USTA

530 159 514
                                    

BAŞLAMADAN ÖNCE OY VERİR MİSİN?

"Sende iyi alıştın kolumu tutmaya"

Dedim olduğumuz durumu alaya alarak. Şuan Ayaz kadar sinirli olsam da kendisini biraz daha delirtmek istiyordum. 

Kolumda ki eli daha da sıklaştığında yüzümde ki sırıtış solmuş yerini öfkeye bırakmıştı. Sinirli bakışları altında ezilmek istemesem de o kadar nefretle bakıyordu ki bu imkansızdı.

Bu kadar öfkelenecek ne yaptım? diye düşünürken tüm gücümü toplayıp Ayaz'ı ittim. Bu kadarı da fazlaydı, bu prens bozuntusu bir dersi hakketti. Odaya kilitleyip hesap sormak nedir ya? Üzerine yürüyüp,


" Yeter! Bana bu şekilde davranma hakkını sana kim veriyor?"


Dedim sinirle göğsünden iterken. Bu çıkışıma şaşırmış öylece beni izlerken tekrardan ittirmek için hamle yaptığımda elleriyle elimi tuttu. Her zamankinin aksine sıkmıyor, acıtmıyor, canımı yakmıyordu.


Ne kadar sinirlendiğimi anlamıştı ve ona konuşma hakkı bırakmıyordum. Ondan hesap sorarken eliyle ağzımı kapatıp konuşmamı engelleyince yüz hizama gelip sırıtmaya başladı.


" Yine beni şaşırttın. O şerefsizin teklifini kabul ettiğinde, anladım senin amacını"


Dediği şeyle elini ağzımdan çekip bacağına sertçe vurdum. Beklemediği şeyle afallarken yere düşüp küfürler savurarak bacağını tuttu. Biliyorum dağ gibi adam benim bir hamlemle yıkılmazdı. Öküz bilerek yapıyor.

Yine de yıkılmasından istifade edip üzerine çıktım. Burun buruna geldiğimizde,

"Neymiş benim amacım? Söylesene, neden susuyorsun? Ben söyleyeyim, sırf Kraliçe Alev zarar görmesin diye sevmediğim bir adamla sevgili olmaktı benim amacım. Her gün sevmediğim birinin elini tutmak, her gün ona aşk dolu bakmaktı benim amacım. Belki de hayatımda nefret ettiğim 2. insan olabilecek bir adamla , düşm..."


Sözlerimi tamamlamadan hemen kalktım üzerinden daha fazla yüzünü görmek istemiyordum çünkü. Gözümden akan yaşı elimin tersiyle silip hızla çıktım odasından.



Nereye gittiğimi bilmeden koşar adım giderken bir kaç dakika sonra durup nerede olduğuma baktım.

Bir sürü odanın bulunduğu ve burası çok önemli,  sayamayacağım kadar korumanın bana baktığı bir yerdeydim. Başımla selam verip geri geri gittiğimde bir bedene çarpla sendeleyip arkamı döndüm.

Takım elbiseli siyahlar içindeki bir adam bana bakıyordu. Bununda korumalardan biri olduğunu düşündüğüm için açıklama yapmaya başladım.

"Şey ben Kral ve Kraliçemizin misafiriyim de yolumu kaybettim. Acaba beni çıkışa götürebilir misiniz?"

Dediğim şeyle beni süzüp kahkaha atmaya başladı.

"Duydunuz mu beyler? Kralımızın misafiriymiş"

Bütün koridor kahkaha sesleriyle dolduğunda yüzümü buruşturup yürümeye başladım. Yolumu kesen bir başka adamla dişlerimi sıkıp benden 2-3 kat uzun olan adama baktım.

"Bence uzatmadan çekilin önümden, yoksa sizin için hiç iyi olmayacak"

Dedim sert bakışlarımı hepsinin üstünde gezdirerek. Yine duyduğum o iğrenç kahkaha sesleriyle önümde ki koruma kolumu tuttu.

İNTİKAM ATEŞİ(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin