12.BÖLÜM

161 9 4
                                    

Bazı insanlar arada kalabiliyor. Doğrunun yada yanlışın ne olduğuna ne yapacaklarına karar veremiyorlar .Hep ikilemde kalıyorlar.Yani başka bir deyişte Araf ' ta kalıyorlar.Mantıksız bir cümle olacak ama Araf şu an gerçekten Araf'ta kaldı.Boş boş gözlerle bana bakan Araf'a karşılık ben sorar gözlerle bakıyordum.Neden bu kadar bekledi ki?Ne cevap vereceğini mi bilemedi?Yoksa vereceği cevabı  var da sonuçlarından  mı korkuyor bilemedim.Bence birinci şık daha doğru.Çünkü Araf'ın bir şeyden korkuyor olma ihtimali bana da tuhaf geliyordu.Dışarıdan çok cesur görünüyordu, belki  öyle göstermek istiyor bilmem ama eğer öyleyse  çok iyi başarıyor.Ben de duygularımı dışarıya vuramıyordum ,saklıyordum ama  profesyonel değildim.Çünkü  annem öldükten sonra böyle davranmaya başladım.Fakat Araf duygularını öyle profesyonelce saklıyordu ki belli ediyordu tecrübesini.Aslında merak ediyorum,ben annemin ölümünden etkilendiğim için  böyle oldum,peki ya Araf? Onu etkileyen olay ne?

"Bunu  o seçecek evet yada hayır. Tek bir cevabıyla ya '  her şey '  olacak yada '  hiçbir şey ' . Seçim ona kalmış."

Ne demek istiyordu? Evet ya da hayır mı? Her şey ya da hiçbir şey mi? Ne saçmalıyordu? Araf beni her kelimesiyle etkilemeyi başarıyordu ama aynı zamanda gün boyu o kelimeyi düşünmemi sağlıyordu. Bir yanım bir şeyler hissediyorsun derken diğer yanım saçmalama sen birine karşı bir şeyler hissedemezsin diyordu  . Bunlar sağ ve sol yanımdı, hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu bilmiyordum. Araf'a dedim ama o geldiğinden beri ben hep ikilemde kalıyordum.Aslında tam adına uygun hareketleri vardı.Bir yaptığı bir yaptığına uymuyordu. İnsanları hep ikilemde bırakıyordu. Hep Araf' ta bırakıyordu.Bu düşüncelere nereden  vardığımı ben de bilmiyordum.Sanki onu yıllardır tanımışım gibi bir his var içimde . Sanki o geçmişimden bir insan gibi. Bunu o geldiğinden beri düşünüyordum. Ama bunun saçma olduğunu biliyordum. Sonuçta geçmişten biri olsaydı tanırdım.Hem her zamanda dediğim gibi ben hep nadir insanlarla yakın olurum diye .Eğer Araf bu nadir insanlardan biri olsaydı büyük ihtimal tanırdım.

Araf bir tarafa odaklanmış bakarken ben de ona odaklanmıştım.Hayatıma girdiği günden beri beni değiştirdi.Eski halime döndürdü.Annemden sonra  hiç gülmeyen ben , ara sıra içten kahkahalar atabiliyordum.Beni nasıl bu kadar etkilediğini düşünmüyor değilim.Artık hafiften de olsa ondan etkileniyorum,kabul. Ama sevmiyorum bundan eminim.Çünkü sevmek bambaşka bir şey,çok daha büyük bir şey.Cesaret isteyen bir şey.Sevmek yürek ister,belki  bende yoktur o yürekten.Ben kimseyi  tam olarak sevemedim ,o yüzden bilmiyorum nasıl bir his olduğunu .

Bilmesem de eminim Araf'ı sevmiyorum.Sadece  küçük bir hoşlantı. Sonuçta yakışıklı çocuk ,insanı etkilemeyi  her halükarda başarıyor.Ama benim dikkatimi çeken tipi değildi birbirimize benzememiz .Evet.Şu an daha da eminim Araf ile ben çok benziyoruz. İkimiz de tam anlamıyla sıradışıyız .Normalde çiftler zıt karakter olur ama biz benziyoruz. Yada ben öyle zannediyordum. Araf transtan çıkmış gibi silkelendi ve Mert'e doğru döndü.

"Tamam artık, yeter her şeye burnunu sokma.Seni  ilgilendirmeyen konulara hele hiç karışma.Sen de git artık işin falan bitti.Masal iyi görüyorsun turp  gibi maşallah."

"Nasıl beni ilgilendirmeyen?Masal ile ilgili ... " sözünü tamamlayamadan Araf onu ensesinden tuttuğu gibi kapıya doğru sürüklemeye başladı.  Ne yapıyordu bu böyle?  Kimi kimin evden kovuyordu ? Evimi iyice sahiplenmişti. Peşinden koşarak bağırmaya başladım.

" Araf,  ne yaptığını sanıyorsun sen?  Kimi kimin evden kovuyorsun?  Aslında burada beni kovarsan böyle söylemem gerekiyordu ama neyse.  Benim evim Mert ' in evi fark etmez.  Rahat bırak onu.  Yeter ama!   "  dediğimde Araf kısa bir süreliğine de olsa yerinde durup  yavaş adımlarla ban doğru döndü.

ARAF  [DÜZENLENİYOR ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin