Bölüm şarkısı ; Pera - Sensiz Ben
Ve seni asla affetmeyeceğim. Ciğerimi söken bu kırgınlıkları bana yaşattığın için...
***
Acı. Şu an hissettiğim tek şey acı. Böyle tarifsiz, sadece yaşadığın zaman anlayacağın gibi bir his. Sanki hiç geçmeyecekmiş gibi. Neden hep acı çeken taraf ben oluyordum ki? Sebepsiz yere kalbim paramparça oluyordu. Neden ha neden?
Araf
İç sesim cevap verdi soruma. Biliyordum. Zaten en acı veren de buydu. Bile bile...
Daha fazla düşünmek istemiyorum o kırgınlığımı. Gözümde Araf'ın okulda bana söylediği sözler canlandı. Bana acımasız demişti. Hadi tamam kabul ederim ben de ona dedim. Ama yalancı ve sözlerini tutmayan biri değildim. Beni nerden tanıyordu? Ben onla hiç samimi olmadım , ona yalan söylemedim. En önemlisi ben ona hiç söz vermedim ki.
Ben şu zamana kadar çok az kişiye söz verdim. Hatta belki de sadece 2 kişi. Annem'e doktor olup insanlara umut ışığı olacağıma dair söz vermiştim. Ve de küçüklük oyun arkadaşıma onu hiç bırak alacağımı, hep onunla oynayacağımı ve başka kimseyle arkadaş olmayacağımı . Anneme verdiğim sözü tutmaya çalışıyorum. Zaten beni hayata bağlayan söz. Ama oyun arkadaşıma sözümü tutamamıştım. Yani yarısını tutmuştum. Ondan sonra kimseyle oyun oynamadım ama o beni bırakıp gittiği için ona ders vermek istiyordum. Öyle olursa geri döner diye düşünmüştüm. Yine yanılmıştım. Her zamanki gibi. Kaç gece boyunca ağlamıştım.
Ama şimdi alıştım; Birinin yokluğuna, ona tam güvendiğin anda yarı yolda bırakmasına alışmıştım. Zamanla bünye alışkın hale geliyor. Ama alışkanlıklar yerine duygusuzluğu,güven problemini bırakıyor. Artık farkındayım güven problemim var. Hiç çözülemeyecek bir problem bana göre. Fakat annem bana " Bir gün bu problemlerini çözen biri karşına çıkacak. Ve seni tam anlamıyla değiştirecek." demişti.
O zamanlar inanıyordum. Çünkü bu kişinin annem olduğuna inanmıştım. Annem de gidince haliyle inancım da kayboldu. Böyle şeye inandığıma şimdi gülüyorum. Çok salakmışım. Her zamanki gibi.
Kafamı sert bir şeye çarpınca içinde boğuşan düşüncelerim zihnimden sıyrılıverdi. Kafamı kaldırdığımda Egemen 'i görünce göz devirme isteğim geldi. Yine mi bu çocuk. Sinsi sırıtışıyla gülümsüyordu. Ama nedense bana baktığında sinsi sırıtışı yüzünden silindi, ve gözlerinde hafif de olsa bi üzüntü belirdi. Elini kaldırıp yanağıma dokunduğunda ne yapmaya çalıştığını anlamak için hareketlerini inceledim. Eliyle göz yaşlarımı silerken yüzünde acı bir tebessüm vardı. O silince ağladığımı anladım. Yine aynı durum. Yaşadığım şeyleri düşündüğüm zaman istemsizce ağlıyordum ve fark etmiyordum.
Hemen 2 adım geriledim. Yüzüme dokunması beni rahatsız etmişti. Egemen sanki gözlerindeki hüznü silmek istercesine bakışlarını yere çevirdi, on saniye kadar bakışları yerdeydi. Kafasını kaldırdığında gözündeki hüzün gitmişti. Duygusuz bakıyordu. İçimde bir acıma hissi oluştu. Düşünmeden edemedim. Acaba benim ağladığımı gördüğü için mi gözü hüzünle büründü?
Saçmalama Masal. Seni önemsediğini düşünmüyorsun demi? Eğer düşünüyorsan gerçekten salaksın.
Ve iç ses yine yaptı yapacağını. Burdan bilim adamlarına sesleniyorum iç sesleri susturmak için bir şey bulsanız, baş edemiyorum artık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF [DÜZENLENİYOR ]
Teen FictionBir tarafta onu hayata bağlayan intikam hırsıyla yanıp tutuşan genç... Diğer tarafta annesine verdiği sözü tutmak için çabalayan genç kız... Ya onların yolları hiç ummadıkları bir yerde kesişirse ... Ve o can alıcı cümleyle hayata ve birbirlerine...