Judy'nin Anlatımıyla
26 Mart 1996
Her zamanki gibi sabahın köründe uyandım. Derlerim beni çok yoruyordu. Anne ve babam ayrıldıktan sonra- evet ikisi birden üzerime çok daha fazla düşmeye başladılar.
Koleje gidebilmem için çok para harcıyorlar ve çok baskı yapıyorlar. Derslerden hiçbir şeye vakit bulamaz oldum. Gerçekten hiçbir şeye.. Son zamanlarda gitar bile çalamıyorum. Ama Bayan Lind'in dersinde yarım kalan uykumu telafi etme şansım oluyor.
Etrafta olup bitem pek bir şey yok.
Şu sıralar ortam oldukça sakindi. Bazı şok edici olaylar da oldu tabi. Mesela Ellen hatalarını kabul etti ve Julia'dan özür diledi. Şuanda arkadaşlıklarını geliştiriyorlar. İki aydır bu şekilde. Bu herkes için oldukça şaşırtıcı, çünkü Ellen asla hatalarını kabul etmez veya kendi itibarını bozabilecek bir şeyi kabullenmezdi. Her şeyden önemlisi, birinden özür dilemezdi. Tartışmalarımızda hataları kabullenen ve özür dileyen kişi hep ben olurdum.
Ellen'ın bu kadar değişmesi, bir anda, içimde bunun Julia'ya kurulan bir tuzak olabileceğini çok düşündürdü.
İlginç bir şekilde Betty ve Victoria'nın sesi fazla çıkmıyordu. Yani ortalarda pek yoklardı.
Bu Julia'nın kısa sürede toparlanmasına yardım etmişti. Kendisi mutluydu ve ağlamayı bırakmıştı.
Onunla aram son zamanlarda biraz kötüydü. Çünkü güllerimin birinden ananas tozu çıktı ve Julia bu sebepten dolayı hastane yattı. Ona bir şeyden haberdar olmadığımı söyledim ama kalbi kırılmıştı, bana kolayca inanmayacaktı. Bunu hissedebiliyordum.
Tam da üzerine Ellen ile çok büyük bir kavga ettik. Benim sürekli sorun çıkardığımı söyleyip duruyordu, sorun çıkaranın o olduğunu ve bunu kabul etmediğini söyledim. Ve tüm tartışmalarımızda hatalı kişinin sürekli ben olarak kayıtlara geçtiğimi hatırlattım.
Ondan sonra pek konuşmadık. Bugün tuvalet kabininden çıkmadan önce Betty ve Ellen'ın konuşmalarına şahit oldum.
Nefesimi tuttum. Çok sessiz bir ortamdaydık ve nefes alış verişlerimden bile yakalanabilirdim. Bu yüzden temkinli olmalıydım.
"Biraz daha zamana ihtiyacım var. Henüz bana çok güvenmiyor."
"Ne o Ellen, Leydi Tombik ile arkadaşlığını ciddiye almaya mı başladın?"
"Tabi ki hayır."
"O zaman bu akşam, konuştuğumuz gibi orman planını uygulayacağız."
Julia için kötü bir şey planladıklarını anladım. Ellen başından beri Julia ile oyun oynuyordu. Hissetmiştim ve doğru çıkmıştı, Ellen değişmezdi. İkı ayda değil, bu kadar kısa sürede değil.
Dersten sonra olanları anlatmak için odama koştum ama çok geçti. Bir taksiye binip en yakın ormanlık alana geldim.
Yankılanan kahkaha sesleri ve çığlıklardan dolayı başta delirdiğimi sandım, sonradan gerçek ses olduğunu fark ettim.
Ormanın içerisinde uzun süre dolaştım, karanlıkta bir ağlama sesi duydum. Bu Julia'nın hıçkırıkları a çok benziyordu. Ağacın altına yaslanmış, gözleri şişmiş Julia'yı buldum. Yüzündeki yaralar kanamaya başlamıştı.
"Julia?"
Kafasını kaldırıp, yorgun gözleriyle bana baktı. Hiçbir şey demedi. Yere çömeldim ve cebimden peçete çıkarıp yüzünü sildim. Her yerim kan olmuştu, ama hiçbir şey onun gözlerinin bu kadar acıyla bakması kadae kötü olamazdı. Ona sıkıca sarıldım.
"Çok üzgünüm..."
Cevap vermedi, sadece ağlıyordu. Belki de hayatında ilk defa bir arkadaşı olmuştu ve onu da hemen kaybetmişti.
Yurda dönerken bana bir sürü soru sordu. Bazılarına kaçamak cevaplar verdim. Bazılarına cevap vermedim. Bazılarına ise soruları tam duyamadığım için saçma sapan cevaplar verdim. Julia'nın bu konu hakkındaki düşüncelerini tam bilmiyordum ama tek amacım onun zarar görmesini engellemekti.
Julia'nın yaşadıkları muhtemelen onda büyük bir travma olarak kalacak. Yardım etmemiş olsam bile, insanların bu kadar ileriye gittiklerini gördüğüm için üzülüyorum.
Başkasının gorünüşü ile dalga geçmek, onun elinde olmayan bir şey için. Acınası bir durum.
Birinin acı çekmesinden nasıl zevk alabilirsiniz? Nasıl eğlenebilirsiniz? Bunları Betty, Victoria, Ellen ve Jolie'nin yüzüne karşı söyleyebilmek isterdim. Ama sanırım bunun için fazla korkağım...
Ne Julia, ne de başkası...Kimse bunları yaşamayı hak etmiyor.
O gün Julia öğretmenlerimizle konuşmayı bırakıp, onun yerine bir polise gitseydi her şey daha farklı olabilirdi. Adalet gerçekten yerini bulabilirdi.
Daha fazla acı çekmezdi. Ölmek istemezdi. Üzülmezdi, kırılmazdı, yalnız kalmazdı, bu kâbustan uyanır ve cehennemden kurtulurdu.
Kendim ile ilgili çok muazzam şeyler söylemeyeceğim, çünkü Julia'nın da söylediği gibi, ben çok kötü bir insan olmayabilirim, ama iyi şeyler yapmadım. Arkadaşıma yardım etmedim. Görmezden geldim ve şimdi tüm hayatımı mahveden bu seçimimin, bedelini ödüyorum.
...
Kısa oldu, üzgünüm.
...
633 Kelime
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝑳𝒂𝒅𝒚 𝑭𝒂𝒕𝒕𝒚/ 𝗜'𝗺 𝗦𝘁𝗮𝗿𝘃𝗶𝗻𝗴 𝟯 [TAMAMLANDI]
Genel KurguLeydi Tombik eziğin teki, bacakları kalın ve göbekli, çiller bazı insanları çok güzel yaparken onu daha da çirkinleştiriyor. Beyaz teni sayesinde ölü gibi. Hatta ölü, sadece bedeni duruyor o kadar. Yalnız kalıyor, sessiz kendisi, hiçbir şeyden zevk...