nineteen

420 39 5
                                    

"b-beomgyu..."

gördüklerim karşısında şoka girmiştim, her şeyi beklerdim ama bu kadar ileri gidebileceklerini asla...

"beomgyu...ne yaptılar sana..."

ceketimi omuzlarına sardım ve sarıldım beomgyuya, kafasını göğsüme yasladım. beomgyu ise titriyordu ve beni gördüğünden beri ağlıyordu, yeonjun diye sayıklıyordu. saçlarını yavaşça okşarken ben de bir yandan ağlıyordum duygu yoğunluğum yüzünden.

"beomgyu... yanındayım şimdi, güvendesin tamam mı" ona güvendesin dememin hiçbir anlamı kalmamıştı artık. en başından beri onu her şeyden koruyacağımı söylemiştim ama şimdi olanlar...hepsi benim suçumdu.

"seni her şeyden koruyacağıma söz vermiştim, hepsi benim suçum. özür dilerim beomgyu..."

hala korkudan titriyordu ve ağlamaktan konuşamıyordu bu yüzden sadece kafasını hayır anlamında sallayabildi.

bir dakikadan kısa bir süre sonra taehyun, hyuka ve soobin de gelmişti. şoktan oldukları yerde dikilebildiler sadece, yanımıza bile gelemediler.

hepimizin neler olduğunu kabullenmemiz uzun sürdü, kendine gelebilen ilk ben oldum. beomgyu hala titriyordu ve kolunu bile kaldırabilecek gücü yoktu.

ardında diğerleri de kendine geldi ve bana yardım ettiler. sonra da beomgyuyu kucaklayıp hep beraber evine gittik.

evine gider gitmez beomgyuyu yatağına yatırdım ve uyumasına izin verdim, çok yorgun düşmüştü. sonra da annemi arayıp bu hafta beomgyuda kalacağımı söyledim, onu bu halde yalnız bırakmazdım sonuçta.

şimdi de beomgyu yukarda; ben, soobin, hyuka ve taehyun salonda oturuyorduk, kimseden çıt çıkmıyordu. en sonunda sessizliği soobin bozdu.

"nasıl bu kadar kötü bir şey yapabilirler?"

"hepsi benim suçum, beomgyuya onu her zaman koruyacağım diye söz vermiştim. onları kökten halletmeliydim ki sonradan başımıza iş açmasınlar, tahmin etmeliydim-"

"yeonjun, kendini suçlamamalısın, nerden bilecektin ki?" /taehyun

"onu yalnız bırakmamlıydım..."

"şimdi ne yapacağız? o fotoğraflarla ne yapacaklar?" /hyuka

"bilmiyorum, hiçbir şey bilmiyorum" /yeonjun

"bildiğim tek şey, onlara hiçbir şey yapmamalıyız" /taehyun

"yeonjun, sen bu hafta beomgyuyla kalacaksın değil mi?" /soobin

"evet, okula da gitmeyeceğim"

"biz de okuldan sonraları geliriz, onları boş bırakmaya gelmez" /soobin

"o fotoğrafları bir şekilde silmemiz gerek" /taehyun

"evet ama nasıl..." /hyuka

soobin bir şey söyleyecekmiş ama söyleyemiyormuş gibi duruyordu.

"soobin, bir şey mi demek istiyorsun?"

"şey, söz veremem ama deneyeceğim. şimdilik bir şey yapmanıza gerek yok, ben halletmeye çalışacağım"

"ne yapacaksın ki?" /taehyun

"sadece bekleyin" dedi soobin ve yine sessizliğe gömüldük.

bir süre sonra taehyun ve hyukayı markete yiyecek alması için; soobini de evimden birkaç eşya alması için gönderdim. ben de beomgyu uyanırsa diye yukarı, yatağın yanına oturdum. 10 dakika sonra gözlerini araladı ve sayıklamaya başladı:

"y-yeonjun..."

"burdayım beomgyu, evindesin şu an, güvendesin..." yanaklarını okşadım, birkaç damla aktı gözünden.

"yeonjun...iğrenç hissediyorum..." kim bilir neler yapmışlardı beomgyuya...

