Öncelikle bölüme başlamadan önce kısa bir bilgilendirme vereyim. Aslında bölümü hafta içi paylaşıcaktım. Kusura bakmayın gecikme oldu. Çünkü sağlık sorunları yaşadım. Ne olursa olsun bölüm yüklemem için beni zorlayan ve ses kayıtlarıyla beni bölüm yükleyemeye mecbur eden :) canım kuzenime burdan sesleniyorum. Bu bölümü onun için yazıyorum .
Bölüm parçası: Şebnem Ferah - Hoşçakal
Keşkelerle hayal edip, neyselerle vazgeçmişiz ...
***
Ağrıyla uyanmak kadar kötü bir şey yoktur bu dünyada heralde. Ahhh. Canım niye bu kadar çok acıyordu ki ? Sadece sırtım duvara çarpmıştı ve bayılmıştım. Doktor sadece bünyem zayıf olduğu için ve baya kansız olduğum için küçük bir hareket gibi görünse de bana zarar verebilirmiş yani öyle dedi. O yüzden canım bu kadar yanıyordu heralde .
Araf yüzünden kalbim kırıldı o yüzden de canım acıyor demiyor da kendine bahaneler uyduruyor.
Lanet olasıca iç ses neden her şeyin gerçek yanını bilmek zorundasın ha neden? Sanki bende bilmiyormuyum canımın neden acıdığını. Sadece bir şeyi kendinize sürekli sözlü olarak hatırlatırsanız bilinçaltınız o bilgiye inanıp ona göre hareket edermiş bir yerde öyle okumuştum . Yani biz ne yapıyorsak, ya da ne düşünüyorsak hepsi bizim elimizde. Tüm herşey bizde bitiyor. Bende bu teze göre hareket ediyordum. Acımı psikolojik olarak değilde fiziksel olarak düşünüyordum . Bu da bi nevi gerçeklerden kaçma yolu .
Fikirlerimden alarmın sesini duyunca çıkıverdim. Bugün okula gidicektim . Dün gidememiştİm . Nedense onu görünce canım daha çok acıyacakmış gibi hissediyorum ve tahminimce hislerim gerçek çıkacak.Ama bugün gitmeliyim , onla yüzleşmeliyim . Ona soracak bir çok sorum var ama sormaya cesaretim yok eğer onun yüzü varsa bana bir açıklama yapardı.
Belki olayları çok çabuk büyütüyor olabilirim ama ben kimseye kolay kolay güvenmem . Ama onda öyle olmadı, onu görünce içimi birden güven duygusu kaplıyordu. Bu duygu bir tek annem benim yanımdayken oluyordu. Ve o küçük oyun arkadaşımın yanında oluyordu. Ama o beni bırakıp gidene kadar . Herkes gibi bir gün o da beni bırakıp gitmişti . Annemin de gittiği gibi.
Siyah kıyafetlerimi giyip ,okulun yolunu tuttum. Okula girer girmez sınıfa girmek için yol aldım. Sınıfa girince direk olarak yerime geçtim. Sırama oturur oturmaz telefonumu ve kulaklığımı çıkarıp müzik dinlemeye başladım.
Kulaklarıma Şebnem Ferah ın Hoşçakal şarkısı gelince yüzümde acı bir tebessüm oluştu. Bu şarkıyı ilk Aşk Tesadüfleri Sever filminde izlemiştim . Her zaman öyle aşka hayran kalmışımdır ,hatta hayalimdir . Hep merak etmişimdir filmlerde ki aşklar gerçek hayatta da olabiliyormu acaba ?
Kesin kesin zaten anca senin gibi birinin zekasından bu muhteşem fikir ortaya çıkardı. Kızım sen salak mısın ? Hey gerçek hayata dön acı gerçeklerle yüzleş . Yani Araf gibi acı gerçeklerle yüzleş.
Ben iç sesimin hep gerçekleri yüzüme vurduğunu söylemiş miydim ? Aa evet söyledim . Müziğin yükselen sesiyle düşüncelerimden çıkıverdim. Ve kendimi şarkıya bıraktım.
Seni ararken
Kendimi kaybetmekten yoruldum
Bulduğumu zannettiğimde
Kendimden ayrı düştüm.
Bu garip bir veda olacak
Çünkü aslında hep içimdesin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARAF [DÜZENLENİYOR ]
Teen FictionBir tarafta onu hayata bağlayan intikam hırsıyla yanıp tutuşan genç... Diğer tarafta annesine verdiği sözü tutmak için çabalayan genç kız... Ya onların yolları hiç ummadıkları bir yerde kesişirse ... Ve o can alıcı cümleyle hayata ve birbirlerine...