiyordu ve...
en önemli şeyi en son fark etmiştim.
youngmin ve minji sınıfta yoktu.
taehyunu da alıp sınıftan çıkmıştım hemen. nasıl gözden kaçırırdım bunu?
"noldu yeonjun?"
"beomgyu yok"
"tuvalette kalmamış mıydı?"
"sadece beomgyu değil, jinwoo ve minji de yok"
taehyun da anlamıştı olayın ciddiyetini. anında yüzüne korku inmişti.
beraber koşarak tüm tuvaletleri aramıştık ama hiçbirinde yoktu.
taehyunla sınıfın önünde buluşmuştuk, ikimiz de nefes nefese kalmıştık ve birbirimizden onu buldum cevabını bekliyorduk, ama alamadık o cevabı.
tam soobin ve hyukaya haber vermeye gidecektik ki karşıdan gelen minji ve youngmini gördük, ikisi de gülümsüyordu.
neredeyse youngminin üstüne atlıyordum ki taehyun durdurdu, böyle çözemeyeceğimi söyledi.
en sonunda ikisi de karşımıza geldi ve youngmin konuşmaya başladı.
"küçük orospunuzu soyunma odasında bulabilirsiniz" bunu söylerken yüzünde iğrenç bir gülümseme vardı. tam yüzüne yumruğumu yerleştirecektim ki taehyun kolumu tuttu. ve minji konuşmaya başladı.
"bize zarar vermemeni öneririm yeonjun, yoksa bu fotoğraflar tüm internette dolanır"
"hangi fotoğraflar?"
"youngmin göster onlara"
gördüğümüzde taehyunla kaskatı kesilmiştik, tepki veremiyorduk. kabullenmek istemiyorduk böyle bir şey yaşandığına. youngmin bize beomgyunun çıplak fotoğraflarını gösteriyordu.
"çok eğlendiğimizi kendisine iletirseniz sevinirim. ve sakın bir şey yapmaya kalkmayın yoksa minjinin dediği gibi, tüm bu fotoğraflar internete düşer" deyip sınıfa girdiler.
kapının kapanma sesini duyunca soyunma odalarına koştum, taehyun da soobinle hyukayı almaya gitti.
hala gerçek olmaması için yalvarıyordum her türlü tanrıya. ama soyunma odasına girdiğimde tüm gerçek vurmuştu;
beomgyu önümde yüzü kanlar içinde titreyerek duruyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ let me out # beomjun
Fanficdönemin ortasında yeni bir okula gelen yeonjun, beomgyu adlı çocuğun yanına oturur. ancak tüm sınıf beomgyudan nefret etmektedir. below the surface'in tekrar yazılmış halidir tw // !nti!hardan bahsetme , zorbalık