"duşa girmek ister misin?" kafasını evet anlamında salladı. kalkmasına yardım ettim ve duşa götürdüm. 25 dakikada anca çıkmıştı, iyice temizlenmeye çalışmıştı galiba.

giyindikten sonra saçlarını kurutmasına yardım ettim ve salona indik, o sırada da diğerleri geldi.

beomgyunun ne kadar yorgun olduğunu görünce yarın geleceklerini söyleyip gittiler. çok endişelilerdi, beomgyunun yanında olmak istiyorlardı ama kolunu bil kaldıramadığını görünce çok üstelemediler.

hala sadece yatıyordu, bomboş bakıyordu ve konuşmuyordu. onu konuşması için zorlamak istemiyordum ama yine de endişeleniyordum bu yüzden arada tek tük sorular soruyordum.

"bir şeyler yemek ister misin?" hayır anlamında kafasını salladı.

"ama öğlenden beri bir şey yemedin, azıcık ye en azından..."

"sadece...kusmak istiyorum"

cevabımı alınca vazgeçip yanına oturdum, elini okşadım. beomgyu da bir süre sonra yavaşça kalktı ve bana sarıldı. beklemediğim için başta şaşırmıştım ama hemen kendime gelip yavaşça sırtında ellerimi gezdirmeye başladım; bunu ne kadar sevdiğini geçen haftalarda öğrenmiştim.

birkaç saat sadece öyle kaldık; konuşma yok, sadece sarıldık. anca beomgyunun kollarımda uyuyakaldığını görünce pozisyonumuzu bozdum. kucağıma alıp yatağa taşıdım ve güzelce yatırdım.

tam yanında mı yatsam yoksa yerde yatmak için bir şeyler mi bulsam diye düşünürken beomgyu elini kaldırıp elimi tuttu ve yanına çekmeye çalıştı. ben de hemen yanına yattım ve kafasını göğsüme koydum, öylece uyuyakaldık.
___________________________

gece beomgyunun yataktan bir anda kalkmasıyla uyandım. nefes nefese kalmıştı ve gözlerinde yaş birikmişti, kabus görmüştü galiba.

"beomgyu noldu iyi misin?" diye panikle konuştum.

"yeonjun...kabus gördüm. dün olan her şeyi kabusumda tekrar gördüm" dedi ağlayarak ve tekrardan sarıldı bana.

geçti, yanında ben varım gibi şeyler söyleyerek sakinleştirmeye çalıştım onu. uzun sürse da ağlaması dinmişti ve titremiyordu artık. sonrasında kafasını kaldırmadan konuşmaya başladı.

"neden böyle bir şey oldu ki? neden bu kadar ileri gittiler? neden ben..."

"üzgünüm beomgyu; sözümü tutamadığım için, bunları yaşadığın için. bu sefer sana temin ederim, onları kökten halledeceğim ve bir daha yanında bile yaklaşamayacaklar, söz veriyorum" sonlara doğru vermem gereken tepkiyi verebilmiştim, sinirlenmiştim. yanlarına kalmasına izin vermeyeceğim.

"uyuyalım mı?" kafasını salladı ve yatar pozisyona geçtik, bir süre sonra da uyuduk zaten.
_________________________________

"soobin, kafanda ne var?"

beomgyunun evinden çıktığımızda sessizce yürürken taehyun aniden bu soruyu sormuştu.

"youngmin'in babası lee holdingin sahibi değil mi?"

"evet"

"tamam o zaman. babalarımız arkadaş ve youngminin babası cidden iyi biri. eğer babama anlatırsam ve o da youngminin babasıyla konuşursa belki bir şekilde... youngminin babasının böyle bir şeye göz yumacağını sanmıyorum ama sorun babam...kendisi ağır homofobik, eğer beomgyunun gay olduğunu öğrenirse bir şekilde tüm plan çöpe gidebilir. onunla uzun bir konuşma yapmam lazım"

"anladım...galiba tek planımız bu"

"evet...ne yaparsak yapalım fotoğrafların yayılma riski var, polise bile gitsek yayılabilir"

"evet...iyi şanslar soobin"

"teşekkürler"

bu işi bir bir şekilde halletmeliydim beomgyu için. bana hep iyi davranmıştı, yardım etmişti; bu sefer sıra bende. o güzel gülüşü soldurup ağlatan insanların cezalarını çekmelerini sağlamalıyım.

////////////////////

merhaba 👋

okul yüzünden doluyken ve bu fice bölüm yazmam gerekirken gidip başka bir fic yazmaya başladım ;v; iflah olmuyorum gerçekten






✓ let me out # beomjunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin