5.BÖLÜM "İntikam "

634 25 4
                                    

Multi ; Araf

Bu bölüm Araf  'ın  ağzından.


Mutlu mu olmak istiyorsun kimseden bir şey bekleme.
-Bob Marley-

***


ARAF

Telefonun sesiyle uyandım. Ahh bu lanet müzik neyin nesiydi böyle. Telefonu elime aldım.Bundan sonraki İlk işim şu kötü müziği değiştirmek olacak herhalde. Telefonun ekranında Rıfat Bey yazıyordu. Avukatım. Beni her olaydan kurtaran ve pis işlerimin üstünü örten Avukatım. Telefonu cevap verince kulağımı bir gürültü kapladı.

"Ne oldu? "

Çok da kibar biriyimdir!
Kibarlıkta üstüme kimseyi tanımam. Rıfat bey cevap verdi.

" Efendim kusura bakmayın sabah sabah sizi rahatsız ettim..."

Ne saçmalıyordu bu ya sadece ne olduğunu söylese olmaz ama dimi.

"Ne var? "

" Efendim, holdingle ilgili bir sorun oluştu. Ben halletmeye çalıştım ama olmadı.. Sizin holdinge gelmeniz gerekecek. "

" Tamam 2 saate gelirim. "

Cevap vermesini beklemeden telefonu suratına kapattım. Yataktan kalktım. Odadaki tuvalete girip elimi, yüzümü yıkadım. Bu Holding işi de nerden çıktı. Neymiş kendisi halledemiyormuş. Sen halledemiyeceksen kim halledecek. İşin ne sanki orda. Tuvaletin aynasına bakıp saydırırken ne saçmaladığımın farkına vardım. Hemen işimi halledip tuvaletten çıktım. Odaya doğru yol aldım. Dolaptan siyah kot pantolon ve siyah kazak çıkardım. Siyah benim rengim. Nerdeyse etrafımda ki her renk siyah. Yeşil gözlerim dışında. Elimde olsa göz rengimi değiştirsem. Bu gözler bana geçmişi hatırlatıyordu. Hiç hatırlamak istemediğim geçmişimi.


Etrafımda tek farklı renk gözlerim değildi. Onun da gözleri farklıydı. Mavi. Deniz gibi uçsuz bucaksız. Ahh ne diyorum ben ya asla o kız hakkında böyle düşünmemeliyim . Amacından asla dönmiycem . Aklıma bunu kazımalıyım. Aklımı fikirlerden uzaklaşıp mutfağa doğru yol aldım. Nuran teyze bana kahvaltı hazırlamış. Bu kadın çok iyi ya. Benim dadım. Yani eski dadım. Ahh yani küçükken o kadın yerine beni o büyütmüş. Emeği çok üstümde. Zaten bu hayatta hala kalma sebebimden biri. Diğeri de intikam hırsı.


Kahvaltımı yapıp evden çıktım. Arabaya bindim ve holdingin yolunu tuttum. Holding  Babamdan kalan mirastı. Miras da ne miras ama şehrin yarısı nerdeyse benim oldu. İlk başlarda istemesem de ve parayı her ne kadar da sevmesem de planlarım için en önemli etmen paraydı. O yüzden bir müddet parayı gereğinden fazla harcıyacağım. Holdingden giriş yaptım. Çağ-Ka  Holding. Deniz gözlü kız yani gerçek adıyla Masal 'ın babasının ve benim babamın ortak oldukları Holding. Eminim bundan Masal' ın  haberi yoktu. Hatta babasının ortağı olduğunu bile bilmiyordur. Bir çok sırrı bilmediği gibi. Kendini çok zeki zannediyordu. Sanki her şeyi biliyormuş gibi. Ama hanımefendinin dünyadan bile haberi yoktu. Öğrense ne olurdu acaba ?

Yıkılır mıydı ? 

Benim yıkıldığı gibi.

Yaşama  isteğini mi kaybederdi ?

Benim kaybettiğim gibi.

Eminim bunlardan hiç biri olmazdı. Yine sineye çeker unutuldu. Her zaman yaptığı gibi. Her şeye toz pembe bakardı. Kendine göre yas içindeymiş. Acı çekiyormuş. Hah acı çekmek neymiş nerden biliyor ki o. Nefes alamamak nasıl bir his biliyor mu o ?  Hep böyleydi. Hiç değişmedi.

Düşüncelerimden ani bir fren sesiyle çıkıverdim. Karşımda arabanın birinin benim arabama çarptığını görünce sinir kat sayım arttı. Araban indim. Adamın indiğini gördüm. İner inmez bakışları ben de takılı kaldı. Daha sonra korkak ifadesi şaşkın ifadesinin yerini aldı. Salak yeni anladı benim patronu olduğumu.  Korkak bana bakmaya devam ederken merhamete geldim. Arabana bin diye bir bakış attım ve elimle defol git işareti yaptım. Hemen kayboldu.

Arabaya bindim. Park yerine ulaşıp arabayı park ettim. Holdingden içeri girince tüm bakışlar üstümde toplandı. Bundan her zaman sinir olmuşumdur. Odama gitmek için asansöre bindim. Odama ulaşınca ben girmeden sekreterin sesiyle durdum. Arkamı dönmeden onu dinlemeye başladım.

"Araf bey, toplantı odasında bekleniyormuşsunuz. "

Ben koskoca holdingin patronu Araf Çağlar ' ı ayaklarına çağırıyorlar. Yine arkamı dönmeden konuşmaya başladım.

" Söyle beni bekleyenlere odama gelsin. "

Cevabını beklemeden odama geçtim. Kapıyı sertçe çarptım. Beyefendilere bak bir de ayaklarına çağırıyorlar. Uşakları vardı sanki. Koltuğa geçip beklemeye başladım.  Masamın üstünde onun küçüklüğünün fotoğrafı vardı. Çok güzeldi. Hala öylede. Hayır. Ne saçmalıyorum ben ya. Onunla ilgili böyle şeyler düşünmemeliyim. Bu kadar şey yaşandıktan sonra ona karşı içimde iyi bir duygu olmamalı. Sadece intikam hırsı olmalı. Her ne kadar o bir şey yapmış olmasa da babası denilen o adam hak ediyordu.

Babam yaşadığı hiç bir şeyi hak etmiyordu aynı o kadın gibi. Masal ' ın annesi de hak etmiyordu. Her zaman masumların canı yanıyordu. Benim canım yandığı gibi.

Çok masum değildim ama en azından suçsuzdum . Bu kural değişmeyecek. Masumların canı her zaman yanacak. Hak etsede hak etmese de. Onun da canı yanacaktı . Çünkü bazılarından alacağım intikam için onun canını yakmam gerekiyordu.


***


Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Düşünceleriniz benim için çok önemli...
-sessiz-

ARAF  [DÜZENLENİYOR ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin