Merhaba, öncelikle oy verirsen çok mutlu edersin beni.
"Arya sen şuradan peynir al"
Arya sağındaki peynirlere uzanıp beş kutu aldığında göz devirdim. Bu kız tasarruflu olmayı ne zaman öğrenecek acaba?
"Arya bir tane yeter sanki sabahtan akşama kadar peynir yiyoruz" diyerek dört tanesini yerine bıraktım.
"Aman Asel ya paramız çok nasıl olsa alalım ne olacak" diyerek bu seferde eline 5 kavanoz bal aldı.
Sinirle bir of çektim. Teyzem bize gitmeden önce çok şey bırakmıştı. Eskiden kraliyet ailesinin yanında çalışan çok önemli biriydi o , ihtiyacımız olan her şeyi sanki öleceğini biliyormuş gibi düşünmüştü. Bazen diyorum , keşke bu kadar bırakmasaydı da bizim ki azıcık tasarruflu olmayı öğrenseydi.
"Seninle tartışmayacağım Arya, ne istiyorsan onu al" diyerek konuşmamızı kestim.
Elime birkaç şey daha alıp kasaya yöneldiğimde Arya elime kartı tutuşturup,
"Sen git ben bir şey alıp geliyorum" diyerek yanımdan uzaklaştı.
Göz devirip aldıklarımı kasiyere verirken okutması için bir süre bekledim. Bende o sırada çantamdan kartımı çıkartıp kasiyere uzatmamla kasiyere uzatılan başka kartla birlikte o kişiye döndüm.
19 -20 yaşında mor gözlü bir adam kasiyere kartı verip,
"Hanımefendinin aldıklarını buradan çekin lütfen" dedi.
Şaşkınlıkla bir kasiyere bir de adama bakarken kasiyerin elinden adamın kartını alıp,
"Ne münasebet ben öderim" dedim sert sesimle.
Adam ellerini önünde birleştirmiş sen bilirsin gibisinden bana bakarken kasiyere kendi kartımı uzattım.
"Siz buradan çekin lütfen"
Kasiyer pos makinesine kartı yaklaştırıp okuttuğunda yükselen sesle yerin dibine girdim.
"YETERSİZ BAKİYE"
Seslice yutkunup saçlarımı karıştırdım. Bu imkansızdı! Az önceki adam kasiyere göz işareti yapıp kartı uzattı.
"Gerek yok dedim. Sanırım bir yanlışlık oldu ben hallediyorum",
Diyerek kartla çekmelerine izin vermezken kasiyer sanki beni dinlemiyormuş gibi kartı okuttu. Öfkeli halimle kasiyere sert bakışlarımla bakarken Arya'nın şen şakrak sesi duyuldu.
"Kusura bakmayın prensim sizi de yordum" diyerek mor gözlü çocuğa baktığında bende şaşkınlıkla baktım.
Lan yoksa bu , yok be, büyü prensi. Nasıl hatırlamam? büyü prensi, yani baş düşmanımın oğlu! sinirle solurken Arya'ya döndüm.
"Arya ne oluyor burada!"
Arya yerinden zıplayınca korkuyla bana döndü.
"Ş-şey kendime bir şeyler alırken Prens Sarp'la karşılaştım. Biraz konuştuk işte sonra sana boş kartı verdiğimi fark edince Prens Sarp nezakette bulunup kendisinin sana iletebileceğini söyledi"
Diyerek bir çırpıda söylediğinde elimi başıma vurdum. Şuan kendimi yerin milyonlarca kilometre altına gömüp üzerimi betonla kapatmayı çok istiyorum. Başımı kaldırıp Prens Sarp'a baktığımda bana sırıtarak bakıyordu. Öfkeyle yanına gelip,
"Hiç sırıtma bana öyle ,kartın benim olduğunu söylemeyen sensin"
Diyerek çıkıştığımda yüzünde ki sırıtışı silip ciddi bir hal aldı. Bir kaç defa boğazını temizlediğinde
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞİ(tamamlandı)
Fantasy"Nasıl?" Dedi şokla yüzüme bakarak. "Nasıl bu kadar güçlü olabilirsin?" Ona alayla baktım. "Ben Evrenin ve Doğanın Prensesi, Prenses Asel Gonzales'im. Öfkem ve intikamım senden bile büyük Kor! Şimdi hesaplaşma vakti. Şimdi intikam vakti!" Dedim bağ...
