Araf- Kaçış

321 59 170
                                    


Oy verir misin?

Vahşet... Vahşet...

"Bana gel! Yaklaş varis..."

Koşuyordum. Nereye gittiğimi bilmeden koşuyordum. Bir ses... ona gelmemi istiyordu. Tehlike hissediyordum...Saf bir tehlike vardı. Ama ayaklarım o sesin sahibini bulmak için delicesine koşuyordu. Dakikalar sonra ayaklarım kendiliğinden durdu. Ne zaman kapattığımı bilmediğim göz kapaklarımı korkuyla araladım.

Vahşet... Vahşet...

Soğuk ve ürpertici sert zeminde yüzlerce cansız bedenin yatmasıyla bir adım geriledim. Gözlerim korkuyla bedenlerin üzerinde dolaşırken duyduğum hırıltıyla olduğum yere sindim. Bir ses, korkutucu bir ses bana yaklaşıyordu. Bedenim tir tir titriyordu. Büyük bir kükreyiş duymamla korkudan indirmiş olduğum başımı ani bir cesaretle kaldırdım. Gördüğüm manzarayla gözlerim kocaman açıldı, bedenimi sarmalayan titreme hissi arttı. Karşımda neredeyse benim 2 katım olan 3 tane panter vardı. Gökleri delip geçen bir kükreyiş daha duyduğumda ayaklarım geriye gitti.

Panterler açlıkla ve dillerinden damlayan kanla bir adım daha yaklaştılar. Kaçıp kaçmama arasına gidip geliyordum. Belki kıpırdamazsam yanımdan geçip giderlerdi. Belki de beni atomlarıma ayrılana kadar parçalayıp sindirirlerdi.

"Sanmıyorum, atomlarına ayırmadan parça parça da yiyebilecek güçteler."

Beynimin içinde yankılanan sese anlam veremezken panterlerden biri hırıltılı sesler çıkararak yaklaşmaya başladı. Ben korkudan put gibi duruyordum ki ayaklarım birden harekete geçerek koşmaya başladı. Arkamdan gelen panterlerin sesini duydukça korkum 3'e 4'e katlanıyordu. Yerde yatan cansız bedenlerin üzerlerine bastıkça gözlerimden yaşlar döküldü. Neler oluyordu? Neredeydim ben? Bir ormana saptığımda hala hayatta olduğuma şaşırmıştım. Karşımda bir panter varsa saniyesinde parçalara ayrılmam gerekmiyor muydu?

"Sağa dön Varis!"

Kendi kendime mi konuşuyorum ben?

"Kendi kendine konuştuğun yok şimdi dediğimi yapıp hemen sağa dön!"

Kafam allak bullak olmuştu ama çaresizlikten sağa dönüp koşmaya başladım. Dalların kolumda ve bacaklarımda bıraktığı yaraları umursamadan koştum. Taki ayağım taşa takılana kadar. Dudaklarımdan firar eden çığlık birinin bedenimi panterlerden önce yakalayıp koşmasıyla durdu. İki çift kol beni sıkıca tutuyor, aynı zamanda da hızla koşuyordu. Arkamızdaki panterlerin sesleri giderek uzaklaştığında bir mağaraya girdiğimizi anladım.

Kucağında öylece beklerken birden beni yere bırakmasıyla çığlık attım. Tam bir şey söyleyecektim ki öfkeli nefes alışverişlerini duyduğumda vazgeçtim. Ayak sesleri uzaklaştığında ellerimden destek alarak ayağa kalktım. Çıplak ayaklarım soğuk zemine bastıkça bedenimi bir ürperti kaplıyordu. İçerisi hafif karanlık olsa da her şeyi görebiliyordum. Duvarlarda gördüğüm  çizimlere ilerleyip elimi üzerinde gezdirdim.

Bir kadın vardı, çok güzel bir kadın. sol elinde tutmuş olduğu bebeğine bakıyordu. Bu bakış...

Karşısında bir adam vardı. Elinde tutmuş olduğu kılıcı kadına tutuyordu. Bir taraf zafer kazanmıştı, bir taraf yıkılmış... Bir taraf bebeği için, halkı için endişeleniyordu, bir taraf hiçbir şeyi umursamayacak kadar vahşi... Bir taraf aydınlık, bir taraf karanlık... Gözlerimden bir damla düştü.

"A -Anne" diyebildim acıyla. Annemin yıkıldığı son kareydi bu. Son resim... Her şey, her anı büyük bir hızla zihnimi kuşatmıştı.

Gözlerimden akan yaşları durduramıyordum. Başarısız olmuştum. Ben başarısız olmuştum. Ellerimi yumruk yapıp yere düşmeden önce acıyla inledim. Ben başarısız olmuştum...

İNTİKAM ATEŞİ(tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin