"Nasıl?" Dedi şokla yüzüme bakarak.
"Nasıl bu kadar güçlü olabilirsin?"
Ona alayla baktım.
"Ben Evrenin ve Doğanın Prensesi, Prenses Asel Gonzales'im. Öfkem ve intikamım senden bile büyük Kor! Şimdi hesaplaşma vakti. Şimdi intikam vakti!" Dedim bağ...
Son karar Aselimiz bu oluyor(Medya). İnşallah bir daha değiştirmem. (:
Kendi ışığınızla yıldızımı parlatmayı unutmayın lütfen
Aral Hernandez'i aşağıya bırakıyorum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
1 ay sonra;
Zihnimden her şeyi uzaklaştırarak gözlerimi huzurla kapatıp suyun altına biraz daha sokuldum. Tam 1 ay geçmişti. Yüzümdeki iz dışında yaralarım iyileşmişti. Kısa duşumu aldıktan sonra etrafta Aral'ın olmadığına emin olup nehirin ılık suyundan çıktım. Aral'ın evinde duş olmaması berbat bir şeydi. Onun yüzünden duşumu nehirde almak zorunda kalıyordum. Hemen yanımda bulunan havluyu üzerime geçirdiğimde arkamdan bir öksürük sesi duydum.
"Gelebilir miyim? Sana kıyafet getirdim."
Hızla arkamı döndüğümde Aral'ın gözlerinin kapalı olması rahatlamamı sağlamıştı.
Aral başını sallayarak kıyafetleri uygun bulduğu bir yere bıraktı ve arkasını dönerek uzaklaşmaya başladı. Derin bir nefes alarak kıyafetleri elime alıp sinirle soludum. Bu sinirim tabiki de Aral'a idi. Haftalardır bana beyaz kıyafetler getiriyordu. Kendisi siyahlara boyanırken bana zorla beyaz giydiriyordu.
Bir çıkıyım şu evden, onu bana giydirdiği beyaz kıyafetlerimle boğacağım. Başka kıyafetim olmadığı için mecbur onun verdiği kıyafetleri giyiyordum. Beyaz elbiseyi üzerime geçirdiğimde bir siyahlara bürünmüş eve birde beyazlara bürünmüş kendime baktım. Elime az önce topladığım pembe çiçekleri aldım. Aral'ın karanlık evine birazcık renk katalım dimi? Kısa bir gülüş sunarken saçlarımın ıslaklığı elbiseme geçmişti. Umursamayarak Aral'ın evine girmemle merdivenleri çıktım.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aral'ı çalışma odasında çalışırken görmemle zaten açık olan kapıyı tıkladım.
"Girebilir miyim?"
Aral başını hızla bana çevirerek ayağa kalktı.
"Gel gel, bende seni bekliyordum."
Gülümseyerek bedenimi içeri soktuğumda elimdeki çiçekleri sehpadaki vazonun içine bıraktım. Şu 1 ayda kendimi tamamen iyileşmeye adamıştım. Kafama çok fazla şey takmıyordum ve Aral ile çok iyi anlaşıyorduk. Mesela eskisi gibi krallığımı kurtarmam için deli gibi bir çözüm aramıyordum. Bunun Aral sayesinde olduğunu düşünüyorum, bir şekilde zihnimi rahatlatmayı başarabilmişti.