Seeeeellaaaaaaammmmm
Nasılsınız, wish you back'te görüşmeyeli epey uzun zaman olmuştu 🤭
Lee ailemizin ikinci kitabı ile karşınızdayız efendim, Seo ailemizi de kendi kitaplarında tanıdığımıza göre şimdi artık yaşlıları bırakıp gençleri tanıyalım
Wish You Back Chapter: Two
İyi seyirler dileriz efendim
***
03.04.22
Wish You Back"Hoş geldiniz!"
Jisung, açtığı kapı ile beraber sevinçle gülümserken ona bir o kadar tanıdık sahne kalbinde bir yeri sızlatmış ama bunu o kadar umursamamış ve karşısında ona gülen iki kişiye dikmişti gözlerini.
"Selam babacık," diyerek onun yanağından makas aldı ve içeriye geçti Innie.
Kenarda çökmüş ayakkabılarını çıkarırken Jisung "Şapşal," deyip gülmüş ve beline dolanan kolla beraber ileri adımlarken vücudu Minho'nun vücuduna çarpmıştı. Kesikleşen nefesi sanki ilk defa yakınlaşıyorlarmış gibi bir gösteri sergiliyordu dışarıdan ama gel gör ki yedi yıllık evli olmaları dışında hiçbir sorun yoktu.
Innie ayakkabısını çıkardıktan sonra terliğine tekme atarak salona uçmasını sağlamış ardından da hala liseli aşıklar gibi flörtleşen babalarına karşı göz devirmişti. "enayi misiniz nesiniz anlamıyorum ki."
"Innie!"
"Terliğim ayağımdan kaçtı, bay! Terliğim, canım!"
Hızla içeri koşarken Minho ayağı ile arkasında kalan kapıyı kapatıp eğildi ve dudaklarını Jisung'un yanaklarına bastırdığı gibi kokusunu içine çekerek öptü. "Hoş buldum," dedi usulca. "Günün nasıl geçti?" Ekledi. "Sevgilim?"
"Harikaydı! Bir şarkı bitirdim! Dinlemek ister misin?"
Minho bunu tabii ki reddetmezdi, anında kafasını hevesle salladığı zaman Jisung onun elini tutmuş ve ikisini içeriye çekmişti. Minho banyoda ellerini yıkarken o da eşine dolaptan rahat bir tişört çıkardı.
Minho bugün bir programda olduğu için üzerinde gömleği vardı, kaç saattir onunla olduğu da düşünülünce rahat etmesini istemişti. Banyodan çıkan Minho düğmelerini aça aça yatak odasında onu bekleyen Jisung'a doğru ilerlerken gömleği vücudundan tamamen sıyırmış ardından da Jisung'un uzattığı tişörtü almıştı.
"Teşekkür ederim tatlım," deyip sırıtarak Jisung'u kolunun altına aldığı an Jisung gülüp karnına vurdu hafifçe ve onunla beraber aşağıya inmeye başladı. "Yemekten sonra dinletirim o zaman şarkıyı, aç mısın? Yemek yemişsindir diye düşünüyorum ama..."
"Senin yapacağını bilerek yemedim, açım. O yüzden evet, hadi masayı kuralım."
"Sen var ya," Jisung hızla yükselerek dudaklarını dudaklarına bastırdı. "Aşığım sana aşığım." Ardından da içeriye doğru seslendi. "Innie! Bana masayı kurma sözün var, naş naş gel hadi! Baban da dinlensin biraz."