Multi ; Araf
Bu bölüm benim yanımda olan tüm arkadaşlarım için yazıyorum...
(en başta Sena olmak üzere
Hilal, Nisa, Hediye, Sıdıka, Merve, Büşra, Hazal, Hatice ve tüm samimi olduklarım....)
Ve bazen bir yalana inanmak istersin, çünkü bilirsin gerçeklerin acıtacağını...
-sessiz-
***
Sabah gözüme çarpan güneş ışığıyla uyandım. Gözlerimi kırpıştırdım. Yastığımın altından olan telefonumu elime aldım. Saate baktım.
Offf ya saat daha sabahın sekizi..Neden bu perde güneşin bana vurmasını engellemiyordu.Yastığımı alıp kafama bastırdım . Belki böyle uyuyabilirdim.
Yok. Olmuyordu.Mecburi olarak yatakta doğruldum . Ayaklarımı yataktan sarkıttım . Yerin soğuk olduğunu anladığımda titredim.Bir Masal klasiği üşüdüğünde ilk ayaklarım donardı.Etrafa bakındım.Ve yine bir Masal klasiği çıplak ayakla asla yere basamazdım .Bilmiyorum ama böyle değişik huylarım var.
Hesaplamalarıma göre çorap çekmeceme ulaşıp tuvalete gidene kadar ayaklarım donar.Bu yüzden tek şık tuvalet kapısının yanındaki terliğe koşmak.Adeta bir Usain Bolt misali tuvalete koştum. Hemen terlikleri ayağıma geçirdim.Ohh ayaklarım çok üşümemişti .
Tuvalete girip elimi yüzümü yıkadım.Ardından mutfağa geçtim. Heyt bugün cumartesi. Yaşasın tatil. Lanet olsun sana okul.Normalde bu lafımı arkadaşlarım duysa benim söylediğime asla inanmazlar. Ee tabi bende okul birincisi bi kızdan beklemezdim. Ama her insanın içinde okulu sevmeme huyu vardır.
Kahvaltımı yapıp odama geçtim. Tek amacım tekrar uyumak. Ama önce biraz kitap okuyayım. Kitap okumak ben de artık hobi değildi. Ben de takıntı haline dönüştü. Kitap okumadan asla bir gün bile geçiremez hale geldim.
Aslında bu durumu seviyorum. Çünkü bir tek kitap okuyunca ve şarkı söyleyince rahatlaya biliyordum. Hobilerim tabiki de vardı ama şarkı söylemek ve kitap okumak ben de takıntı. Ta ki annem ölene şarkı söylüyordum. Ama o ölünce bıraktım her şeyi bıraktığım gibi.
Ben mutlu olunca sanki anneme haksızlık yapıyormuş gibi hissediyorum.Kütüphaneye doğru ilerledim. Elime rastgele bir kitap aldım. Tam o anda yanındaki fotoğraf albümü de yere düştü. Eğilip albümü elime aldım.İçini açtığımda ilk resim annemin resmiydi. Ahh güzel gözlü annem benim.Nasıl da özlemişim. Şimdi benim bu duygusal halimi görsen şaşırırdın . Çünkü ben hep vurdumduymaz biri olmuştum.
Sayfaları tek tek çevirdim. Neredeyse her resim de annem vardı. Son sayfalara doğru eski arkadaşlarımın resmini gördüm.Anılar gözlerimin önüne gelince duygulandım.İlk resim de en samimi sınıf arkadaşlarım vardı. Her zaman her koşulda yanımda olan arkadaşlarım. Benim vazgeçilmez huylarımdan birisi de asla birine adıyla hitap etmezdim. Değiştirirdim. Onlar bundan hoşlansa da hoşlanmasa da koyardım takma ismini.
Tamam kabul ediyorum bazı soğuk espriden bile daha kötüydü ama eğleniyordum en azından.En samimi olduklarımın takma adları şöyleydi;
Nisa. Kıvırcık olduğu için hep Kıvırcığım derdim. Saçlarını karıştırıp onu sinir etmeyi çok severdim.
Hilal. Hilal 'imm e de Ay' ımm derdim. Benim wattpad delisi manyak arkadaşım.
Hediye. Ela gözlüm benim. Ona her zaman My Gift derdim. Her ne kadar soğuk espiri mi yaptığını sanıyorsun sen diye sorsada adı hiç değişmedi.
Hatice. Uyuzum benim. Dünya daki bütün herkesden daha uyuz ve sakar olan Hatice. O yüzden ona uyuz sakar derdim.
Merve. Manken kızım benim. Ya kız tam bir manken. O yüzden ona çıtı pıtı derdim. Kız güzellik abidesi.
Büşra. İki büşra vardı. Bu fotojenik olandı. Anlamıyorum. Bir insan her foto da bu kadar mı güzel çıkardı. Ona fotojenik derdim.
Hazal. Sarışınlara olan ön yargımı yıkmayı başaran kız. Ben hep sarışınları sinsi filan zannederdim. (Ben de sarışınım ama kendimi hiç onlar gibi hissetmezdim. Hem istisnalar kaideyi bozmaz. :D Yani ben sinsi filan değilim neyse ... ) Meğer öyle değilmiş her insanoğlunda olan bir şey gibi ben de ön yargıymış .Bu yüzden ona sarı derdim.
Nur. Asi kızım benim. Onun ters tarafına kimse denk gelmesin. Ona nurellam derdim.
Dilara. Sıra arkadaşım. Voleybolcu kız ben ona pasör dediğim için tüm okul kıza pasör dedi. Yazık ya herkes gibi onun da adı unutuldu.
Sena. Onun yerini kimse ama kimse tutamaz. İlkokul arkadaşımdı. Onunla annem ölene dek görüşüyorduk . Daha sonra herkes gibi onu da arkamda bırakmıştım. Ona hep kumral güzeli derdim. Ya da My twin derdim.
Sıdıka. Kızın gözleri kapkaraydı . O da benim eski ilkokul arkadaşımdı. Ama aynı okula düşmüştük. Her gün beraberdik onla. Evlerimiz de çok yakındı. Ona kara gözlüm derdim.
En samimilerim bu kadardı.Albüm de son bir resim gözüme çarptı. O adamın resmi. Annemin ve benim hayatımı karartan adam.
Normalde her genç kızın ilk aşkı babası olurmuş.Benim öyle değildi. Beni istemeyen adam benim ilk aşkım olamazdı.
Annemi aldatan adama benim babam olamazdı.O yüzden ona hep o adam derim. Adını söylemek ya da ne olduğunu söyleyecek bir değeri yoktu gözümde. O bu kadar hatalar işlerken ona baba diyemezdim.
Doğum hayatımın en kötü günü yapan adama baba diyemezdim.Annemin ölümüne sebep olan adama baba diyemezdim...
***
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
-sessiz-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF [DÜZENLENİYOR ]
Teen FictionBir tarafta onu hayata bağlayan intikam hırsıyla yanıp tutuşan genç... Diğer tarafta annesine verdiği sözü tutmak için çabalayan genç kız... Ya onların yolları hiç ummadıkları bir yerde kesişirse ... Ve o can alıcı cümleyle hayata ve birbirlerine...