Nisa ' dan
" Bak şimdi olayı başından itibaren anlatacağım, bu yüzden düzgün dinle. Bir daha anlatmam. Taşındığımız zaman ben daha yeni okuluma ilk başlarda alışamamıştım. Okuldakiler çok havalı ve itici oldukları için hiçbiriyle arkadaşlık yapmamıştım. Bu yüzden benle uğraşmaya başlamışlardı. İlk zamanlar alerjim olan şeylerle bana oyunlar yaparlardı, ben de acile kaldırılırdım. Her perşembe ve cuma günleri hastane de stajyer birini görüyordum. Yakışıklıydı, karizmatikti. Hastanedekilerin ilgisini fazlasıyla çekiyordu, tabi benim de ilgimi çekti. O zamanlar tipime çok bakıyordum, yani ortalıkta paspal paspal dolaşıyordum. O stajyer çocuğun bana bakmasını istiyordum ama o beni görmemezlikten geliyordu. Daha güzel, alımlı hastalarla uğraşırdı. Çoğu zaman takmıyormuş gibi yapıyordum ama içten içe canımı yakıyordu. Hastaneye gitmeme gerek olmayan durumlarda bile gidiyordum. Hani bir şeye alışınca bırakamıyor ya insan, işte o çocukla öyleydi. Onu uzaktan da olsa bir defa görmeden eve geliyordum.
Olayın yaşandığı gün
İşte bir gün beni, yine onu izlerken yakaladı. Hemen koridora çekip ,
" Sen aylardır beni izleyen, takip eden hastasın değil mi? Kızım salak mısın? Sana bakacağım mı zannediyorsun. Bir kendine bak bir de etrafındaki kızlara. Akıl mantık var ya. Ama doğru sen hastasın değil mi? Hahaha" dedi ve benle dalga geçmeye başladı. O bana bunları söylerken benim gözlerim dolmuş, ağlayacak hale gelmiştim. Hayatımda hiç kırılmadığım kadar kırılmıştım. Bir de bunlarla yetinmeyip benim ağlamamı gördüğünde koridordan geçenlere beni gösterip " deli, deli bu, tam bir ruh hastası" demişti ve daha çok aşağılamıştı. O an yer yarılsa da içine girsem diye dua etmekten başka bir şey yapamadım, ha bir de ağlamaktan başka. En son benimle dalga geçmekten canı sıkıldığı için parmağının ucuyla omzumu itip beni kovmuştu . Öyle iğrenç hissettim ki hayatımda ilk defa o an ölmek istedim. Hep düşünüp durdum ' Neden kimse beni sevmiyor' diye.
O günden sonra okula ve hastaneye hiç gitmedim. Tabi o geceyi unutmamak lazım. Beni aşağıladığında sabah saatleri gibi bir şeydi. Eve gider gitmez aynanın karşısına geçip neden diğer kızları beğendiğini sorguladım. O anki sinirle makası elime aldım saçlarımı iğrenç şekilde kestim, bir sağdan kestim bir soldan. Elimde ki makasla bileğime çizikler attım, yüzümü kanattım. İşimi bitirdikten sonra gülmeye başladım. Kendimi tam o anda ruh hastası gibi hissettim. Kendime zarar verdiğim halde deli gibi kahkaha atıyordum. Hiç üstümü değiştirmeden aynen o ' deli ' halimle evden çıkıp onun çıkışına yetiştim.
O hep hastane günleri geç çıkardı, o gün de geç çıktı, tam da istediğim gibi. Hastane çıkışında herkes gittikten sonra bir duvarın arkasına saklandım. Motorunu almak için benim olduğum duvarın yanından geçmesi gerekiyordu. O duvara tam yaklaşmadan arkadan çıktım ve karşısına geçtim. Elinde kaskı kafası öne eğik yürüyordu. Onu ilk gördüğüm günü düşündüm, ne kadar yardımseverdi, çocuklara şebeklik yapıyordu. Ben onu o haliyle sevmiştim. Beni bugün aşağıladığı haliyle değil. Kafasını kaldırır kaldırmaz benim halimi görünce korkudan iki üç adım geriledi. Beni sabah herkesin önünde aşağılayan, kalbimi kıran adam şimdi benden korkuyor muydu? Bu kadar korkunç olmuştum. Zaten beni çirkin buluyordu Ne fark eder ki. Gözlerimin içine hiç bakmadan yüzümü, kollarımı inceledi. Sabah gözlerimin içine baka baka benim kalbimi paramparça eden adam şimdi gözlerime bakmaktan çekiniyor muydu? " Sen, " diye fısıldadı halâ gözlerime bakmaktan çekinen adam. Bir kahkaha daha attım. O an gerçekten deliriyordum. Bunu o da fark etmişti çünkü daha çok geriye gitmeye başladı. Benden korkuyordu. Sabah ' deli '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF [DÜZENLENİYOR ]
Teen FictionBir tarafta onu hayata bağlayan intikam hırsıyla yanıp tutuşan genç... Diğer tarafta annesine verdiği sözü tutmak için çabalayan genç kız... Ya onların yolları hiç ummadıkları bir yerde kesişirse ... Ve o can alıcı cümleyle hayata ve birbirlerine...