1.7

4.5K 585 488
                                    

"Sınav başlamıştır, kitapçıklarınızı açabilirsiniz."

Gözetmenin sesi sınıfın içinde yankılandığında Innie zorlukla yutkundu, onunla beraber milyonlarca kişinin de tam şu anda aynı stresi yaşadığını biliyordu ama ellerinin titremesine engel olamamıştı.

"Sakin ol," diye geçirdi içinden. "Sakin ol."

Jiwon'un sözlerini düşündü, evdeyiz, sen deneme yapıyorsun ve bittiğinde beraber fight yapacağız, bunu düşün. Eğer netlerin düşük gelirse fight, yüksek gelirse yemek ısmarlayacağım sana.

Bu o an ne kadar işe yarıyordu, belirsizdi ama emin olduğu bir şey vardı ki gerçekten yarıyordu. "Daha önce çok kez yaptım," diye geçirdi Innie bu sefer içinden. "Daha önce çok kez istediğim netlerden fazlasını elde ettim, şimdi de öyle olacak."

Derin bir nefes verip gözlerini açtı, kendine birkaç saniye verdi ve ardından da kitapçığın sayfalarını çevirdi. Matematikle başladı, yavaş yavaş başlayan çözümleri hızlandı, her bir soruda umudu artıyordu.

Dönüp dönüp çözdüğü sorulardı bunlar, önceden yapamıyorum diye ağladığı ama sonra dönüp dönüp, iki günde bir, üç günde bir, haftada bir dönüp tekrardan çözmeye çalıştığı sorulardı.

O soruları yapabilmek bir şeyleri başardığını hissettirdi, tekrar gerçekten önemliydi. Onun hep yapmayı unuttuğu ama her gün Jiwon'un bağıra bağıra, gerekirse işin sonunda kavga ettikleri konulardan biriydi tekrar etme mevzusu ve şimdi gerçekten o anlara teşekkür ediyordu.

Yoksa aylar önceki konuyu böylesine çözemezdi.

Geçen zamanın farkında olmadan sadece zihnini sorulara odaklarken dolu optiğe baktı, emin olmadığı birkaç soru vardı, onları sildi vakit kaybetmeden ama bu boş bıraktıkları onu korkutmadı.

Arkasına yaslandı.

"Keşke seni daha önceden dinleseydim Yejoon." diye geçirdi içinden. "Şimdi anlıyorum ne demek istediğini."

Okul sınavındaki gibi beyni dursaydı onu bu saatten sonra kim toparlar bilmiyordu, şimdi anlıyordu sağlığını düşün derken neyi kast ettiğini. Eğer bu üç gün dinlenmek yerine çalışsaydı beyni yine dolardı, zihnini boş bırakması gerekiyordu, bedenini de aynı şekilde, şimdi her şey anlam kazanıyordu.

Tüm ülkede aynı anda sınav saati bittiğinde Innie derin bir nefes verdi, ayağa kalkıp kitapçığı ile optiğini teslim etti ve sınıftan çıktı. Jisung stresten tırnaklarını yerken, Minho da ondan farksız değildi.

Jiwon da köşede bir taşın üzerine oturmuş gerçekten endişeli bir yüz ifadesi ile duruyor, saatlerdir bacağını stresten dolayı sallıyordu. Chan da bu hissi geçen sene yaşadığı için daha deneyimliydi, arkadaşlarına ve Jiwon'a yardımcı oluyordu.

Kalabalığın arasından gözler Innie'yi ararken Jisung sonunda görmesi ile hızla ayağa kalktı. "Innie?" dediğinde Innie onlara doğru geldi.

Kollarını açtı, gülümsedi. "Bitti! Yaptım, yaptım, tahminimden daha iyisini yaptım! Baba ben yaptım! Başardım lan!"

"Tanrım!" diyen Jisung sevinçle onun üstüne zıpladı, ikisi sıkıca sarılırken Minho rahat bir nefes verip sırtını arabaya yasladı, sanki kendisi sınava girmiş gibi streslenmişti.

"Başardın lan!" dediğinde Innie kahkaha atarak ona baktı. "Başardım tabii, kimin oğluyum ben be!"

Minho'nun üstüne atladığında Minho kahkaha atarak oğlunu sarmış, onu iki yana sallayıp durmuştu. Innie yanına gelen Jiwon ile vücudunu üstüne bıraktı, Jiwon kıkırdayarak ona sarılmış, Innie ise başını omuzuna yaslamıştı.

wish you back chapter: two, innie ✓ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin