Medya: Asel Gonzales
Başlamadan oylar mısın?
Gözlerim istemsizce açılırken yattığım yerden yavaşça doğruldum. Etrafımda kimse yokken yavaş adımlarla yürümeye başladım. Bir bahçeye geldiğimde adımlarımı durdurup bana bakan annemle acıyla tebessüm ettim. Gelmişti, benim için... Çiçeklerin arasından süzülerek ona doğru koşmaya başladığımda bir patlama kulaklarımı doldurdu. Bedenim bu patlamadan sonra yere düşerken ne olduğunu anlamamıştım. Başımı kaldırıp anneme baktığımda yüzünün yavaş yavaş değişmesiyle sertçe yutkundum. Korkuyla annemin değişen yüzünü izlerken annemin yüzünün Kor'a dönüşmesiyle ayağa kalkmaya çalıştım. Ama sanki yürüme becerilerimi yitirmiştim. Olduğum yerde çırpınırken Kor'un bana yaklaşmasıyla gözlerimden düşen yaşlara engel olamadım.
Kor kabusu kalbimde bir yara olarak kalmaya mahkum edilmişti.
"Uzak dur benden! Yaklaşma!"
Olduğum yerde çırpınırken Kor gelip yanıma diz çöktü. Sürekli bunun kabus olduğunu kendime hatırlatıyordum ama bir kabus bu kadar gerçek olabilir miydi? Kor bana zaten kabusların en acısını yaşatmamış mıydı? İğrenç kahkahası kulaklarımı doldururken kulaklarımı ellerimle sıkıca kapattım. Gözlerim istemsizce kapanırken artık bağırarak ağlamaya başlamıştım. Aynı şeyleri, aynı acıyı, aynı bedelleri yaşayamazdım.
"Korkuyor musun?"
Kulaklarımı dolduran ses değişince korkuyla Kor'a baktım ve şokla çığlık attım. Kor'un yerinde Ayaz vardı. Bana gülümserken kalkmam için elini uzattığında elim titreye titreye elini tutup ayağa kalktım. Şaşkınca Ayaz'a bakarken Ayaz elini çeneme yerleştirip yavaşça çenemi okşamıştı.
"İyisin di mi Asel?"
Sorusu karşısında korkuyla başımı salladığımda olanları kavramakta zorlanıyordum. Az önce kabus mu görmüştüm? Kor hiçbir zaman gelmemiş miydi? Çenemi tuttuğu eli kasılırken başımı ona çevirdim. Çenemi sıkmaya başladığında geriye gitmeye çalıştım ama birden belime yapışmasıyla çığlık attım.
"Ayaz! Ne yapıyorsun?"
Eli çenemi kırmak istercesine sıkarken ondan kurtulmaya çalıştım. Ayaz'ın yüzü yavaşça değişirken Kor'u görmemle kollarında çırpınmaya başladım. Kor'un kahkahası tekrar zihnimde yankılanırken yüzü değişmeye başladı. Ayaz'ın eli boynuma dolandığında nefesim kesildi. Ayaklarım yerden usulca havalandı ve gözlerim korkuyla kapandı. Lütfen demek istedim, lütfen yapma demek istedim. Tekrardan o işkenceyi çekmek istemedim. Ayaz beni hafif aşağı indirerek kulağıma fısıldadığında gözümden bir damla düştü.
"Bu seferde direnecek misin Prenses?"
"Bu seferde boyun eğmeyecek misin?"
Söyledikleriyle kalbim nefessizlikten sıkışırken göz kapaklarımı zar zor araladım. Sesi sanki 2 sesten çıkıyordu, hem Ayaz hem Kor...
"Asla, asla bir daha yalvarmayacağım"
Zorla söylediklerime sinirlenirken boynumu öyle sıkıyorduki morarmaya başlamıştı. Ayaz'ın yüzü sık sık kaybolup yerini Kor'un yüzüne bırakıyordu. Ayaz, asla tanıdığım kişi değildi. Neden benim düşmanım gibi davranıyordu, neden?
Boynumdaki baskı artarken gözlerim yerinden çıkacakmış gibiydi.
"Yalvaracaksın! Yalvarana kadar durmayacağım!"
Kor'dan duyduğum son söz bu olmuştu. Ardından zaten bayılmakta olan bedenim sert zemine fırlatılmıştı.
Gözlerim kapanırken göz yaşlarımı sonsuzluğa akıttım. Sonsuzluk hepsini benim için hapsetti. Yeri geldiğinde unutmamam için... Bugünde dik durabilmiştim, bugünde güçlü durmuştum. Belki canım yanmıştı, belki ölmek üzereydim ama ben, ben Asel Gonzalestim. Prenses Asel Gonzales... Boyun eğemezdim, boyun eğdirirdim!

ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞİ(tamamlandı)
Fantasi"Nasıl?" Dedi şokla yüzüme bakarak. "Nasıl bu kadar güçlü olabilirsin?" Ona alayla baktım. "Ben Evrenin ve Doğanın Prensesi, Prenses Asel Gonzales'im. Öfkem ve intikamım senden bile büyük Kor! Şimdi hesaplaşma vakti. Şimdi intikam vakti!" Dedim bağ...