Ateş ve Suyun savaşı

431 106 360
                                    

YILLAR GEÇMİŞ GİBİ HİSSEDİYORUM, SİZİ ÇOOK ÖZLEDİM. BOMBA GİBİ BİR BÖLÜMLE KARŞINIZDAYIM. LÜTFEN BAŞLAMADAN ÖNCE OY VERİR MİSİN? İYİ OKUMALAR 😘❤

"Nasıl hissediyorsun?"

Deniz'in sözlerine karşılık alay ve acıyla sırıtarak karşımdaki buz mavisi, ürpertici dalgalarıyla sahile baktım. Dalgalar rüzgarın her esişinde bir adım daha yaklaşıyordu benliğime. Gözümden düşen bir damla yaş denizin karanlığına karıştı. Alıp götürdü bir bir... Geriye ben ve yanımda bana destek olmak isteyen kardeşlerim kaldı. Depremin kesilmesinin ardından saatler geçmişti ve biz en güvenli yeri sahil kıyısında bulduk. Her hangi bir deprem faciası ile tekrardan karşılaşırsak sahilde kalmak en iyi önlemdi. Derin bir nefes alıp sessizliğimi koruduğumda bu sefer Arya'nın sesi duyuldu.

"Nasıl hissediyorsun?"

Sabır dilercesine Arya'ya baktığımda ürkek ve masum gözleriyle karşılaştım. Alayla sırıtıp tekrardan acıyla yüzüne baktım.

"Nasıl mı hissediyorum? Harika! Az önce onlarca masumun hayatını kaybetmesine şahit olmadık zaten, di mi? Az önce çocuklar bir hiç uğruna annesini kaybetmedi zaten, di mi? Nasıl hissedebilirim ki? Harika hissediyorum."

Sinirlerime yenik düşüp öfkeyle bağırdığımda elimi saçlarımın arasından geçirip başını önüne eğmiş sessiz sessiz ağlayan Arya da takılı kaldı gözüm. Dudağımı ısırıp derin bir nefes aldım. Ardından Deniz'in kollarında üzüntüyle bekleyen Arya'nın yanına gidip kollarıma çektim.

"Asel ben özür dilerim. Sadece iyi ol istiyorum."

"Şi tamam meleğim biliyorum. Ben özür dilerim bu sıralar sağlıklı düşünemiyorum. Sana patladım."

Arya'dan ayrılıp Deniz'e döndüm. Başını salladığında bende başımı salladım. Bu son feryadım, son isyanım olması için ne gerekiyorsa yapacaktım. Aksi halde işleri daha da çıkılmaz bir yola sürüklüyordum. Düşüncelerimi bölüp denizin biraz daha bize yaklaşmasıyla durup, sonu gözükmeyen ürkütücü denize baktım. Garip.

Kaşlarımı çatıp saçlarımı karıştırdığımda suya doğru bir adım atıp denizin az önceki konumunu düşünmeye başladım çünkü az önce su neredeyse 5 metre gerimizdeydi. Şimdi aramızdaki sınırları aşmış gibi sadece 1 metre gerimde duruyordu.

"Sizce de denizde bir sorun yok mu ?"

Deniz sözlerimle 1 metre gerisindeki suya baktı. Sonra korku ve şaşkınlıkla bize döndü.

"Deniz ilerlemiş!"

"Ne! Nasıl?"

"Buradan uzaklaşmamız gerek! Çabuk olun."

Sözlerimle birlikte parmak uçlarıma değen su ile sıçrayıp kendimi çekip koşmaya başladık.

Biz ne olduğunu bile anlamamıştık. Az önceki sakin, berrak sular gitmiş yerine vahşetin rengi kırmızıya bürünmüştü. Biz koştukça sular arkamızdan hücum ediyordu. Merkeze girmemize ramak kala ayaklarımı yere sabitleyip durdum. Merkezde milyonlarca insan yaşıyordu. Bu sefer kimseye zarar gelmesine izin veremezdim.

" Asel! Ne yapıyorsun koş!"

"Olmaz! Suları durdurmam lazım. Merkezde milyonlarca insan yaşıyor."

"Sana yardım edeceğim"

Deniz'in sözlerine olumsuz anlamda başımı sallayıp ellerimde oluşturduğum rüzgarı ayak uçlarına gönderdim.

"Bu sefer olmaz Deniz! Özür dilerim. Onları güvenli bir yere götür Hava!"

Rüzgar Deniz ve Arya'yı alıp hızla uçurmaya başladı. Deniz ve Arya'nın arkamdan seslenişini ve çırpınışını duysam da umursamayıp yaklaşmakta olan dalgaya döndüm. Ellerimi iki yana açıp dev dalgaların beni içine almasını bekledim. Sadece bekledim... Dalgaların bedenime sertçe çarpmasıyla nefesim kesilmişti. Ellerimde oluşturduğum ateşimi, suyu dindirmesi için saldım.

İNTİKAM ATEŞİ(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin