6.BÖLÜM "Kavga"

575 26 6
                                    

Ben senin beni sevebilme ihtimalini yazan cümleyi sevdim..

***


Lanet olasıca okul seni. Ya anlamıyorum bir insan bu kadar mı nefret eder okuldan?

Evet

Sus iç ses sen hiç konuşma. Okulun havalı tabelası olan giriş kapısından geçtikten sonra hızlı adımlarla sınıfa girmeye çalıştım. Ama sadece çalıştım. Her zaman ki gibi Masal ' da icraat olmaz dedim kendi kendime.

Yanımdan geçenlerin konuşmalarını duydukça sinirlerim tepeme çıkıyordu. Anlamıyorum ya. Hadi kızlar az da olsa dedikodu yapabilir. Fakat bu erkeklerde ki dedikodu merakı beni benden alıyordu. Kızlarda dedikodu yapmasın o ayrı konu. Hele bizim okulun kızları hiç yapmasın.

Yapmadığın bir şeyin sanki yaptın bi de on katı daha kötü bir şey yapmışsın gibi gösteririyorlar. Kendimi zor tutuyorum. Hepsinin saçını elime dolayıp kafalarını duvara sürtüp kıvılcım çıkarmak istiyorum.

Ooo fazla acımasızca. Neyse ben başka plan bulurum. Yanındakilerin benim hakkımda söylediklerini duyunca daha da sinirlendim.

"Duydun mu şu Masal denen kız okula yeni gelen çocukla oturuyormuş. Ve birbirlerini tanıyorlarmış. Ders boyunca gülüşüp durmuşlar. Alev bu kızı dövmeyi planlıyormuş ."

Kim beni dövmeyi planlıyormuş .

Bizim kızıl çiyan Alev mi?

Bu kızdan bahsetmek dahi istemiyorum. Ama özet geçmek olursak tam bir pislik. Bu onun için kullanabileceğim en küçük hatta minnacık bir hakaret.

Bu kız anlatılmaz yaşanır tek kelimeyle. Söylediğim lakaptan da anlaşılacağı gibi Kızıl Çiyan' ın saçları kızıl renkte. Gözleri de mavi. Ama mavinin en güzel tonu. Normalde dışardan çok saf, masum birine benziyor ama tam tersi.

Aynı ben. Dışardan çok pislik, gıcık, itici bir tipe benziyorum. Ama asla böyle biri olmadım. Olmamda.

Ön yargı işte. Ama Kızıl Çiyanın ki iyi yönde ön yargı işte. Benim gibi tüm okul da yanılmıştı. Asıl konuya geri dönersek...

Dur o Kızıl Çiyan beni dövecekti demi. Ben ona feleğini şaşırttırırım. Sen kim beni dövmek kim kızım.

Aman neyse. Tüm dertlerin bitti de o kıza takacam kafama. Bana denilenleri hiç umursamadan sınıfa doğru yol aldım. Sınıfa girince direk bakışım sıramı buldu. Ohhh. Seslice nefesimi verdim. Bir gün daha onunla oturmama kararı aldım haftasonu. Ve iyiki de şimdi sınıfta o yok.

Şu an ki tek amacım yeni bir sıra arkadaşı bulmak ve onun benim yanıma oturmasını engellemek. Kim olursa olsun buna katlanabilirim. Yeter ki Araf olmasın.

Hemen sırama geçtim. Oturup sınıfı taramaya başladım. Acaba yanıma kimi oturtabilirim. Ya ne kadar şanssız bir kızım. Şu an yanıma kimi oturttursam beni soru bombardımanına çekecekti. Hala sınıfı tararken yanımda bir tıkırtı hissettim. Araf 'ın olmamasını umarak bakışlarımı yan tarafa çevirdim.

Ohh. Araf yoktu ama. Egoman buradaydı. Ya bu çocuk peşimi bırakmayacakmıydı. Ona baktığımı anladığında alaylı sırıtışıyla söze başladı.

"Hey güzellik. "

Yanağımdan makas aldı.

O BANA DOKUNDU.

" Ne yaptığını sanıyorsun lan? "

Tokadı suratına yapıştırdım. En nefret ettiğim şey birinin suratıma veya saçlarıma dokunmasıydı . Ve ben sinir hastasıyım. Bir sınırım var. O sınıra ulaştıkları an ben de teller kokuyordu. Gözüm hiç bir şeyi görmüyordu.

ARAF  [DÜZENLENİYOR ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin