Bir önceki bölümü okuduğunuzdan emin olun lütfen, bugün bir sürü bölüm attım söxpaözşaöf
Ve benden hepinize gelsin, day6- love me or leave me
***
Changbin, Minho ile konuşup Innie'nin onların evinde uyuyakaldığını anlatırken telefon kapandığında arkasını dönmüş, yatakta oturmuş onu bekleyen eşine bakmıştı. İlerleyip yanına oturduğunda Felix başını çevirip gözlerini Changbin'in yüzüne dikti.
"İkisi de yeterince acı çekti ve sen lütfen sinirlerine hakim olup bozma, tamam mı?"
Changbin iç çekti ve başını Felix'in omuzuna bıraktı. "Bu saatten sonra karışamam ama Felix, Yejoon'un aylarca bu kadar sürünmesi canımı yakıyor. Innie'nin bu kadar sürünmesi canımı yakıyor, bu çocukların birbirlerini kırmalarından çok korkuyorum." Ekledi. "Bu çocuklar zaten kırık çocuklar ve bir de birbirlerini kırarlarsa kim toparlar? Baksana, biz Yejoon'a etki yapabildik mi? Minholar Innie'ye iyi gelebildi mi?"
Felix de öyle olduğunu biliyordu, ne onların sözleri Yejoon'u ne de Minhonların çabaları Innie'yi iyileştirebilmişti. Odaya derin bir iç çekiş bıraktığında Changbin "Gelemedi," diye devam etti. "Bak, aylardır toparlamak için uğraştığımız çocuğu Innie gelip sadece birkaç saatte toparladı. Innie kendi kendini toparladı herkesten uzakta, şuna bak, aylar önce bağırıp çağıran çocuk, o mu? Değil. Sonra geldi Yejoon'u toparladı, canımı yakan bu çocukların hayatta bir şeyleri hep kendilerinin atlatmaya çalışmış olmaları. Bizim etkisiz eleman olarak kalmamız."
"Bebeğim senin kadar benim de canımı yakıyor bu durum," dedi Felix, elini kaldırıp Changbin'in yanağına attı ve baş parmağı ile yanağını okşamaya başladı. "Sandığın kadar etkisiz eleman değiliz ama dediğin gibi, bu çocuklar kendileri kendilerini iyileştirmeyi öğrenmiş ama bir yandan da olması gereken zaten bu değil mi?" Changbin'e baktı. "Seninle benim bir sorunum olsa Jeongin ya da atıyorum, Seungmin mi bizi iyileştirecek? Onlar sadece yanımızda olur, beni veya seni benden başka kimse iyi edemez ki."
Changbin bu sefer hak verircesine başını salladığında Felix doğru yolda olduğuna emin olup onu öpmüş, sözlerine devam etmişti. "En yakın örneğinden Minho hyung ve Jisung, Jisung gelip bize ağlıyordu ama kim toparladı onu? Innie mi? Innie hepimizden çok yanında oldu, ayakta durmasını sağladı ama Jisung'u gelip sadece bir gecede toplayan kişi Minho hyung değil miydi? Kast etmek istediğim bu, ne olursa olsun, yarayı kapatan sadece o yarayı açan kişidir."
Bir kez daha Changbin'i öpüp geri çekildi. "Şimdi demek istediğimi anlıyorsun, değil mi?"
Changbin dinlediği sözlerle farklı bir bakış açısı kazanmıştı, öyle ki Felix'in örnekleri ona fazlasıyla mantıklı gelmişti. "Haklısın," deyip gülümsedi. "Şimdi anlıyorum seni. Uyuyalım mı biz de, yapacak bir şey yok."
Felix'in gülerek onaylaması ile ikisi de kısa bir sürede uyuyakalırken sabah onlarda toplanan grupla beraber Innie ve Yejoon hala uyuyordu. İçeriden gelen seslerle beraber Yejoon da gözlerini açarken hala dibinde uyuyan Innie'nin yüzünü inceledi.
Son gördüğünde daha bir zayıftı, şimdi kilo almış, yüz hatları dolmuştu. Sol kulağında takılı olan küpe, görüşmedikleri o zaman diliminde kulağına yeni bir delik eklendiğini gösteriyordu ona.
Elleri korkakça havalanıp kızıl renkteki saçlara karıştığında gözlerini açan Innie ile beraber heyecanla nefesini tuttu. Innie ona baktı, bir şey demese bile başını eğdi ve Yejoon'un saçları ile oynamasına izin verdi.
Bu Yejoon'u mutlu etti.
Bir süre sadece Innie'nin saçları ile oynayıp özlem gidermiş ardından da ikisi hala konuşmaları gerektiğini bildiği için oturur bir pozisyona gelmiş, sırtlarını yatak başlığına yaslamışlardı.