sabah beomgyuyla beraber okula gelmiştik ve üçüncü teneffüse kadar her şey güzeldi. ama üçüncü teneffüse çıktığımızda tuvalete gitmiştim ve geldiğimde beomgyu bir anda bana anlatacak bir şeyin var mı diye sormuştu.
şaşırmıştım ama anında toparlanıp hayır diye gevelemiştim. o da anında gülümseyip tamam o zaman demişti. galiba taehyunun dediği gibi ona anlatmalıydım en kısa zamanda.
okul bittiğinde öğretmen gittiği an sınıftaki herkes başımıza toplandı. bir şeyler yaşanacağını anlamıştım çünkü sabahtan beri hiç kimse bize bir şey dememişti, sadece minji bize bakıp gülmüştü birkaç kere.
sıramızın etrafında durdukları için çıkamıyorduk. sonra minji gülerek yanımıza geldi.
"beomgyu yanında neredeyse cinayet işlemiş olan birinin olması nasıl bir duygu?"
"neyden bahsediyorsun?"
hayır en çok korktuğum şey oluyordu.
"ah bilmiyor muydun? belki de onu tatmin etmediğin an seni de öldürmeye çalışacaktır da bu yüzden söylememiştir"
"dediğim gibi neyden bahsediyorsunuz?"
"anlatayım beomgyu, yeonjun eski okulundan neredeyse birini camdan atacak olduğu için atıldı. hem de o kişi en yakın arkadaşıymış. kendine dikkat et beomgyu, ölü bedenini okulun bahçesinde görmek istemem, gözlerimin bunu görmesine izin veremem."
çok korkuyordum, transa girmiş gibiydim. hiçbir tepki veremiyordum. ya beomgyu benden korkarsa? ya herkes gibi bir daha benimle konuşmazsa? böyle olmamalıydı, onlardan duymamalıydı bunu-
"sizin gibi iğrenç böceklerin sözlerine inanacağımı mı sandınız? yürü yeonjun, gidiyoruz"
elimden tutup hızlıca çıktık sınıftan. bir anda gözlerim doldu, zor tutuyordum kendimi ağlamamak için.
okuldan çıktığımızda beomgyu arkasını dönüp "daha fazla kendini tutmana gerek yok." dedi. ben de anında ağlamaya başladım.
yine okulum yakınlarındaki parkımıza gittik ve özel yerimize geçtik. biz gidene kadar ağlamam durmuştu, rahatlayabilmiştim biraz. ama hala korkuyordum, ne kadar beomgyu onlara sizi dinlemeyeceğim dese de dedikleri doğruydu.
ben kafamı toplayıp konuşmaya hazırlarken beomgyu ellerimi okşuyordu rahatlamam için. sonunda cesaretimi toplayıp sonunda konuşmaya başladım.
"sana her şeyi en başından anlatmalıydım, özür dilerim"
"özür dileyeceğin bir durum yok ki, istediğin zaman anlatırsın ya da hiç anlatmazsın. bu tamamen sana kalmış."
"duyduğunda öyle demeyeceksin, benden korkacaksın hatta. bir daha benimle konuşmayacak-"
"hayır yeonjun öyle bir şey olmayacak. sen benim kurtarıcımsın, her zaman yanında olacağım bundan emin olabilirsin."
taehyun haklıydı, o anlayışlı biriydi.
"teşekkürler beomgyu...anlatacağım her şeyi. keşke en başından anlatsaydım, nasıl unutabildim bu kadar anlayışlı biri olduğunu..."
"zorlandığın yerlerde durabilirsin tamam mı?"
"tamam, başlıyorum. geçen sene..."
bundan sonraki bölümü iyice düşünerek yazmak istiyorum çünkü en önemli bölümlerden biri olucak bu yüzden biraz geç gelebilir şimdiden özür dilerim 😭
ŞİMDİ OKUDUĞUN
✓ let me out # beomjun
Fanficdönemin ortasında yeni bir okula gelen yeonjun, beomgyu adlı çocuğun yanına oturur. ancak tüm sınıf beomgyudan nefret etmektedir. below the surface'in tekrar yazılmış halidir tw // !nti!hardan bahsetme , zorbalık